6
Mayıs
2024
Pazertesi
ERZURUM

BU OLAYLARI GÖREN VE DUYAN İNSAN ACABA HALA KOMİNİSTÇE DÜŞÜNEBİLİR Mİ?

Merhaba, Gül Medeniyetinin güzel insanları, içinde yaşadığımız dünyanın yaşlandığı her halinden belli oluyor. Ancak, Allahın kudretinin tecellisi olarak izah edilebilecek olağan üstü olaylara artık çok sık rastlıyoruz.
İmandan nasibi olmayan insanlar bu olayları hala bilimsel olarak izah etseler de anlayamadıkları bir şey var ki; oda bu yaşananların arka planında Allah'ın yüce kudretidir.
Artık bu olanların bir İlahi ihtar olduğunu anlayalım. Yoksa biz de helak olanlardan olursak iş işten geçmiş olur.
İçinde yaşadığımız gezegen de ve gideceğimiz ebedi istirahatgahımızda Adli İlahinin tecelli etmesi adına tek düzen koyucu olan Kudret bazen düzene uymayanları hizaya getirmek adına bu ve benzeri doğa olaylarını insanlık sahnesine koyabiliyor. Bunu bizde yapmıyor muyuz? Yarım yamalak kurduğumuz beşeri sistemlerimize uymayanları en ağır cezalarla cezalandırmıyor muyuz?
GELİN BERABERCE BİR NEFSİ MUHASEBE YAPALIM!
Bu yaşananlar her insanı olduğu gibi beni de derinden etkiledi. Çünkü o insanları çaresizlik içinde görüp de madden yanlarında olamamak çok acı bir duygu. Velev ki Müslüman olmasalar bile o insanların mağduriyetlerinde madden ve manen yanlarında olmalıyız.
Allah'ın Celal sıfatının tecellisinde eğer Müslümanlarda manevi ihtarın muhatabı oluyorlarsa bunun tek izahı var. Oda "neme lazımcılıktır." Kur-an'da helak olan ümmetlerin içinde inananların olması bunun en büyük ispatı olsa gerek Öyleyse gelin beraberce bu yaşanan olaylardan sonra bir nefsi muhasebe yapalım.
Kur-an'ı Kerimde Yüce Allah buyuruyor ki: " Bir kavim kendinde ki güzel hasletleri değiştirmediği sürece Allah onlara verdiği nimetlerini geri almaz." Bu ilaha mesajı hem kendimize hem de dünya Müslümanlarına uyarlayabiliriz. Dünyada yaşayan bir buçuk milyar Müslüman'ın hepsi ya açlık ve sefalet içindi ya da emperyalist güçlerin sömürüsü veya zulmü altında. Hâlbuki bu yaşam tarzı Müslüman'ın haysiyetine yakışmıyor. Çünkü Müslüman asla zillet içinde yaşamamalıdır. Bu benim şahsi temennim değildir. İslami bir kayidedir. İslam şerefli bir din olduğundan Müslüman da bu şerefe uygun yaşamalıdır.
Sanki bu ifadelerimden sonra azda olsa birkaç misal istediğinizi duyar gibi oluyorum. Bu sezgimde haklıysam o zaman birkaç misali sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizce:
* İmam-Hatiplerin mağdur edilmesinde,
* Başörtüsü yasağı ile başını örterek okumak isteyenlerin, inancını yaşama fırsatlarının ellerinden alınmasında,
* Birilerinin ayrımına göre yeşil sermayenin önünün kesilmesinde,
* Müslüman'ca yaşamak isterken; siyaset yapmak isteyenlerin siyaset sahnesinden silinmelerinde,
* …
* …
* …
Bu ve benzerleri ülkemizde yaşananlar. Ülkemiz dışından da örnek isterseniz:
* Yıllardır İsrail zulmünden inleyen Filistinlilerin,
* Bosna Hersek'teki yaşanan zulme muhatap olanların,
* Çeçenistan da, Afganistan da, Karabağ da, Keşmir de vs. zulme uğrayan Müslümanların
* En son da Irak ta yaşanan insanlık dramına muhatap olan Müslümanların,
Hiç mi sorumlulukları yoktur.
 Acaba biz hakkıyla Allah'a şartsız iman etseydik. Ve imanımız doğrultusunda şerefli bir yaşam sürseydik; yukarıda bir kısmını ifade ettiğim sıkıntıları Allah bize layık görür müydü?  
Peki, o zaman problem nerede diye ister istemez bir soru akla geliyor. Oda her halde inanç mantığımızdan hareketle kutsal değerlerimizi yorumlamada ve yaşam tarzımızdaki haddi aşmamızdadır. Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde buyuruyor ki: "Müslüman ne ezer nede ezilir" Hadisi şeriften de anlaşıldığı üzere Müslüman zulmediyor veya zulme rıza gösteriyorsa Müslümanlığında bir problem var demektir.
 Vesselam…
Nizamettin ALAYOĞLU - Hakikat Gazetesi
Yayın Tarihi : 2 Ocak 2005 Pazar 23:08:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?