Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cemal Sevindi tarafından yürütülen 'Erzurum Ovasının Kuş Turizm Potansiyeli' projesi Erzurum'da kış turizminden sonra ikinci bir turizm alternatifini ortaya çıkardı.

Erzurum'un Türkiye'nin ikinci Manyas'ı olabileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Cemal Sevindi, tarihi kaynaklarda Erzurum'un kuş cenneti olarak anlatıldığını ve yaptıkları çalışmalarda bu potansiyeli bütün verileriyle ortaya koyduklarını söyledi.

191 KUŞ TÜRÜ FOTOĞRAFLANDI
2005 yılında başlayan araştırmada, tarihi kaynaklarda bir kuş cenneti olduğu anlatılan Erzurum Ovası'nın, bu özelliğini devam ettirip ettirmediğini incelediklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Sevindi, "Araştırma kapsamında yaklaşık 800 kilometrekare büyüklüğündeki Erzurum Ovası, 360 günlük arazi çalışması ile düzenli olarak izlenmiştir. Sahada belirlenen tüm kuşlar, GPS konum bilgileriyle haritalara aktarılmış ve Erzurum Ovası'nın bir kuş dağılım haritası oluşturulmuştur. Erzurum Ovası'nda ilk kez 1854 yılında bir İngiliz gözlemcisi tarafından belirlenen 171 türün, Ak Pelikan dışındaki 170'i bulunmuştur. Toplam olarak ise sahada 25 Ekim 2008 itibariyle 191 tür fotoğraflanmıştır. Bu araştırma ile Erzurum Ovası'nın geçmişteki kuş türü zenginliğini devam ettirdiği, ancak türlere ait birey sayılarında önemli azalmaların olduğu tespit edilmiştir. Türlere ait birey sayısındaki azalmanın temel nedeni Erzurum Ovası bataklıklarının kurutulmasıdır. Kuşların hala Erzurum Ovası'nda izlenebilmesi ise, ovanın kuş göç yolları üzerinde bulunması ile ilgilidir. Erzurum Ovası'nın, Kösemehmet köyü çevresinde oluşturulacak sürekli bir göl ve etkin bir koruma ile eski canlılığına kavuşturulması ve yeniden bir kuş cenneti haline getirilmesi mümkündür" diye konuştu.

KIŞ TURİZMİ KADAR GELİR SAĞLANABİLİR
Erzurum Ovası'nın fazla yatırım gerektirmeyen ve şehre oldukça yakın olan bir göl alanı olabileceğini ve bunun Erzurum'a kayak turizmi kadar gelir getirebileceğini söyleyen Sevindi, ayrıca kuş gribi ve kene zararlısı gibi göçmen kuşlarla taşınabilen birçok hastalık, kuşlar için oluşturulan korunaklı alanlarda kontrol altında tutulabilir. Özellikle göç dönemlerinde kuşların Erzurum şehrinin park ve bahçelerine kadar sokuldukları belirlenmiştir.

Erzurum Ovası'nı kat eden ana karayolları sahaya yorgun
olarak gelen göçmen kuş sürüleri için risk taşımakta, birçoğu araçların hız kurbanı olmaktadır. Ovayı kat eden karayollarında hız sınırı düşürülmeli, sürücülere önemli bir doğal alandan geçtiklerini hatırlatan uyarı levhaları konulmalıdır. Ayrıca ova genelinde devam eden yapılaşmanın da önüne geçilmelidir. Bu tedbirlerle birlikte, özellikle üreme dönemlerindeki kaçak avcılığın önüne geçilmelidir.

Erzurum sahip olduğu bu doğal mirasa mutlaka sahip çıkmalıdır. Kuş yaşam alanlarındaki tahribat, doğrudan kuşlara yönelik tahribattan daha geniş ve tehlikeli sonuçları doğuracaktır. Üniversitemiz kampüsü, son kayıtlarımıza göre 149 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ağaç topluluklarının geniş yer kaplaması, sakin ortamı ve korunaklı olması ile Atatürk Üniversitesi yerleşkesi, göçmen kuşların konaklama alanı durumundadır.

Yerleşke içerisinde küçük göl alanı oluşturulması konusu ön etütleri yapmaktayız, gerçekleşmesi durumunda sadece turistlerin değil bilim adamları ve doğa eğitimleri için son derece önemli bir örnek olacaktır" şeklinde konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Sevindi, Erzurum'un, Köknar Kargası, Çeltikçi, Turna, Kızıl Şahin, Kızıl Akbaba, Vangölü Martısı, Karabatak, Sütlabi, Arı Şahini ve Saz Delicesi gibi ender kuşların uğrak yeri olduğunu sözlerine ekledi.

Yılın her döneminde Erzurum'da ciddi kuş potansiyeli olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Sevindi, dünyada ve Türkiye'de kuş turizmine yönelik önemli tur organizasyonları düzenlendiği, Erzurum Ovası'nda doğal bir göl kurulması halinde yılın her döneminde gelen konuklara 50-80 tür kuşun izlettirilme imkanı doğabileceğini vurguladı.

iha

Yayın Tarihi : 27 Ekim 2008 Pazartesi 12:09:04

Güncelleme :27 Ekim 2008 Pazartesi 12:18:46