1. Dünya Savaşında Ermeni Çeteleri Tarafından Katledilen Mağdurlar Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili iddiaların doruk noktaya ulaştığını belirterek, Türk Ermeni İş Geliştirme Konseyi (TEİGD) Başkanı Kaan Soyakın açıklamalarını şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi.
TEİGD tarafından yapılan açıklamalara tepki gösteren Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, "TEİGDin kuruluş amacı olarak Türk- Ermeni ilişkilerini geliştirme yönündeki gayretleri tabii ki memnuniyetle karşılanmakta. Bu konuda, mantık kalıpları dahilinde, sorunların çözüme yönelik atılacak her adımın önemi, gerek Türk vatandaşları, gerekse resmi makamlar nezdinde kabul edilmektedir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana hasım olarak görülen Yunanistan, Suriye gibi ülkelerle sorunlarımızı nasıl aştıysak, yıllardır boğuştuğumuz Kıbrıs sorununda nasıl belirli bir ilerleme kaydettiysek, Türkiye Cumhuriyeti bu konuda da gereken hassasiyeti gösterecektir. Ancak, Ermenistan ile sınırların belirlendiği Kars Antlaşmasını tanımayan, üstüne üstlük topraklarımızdan bir bölümünü Batı Ermenistan olarak adlandırmakta ısrar eden, atalarınızı katil olarak tanımlayan ve komşularının topraklarını işgal altında bulunduran bir ülke ile diplomatik ilişki kurulsun demek hiçbir teamülle örtüşmemektedir" dedi.
"ERMENİSTAN, DİYASPORANIN MALİ DESTEĞİYLE AYAKTA DURUYOR"
Türkiyenin tek taraflı iyi niyet gösterisinde bulunarak, sınır kapılarını açması gerektiği yolundaki söylemleri anlamanın zor olduğunu dile getiren Dr. Eğilmez, "TEİGD, buna ne kadar inanıyor bilemeyiz ama, Ermeni sınırının açılmasıyla iki ülke ekonomisinin kalkınacağı gibi bir teze biz inanmakta güçlük çekiyoruz. Dış politikayı biraz takip eden bir insan, Ermenistanın ekonomik olarak çökmüş durumda olduğunu, diyasporadan gelen paralar olmasa ayakta kalmasının mümkün olmayacağını, her geçen gün gençlerin ekonomik sorunlardan bunalıp ülkesini terk ettiğini bilir. Ekonomisi çökmüş bir ülkeyle sınırların açılması durumunda, bunun bölge getirileri tartışılacak bir konudur. Zaten yapılan araştırmalar göstermektedir ki; Türkiyenin iki sınır kapısının bulunduğu ve Ermenistandan iki katı nüfusa sahip olan Gürcistan ile ticaret hacmi 300 milyon dolar, Azerbaycan ile 330 milyon dolar, Ermenistan ile kıyaslanamayacak bir pazar olan İran ile de 1 milyar 200 milyon dolar (bunun da 500 milyon doları İrandan alınan doğalgazdır) iken, Ermenistan gibi bir ülkenin bölgesel ekonomiye katkısı gerçekten tartışılır. Sivil toplum örgütleri tarafından, bölge ekonomisinin geliştirilmesine yönelik enerjinin Gürcistan, Azerbaycan, İran gibi potansiyeli yüksek sınır ülkeleriyle yapılacak ticaret için harcanması daha faydalı gözükmektedir" diye konuştu.
"ERMENİLERİN YÜZDE 94.1İ TÜRKE KIZ VERMİYOR"
Her iki ülkede yapılan anketlere de değinen Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, "Her iki ülkede yapılan anket sonuçlarına iyice bakıldığında görülmektedir. Onlar hakkında, nasıl bir düşünceye sahipsiniz? sorusuna, Ermeniler için olumsuz diyen Türkler yüzde 30.8, çok olumsuz diyenler yüzde 6.6 iken, Türkler için olumsuz diyen Ermeniler yüzde 47.2, çok olumsuz diyenler yüzde 27.8 yani toplam yüzde 75 olmuştur. Türkiyede Ermeniye kız vermem diyen yüzde 68.1 iken, Ermenistanda bu oran yüzde 94.1e çıkıyor" dedi.
