4
Mayıs
2024
Cumartesi
ERZURUM

Hayvancılık kan kaybediyor

Türkiye’nin et ambarı olarak değerlendirilen Erzurum’da, uygulanan yanlış politikalar sonucu koyun varlığı önemli ölçüde azalırken, sığır varlığında da uzun bir dönemdir artış yaşanmıyor.


Şehrin en meşhur yemekleri arasında bulunan ve ünü yurt dışına kadar yayılan Cağ kebabı için gerekli olan koyun etinin dahi batıdaki illerden getirildiğini belirten Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu (ETB) , 1995’te 1 milyon 382 bin 330 olan koyun sayısının 2008 sonu itibariyle 540 binlere kadar düştüğünü söyledi.
MALİYETLER DÜŞÜRÜLMELİ VERİMLİLİK ARTIRILMALI
Yaklaşık 25 yıl önce büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve kesimiyle Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu’yu da besleyen Erzurum’un düşünülmeden yapılan ithalat politikaları sonucu zaman içerisinde et ithal eder hale geldiğini kaydeden ETB Başkanı Hakkı Hınıslıoğlu, “Üretim fiyatlarındaki artış etin maliyetini yükseltti. Buna karşılık satış fiyatının düşük olması nedeniyle kar edemeyen üretici, zaman içerisinde bu işi yapamaz hale geldi. Besicilikten vazgeçenleri geri kazanmak için maliyetleri düşürmeli ve verimliliği artırmak lazım. Hayvanlardaki et ve süt verimliliğini artırmadığımız müddetçe karlılık oranını artırma imkanı yoktur” dedi.
Son yıllarda Erzurum’daki küçükbaş hayvan varlığında büyük bir azalma olduğunu belirten Hınıslıoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre 2001’de 850 bin olan koyun sayısının 2008’de 550 bine gerilediğini kaydetti.


Hınıslıoğlu, daha sonra şunları kaydetti; “8 yıldan beri maddi getirisi az olduğu için Erzurum’da koyunun beslenmesi ve yetiştirilmesi yönünde sayısal olarak bir azalma yaşandı. Bu durum özellikle Cağ kebabı yapan lokantaları zor durumda bırakıyor. Cağ kebabında sürdürülebilirliği ve markalarını koruma mecburiyetinde olan işyeri sahipleri, bazı aylarda kentte kasaplık koyun bulunmadığı için dışardan sürekli olmamak kaydıyla getirilen küçükbaş hayvanları kullanıyor. İşyerini kapatmamak için et nereden olursa getirip kullanmak durumundalar. Bunun dışında yılın büyük bölümünde süt, peynir ve tereyağının da kente geldiğini görüyoruz.”
Sığırcılıkta 500 binin üzerindeki sayının 5 yıldır korunduğunu dile getiren Hınıslıoğlu, “Suni tohumlamadan dolayı 140 ila 160 kilo arasında olan karkas et ağırlığı, 220 kiloya çıkarıldı. Bu sığırcılıkta atılmış iyi bir adımdır. Koyunculukta kilo fiyatı 6 liradan 10 liraya çıktı ama yine de gerekli adım atılamadı. Bu yapıldığı zaman Erzurum, etini artık dışarıdan ithal etmez” diye konuştu.


YANLIŞ POLİTİKA BESİCİLİĞİ BİTİRDİ
Doğu Anadolu Bölgesi’nin et ve süt deposu olarak bilinen Erzurum’da hayvancılığın yanlış politikalar nedeniyle dibe vurduğunu söyleyen Doğu Anadolu Besiciler Birliği (DABB) Başkanı Nazmi Ilıcalı ise para kazanamadığı için üreticinin besicilikten vazgeçtiğini dile getirdi.
Türkiye’deki mera varlığının yüzde 14’ü, hayvan sayısının ise yüzde 5’inin Erzurum’da bulunduğunu anlatan Ilıcalı,”Et ve sütün maliyetinin altında satılması ve hayvan ithalatı hayvancılığı bitirdi. Ayrıca Erzurum ve Kars’tan yayladan inen hayvanların büyük çoğunluğu ucuza alınıp batıda yüksek fiyatlarla satılması da üreticinin para kazanmasını engelliyor. Sütün kilosunu 50 kuruştan satan üretici, üretim yapmaktan vazgeçiyor. Kentteki hayvancılığı canlandırmak için besiciye ve çiftçiye hayvan desteği verilmelidir” şeklinde konuştu.


