7
Mayıs
2024
Salı
ERZURUM

Erzurum evleri sanat şaheseri

ERZURUM EVLERİ SANAT ŞAHESERİ

Eski Erzurum evlerinin, mimari üslup açısından birer sanat şaheseri olduğu kaydedildi.

Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, eski Erzurum evlerinin, başta plan ve sahip olduğu özellikler açısından mimari birer sanat eseri olduğunu söyledi.

Erzurum evlerinin en büyük özelliğinin, iklime uygunluk ve depreme dayanıklılık gibi önemli detayların hesaba katılarak inşa edilmesi olduğunu vurgulayan Aktemur, bu evlerin şekillenmesinde, yöredeki sosyal ve kültürel yaşam biçiminin de etkili olduğunu kaydetti. Klasik ve geç dönem özelliklerinde inşa edilen Erzurum evlerinin, iki ana başlık halinde ele alınabileceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Aktemur, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında mimari tarzın değiştiğini belirtti.

TANDIR EVİ VE SELAMLIK,

ERZURUM EVLERİNİN EN ÖNEMLİ BİRİMLERİNİ OLUŞTURUYOR

Klasik Erzurum evlerinde, evin merkezini tandır evinin teşkil ettiğini anlatan Aktemur, alt kattaki kiler, aile bireylerinin oturduğu harem odaları ve girişin gerisinde de yer avlularının bulunduğunu aktararak, hatta bazı örneklerde ahırla bile tandırın bağlantısının bulunduğunu dile getirdi. Sözü edilen tandır evinin sadece yemek ve ekmek pişirilen yer olmadığına dikkati çeken Ali Murat Aktemur, bu bölümde soğuk kış günlerinin neredeyse tamamının geçirildiğini kaydetti. Aktemur, tandır evlerinin günlük yaşamda edindiği yer nedeniyle ocak, raf, seki, kurum ve hatta kırlangıç tavanı ile göz estetiğine hitap ettiğini söyleyerek, klasik Erzurum evlerinin üst kattaki en önemli biriminin ise, selamlık olduğunu ifade etti.

Selamlık birimlerinin, tavanları, yüklük ve kandilleri ile Türk ahşap işçiliğinin ve Türk’ün ince estetik anlayışının zengin örnekleriyle dolu olduğunu kaydeden Aktemur, “Klasik Erzurum evleri, Türk ahşap işçiliğinin en zengin örneklerinin görülebileceği sanat yapılarıdır” dedi.

DEPREME KARŞI TEDBİR OLARAK

DUVARLARIN ARASINA HATILLAR KONULMUŞ

Erzurum evlerinde malzeme olarak köşelerde kaba taş kullanıldığını aktaran Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Aktemur, duvarların yapım şeklinde ise, depreme karşı alınan tedbirlerin göze çarptığını dile getirdi. Duvarların, depreme tedbir olarak aşağıdan yukarıya doğru daralmak suretiyle yapıldığını belirten Aktemur, yine duvar aralarına konulan hatılların, esmene kabiliyetleri nedeniyle muhtemel bir deprem karşısında koruyucu özellik taşıdığını kaydetti. Pencerelerin ise, dıştan içe doğru genişleyen mazgal pencere niteliğinde olduğunu anlatan Aktemur, bu mimari tarzın taşıdığı amacın da, gün ışığından daha çok faydalanma ve soğuktan daha az etkilenme olduğunu ifade etti.

19. YÜZYILIN SONLARINA DOĞRU,

ERZURUM EVLERİNE SADELİK HAKİM OLUYOR

19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında, Erzurum’daki yapılarla ilgili olarak değişimlerin göze çarptığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Aktemur, bu dönemde Batılı mimari tarz ile Baltık üslubunun kaynaştırılmaya başlandığını belirtti. Söz konusu dönemin genel özellikleri olarak, Türk mimarisinin yabancı olduğu iç içe silmelerden oluşan yuvarlak kemerli söveler, taş plasterli kapılar, kemerli balkonlar, yuvarlak, kemerli dışa taşkın söve ve pencereler ve kilit taşlarının dikkat çektiğini vurgulayan Aktemur, bu tarzda inşa edilen Erzurum evlerinde içeride sadeliğin söz konusu olduğuna işaret etti.

Nenehatun Kız Lisesi, Erzurum Lisesi, Şair Nef’i İlköğretim Okulu, Kongre Binası ve Numune Hastanesi binasının, Baltık mimarisi üslubu ile inşa edildiğini kaydeden Aktemur, bu yapıların, yüksek kapı ve pencereleri, zengin profilli yuvarlak kemerli kapıları ve dikdörtgen fonlu dışa taşkın pencereleriyle dikkat çektiklerini sözlerine ekledi.

İHA
Yayın Tarihi : 29 Ocak 2010 Cuma 17:04:05
Güncelleme :29 Ocak 2010 Cuma 18:23:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?