"Enver ve Talat Paşa gibi tarihi kişileri bilen Ermeniler, günün Türk siyasetçilerini tanımıyorlar. Bu durum Ermeni kamuoyunun tarihin derinliklerine sadece kendi takıntılarıyla nasıl takılıp kaldığının en somut örneğidir" diyen Dr. Eğilmez, daha sonra şunları söyledi:
"Araştırma sonuçlarına göre Ermeniler, hastanede Türk doktora muayene olmak istemiyor, kızlarının bir Türkle evlenmesine karşı çıkıyor, mahalle ve apartmanlarda, hatta işyerinde Türk istemiyorlar. Türklerin, bu konularda ön yargılarından daha çok arındığı görülüyor. İki ülke halkı, sınır kapılarının açılması ve diplomatik ilişki kurulması konusuna daha sıcak bakarken, konu Ermeni soykırımına gelindiğinde bu Türkiye için bir ön koşul olarak öne sürülüyor. Anketin sonuçlarına bakıldığında, Ermenistandaki aşırı milliyetçi ve ön yargılı değerlerin daha yüksek olduğu açıkça ortaya çıkıyor."
"ERMENİSTENIN TAŞNAK ZİHNİYETİNDEN KURTULMASI GEREKİR"
Ermenistan ekonomisinin kötü gidişatının sadece sınır kapılarına bağlanmasının gerçekçi olmadığını belirten Dr. Eğilmez, "Ermenistan ile ticari ilişkiler zaten Gürcistan üzerinden yürütülmektedir. Yeni açılan Aktaş Sınır Kapısıyla mesafe daha da kısalmıştır. Kaldı ki, Ermenistan ekonomisindeki çöküşün gerçek nedenini, yönetim zafiyetinde aramak yanlış olmayacaktır. Komünist sistemden kapitalist sisteme geçmiş olan ülkeler, Rusyaya olan bağımlılıklarını azaltmaya çalışırken, Ermenistan bunu başaramamıştır. Bağımsızlığını müteakip, daha kendini toparlayamadan, komşularıyla sorunlarını askeri yollardan çözmeye kalkması ise (Yukarı Karabağın İşgali) Ermenistanın zaten kıt olan ekonomik imkanlarını azaltırken, yabancı yatırımcının ülkeye gelişini de engellemiştir. Ermenistanın radikal Taşnak zihniyetiyle politika üretmeye devam ettiği sürece ne siyasi ne de ekonomik anlamda gelişmesinin mümkün olmadığı açıktır. Bunun sorumluluğunu da sadece Türkiyeye yüklemek abesle iştigaldir. Bölgede turizmin geliştirilmesi makul bir öneri olarak görülmektedir. Türkiye, dört bir köşesiyle gerçekten bir turizm potansiyeli taşımaktadır. Türkiyenin Doğu Anadolu Bölgesi, Ermeni turistlerle kalkınacaksa, kimse Gürcistan üzerinden gelecek Ermenilere gelmeyin dememektedir. Kaldı ki, biraz önce değindiğimiz gibi ekonomisi çökmüş bir ülkeden gelecek turistlerin, ziyaretlerinde bölgeye ne bırakacağı da tartışılır. Daha zengin olan ve gerçek anlamda döviz potansiyeli oluşturan diaspora Ermenilerinin ise Türkiyeye girişlerinde bir sorun olduğunu kimse iddia edemez. Yeter ki geldiklerinde klasik propagandalarına girişip, bölgede huzursuzluk çıkarmasınlar" şeklinde konuştu.
"İYİ İLİŞKİLER İSTİYORLARSA SAPLANTILARDAN KENDİLERİNİ KURTARMALARI ŞART"
Sözde soykırım üzerinden siyaset yapan ve bu saplantılarını en büyüğünden en küçüğüne tüm halkına aşılamış olan bir yönetimle ekonomik ilişkilerin geliştirilmesiyle sorunların aşılabileceğine inanmanın güç olduğunu söyleyen Dr. Eğilmez, "Ermeniler geçmişin saplantısından ve kendi uydurdukları hikayelerden uzak, olaylara objektif yaklaşabilecek sivil inisiyatiflerle kurulacak diyalog çerçevesinde gerçekleştirilecek projelere yöneldiği ve karşı tarafın eline koz verici açıklamalardan kaçındığı takdirde, TEİGDnin samimiyetinin anlaşılabileceği düşünülmektedir. 1. Dünya Savaşında Ermeni Çetecileri Tarafından Katledilen Mağdurlar Derneği olarak, şu içinde bulunduğumuz hassas dönemde, kişi ve kurumların daha dikkatli davranıp ona göre politika ve strateji geliştirmesini arzu ediyoruz" dedi.