HAYVANCILIK BİTTİ
Erzurum ve çevresinde hayvancılığın bittiğini iddia eden Kasaplar Odası Başkanı Kenan Ejder, sadece koyunun değil sığırın da artık başka illerden getirildiğini söyledi. Ejder, Birilerinin Erzurum’da her şeyin dört dörtlük olduğunu düşündüğünü anlatan Ejder, “Kasaplarda et olmadığı için geçtiğimiz ay Balıkesir’den 700 kilo et getirdim. Hayvancılığın iyi olduğunu söyleyenlere cebimdeki faturaları gösterebilirim. Cağ kebabı işletmecileri bizden koyun eti istiyor. Burada bulamayınca Kayseri, Bursa ve Balıkesir’den getirmek zorunda kalıyorlar. Meralar yasak, yem pahalı, saman dışardan geliyor. Bu şartlarda Erzurum’da hayvancılığın iyi olacağını söylemek mümkün değil. Kasapların bir çoğu dükkanını kapatacak. Cağ kebabı işletmecileri de diğer illerden et gelmediği takdirde kapısına kilit vuracak. 1980’li yıllarda Gez Mahallesi’nden Kombinaya kadar besiciler sıra beklerdi. Şimdi kombinaya gidin bir kişi hayvan göremezsiniz” şeklinde konuştu.


ET DIŞARIDAN GELİYOR
Erzurum’da koyun eti bulunmamasının en büyük sıkıntısını Cağ kebabı satan lokantaların yaşadığını anlatan Koç Cağ Kebap’ın sahibi Kemal Koç, günlük tüketilen 250 kilo etin büyük bölümünün Bursa, Balıkesir, Ankara, Tekirdağ, Afyonkarahisar ve Yalova’dan geldiğini söyledi. Erzurum ve çevresinde hayvancılığın bitme noktasına geldiğinin altını çizen Koç, “Kış mevsimi süresince dışarıdan gelen koyunlarla Cağ kebabını yapıyoruz. Batıdan koyun gelmese bugün işlerimiz çok da iyi olmazdı ama tabiki lezzet bakımından farklılık da oluyor” diye konuştu.
ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR DURUM
Yaklaşık 35 yıldır et sektöründe yer aldıklarını belirten Özbeyli Et Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Müfit Özbeyli, Erzurum’un koyun ve sığır tüketiminin tamamının kendi kombinalardan çıktığını söyledi. Kentin küçükbaş hayvan ihtiyacının Bursa ve Afyonkarahisar’dan büyükbaş ihtiyacının da Kayseri Afyonkarahisar ve Konya’dan kesilmiş et getirilerek karşılandığını söyleyen Özbeyli, “Bunlar üzüntü ve acı verici bir durum. Erzurum bugün kendi kendine yetemez duruma geldi. Kesilen hayvanların yüzde 25’i dışarıdan geliyor. Bu içler acısı bir durum. Bu sektörün sahibi yok. Ne kanunca ne Bakanlık nezdinde kimse gereken adımları atmıyor. Devletin bu konuya el atması ve gereken desteği vermesi lazım” şeklinde konuştu.


TÜİK VERİLERİNE GÖRE BÖGELDEKİ HAYVAN VARLIĞI
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük kenti Erzurum’da 1995’de 1 milyon 382 bin 330 olan koyun sayısı, 1996’de 1 milyon 344 bin 110, 1997’de 914 bin 680, 1998’de 961 bin 070, 1999’da 971 bin 390, 2000’de 860 bin 340, 2001’de 758 bin 450, 2002’de 747 bin 857, 2003’de 734 bin 354, 2004’de 763 bin 800, 2005’de 734 bin 998, 2006’de 746 bin 934, 2007’de 684 bin 315, 2008’de ise 540 bine düştü. 1995’de 582 bin 680 olan sığır sayısı, 1996’da 592 bin 880, 1997’de 518 bin 290, 1998’de 551 bin 280, 1999’da 555 bin 260, 2000’da 545 bin 30, 2001’de 526 bin 600, 2002’de 556 bin 87, 2003’de 523 bin 115, 2004’de 538 bin 652, 2005’de 528 bin 797, 2006’da 534 bin 302, 2007’da 556 bin 39, 2008’de ise 550 binde kaldı.
 

iha
Yayın Tarihi : 3 Ağustos 2009 Pazartesi 13:55:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?