Elazığ'da yaşanan deprem afeti sonrasında uzmanlar fay hatlarına dikkat çekerken Atatürk Üniversitesi (AÜ) Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özyazıcıoğlu, Kandilli Rasathanesi'nin depremi 6,0 büyüklüğünde kendilerinin ise 5,8 olarak kaydettiklerini belirterek Karlıova üçgeninde gerilme olduğunu, bunun ne zaman kırılacağını bilmediklerini söyledi.

Elazığ'daki 51 vatandaşın hayatını kaybettiği can alıcı depremi 5,8 olarak kaydettiklerini, artçı depremlerin hala devam ettiğini ve artçıların bir hafta daha sürmesinin beklendiğini ifade eden Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özyazıcıoğlu, bölgenin Türkiye'den geçen iki önemli fay hattında birinde yer aldığını belirtti.

Özyağcıoğlu, Elazığ'da sanıldığı gibi bir deprem değil iki ayrı deprem meydana geldiğini kaydederek, "8 Mart günü meydana gelen deprem sonrası saat 09.47'de ikinci ana şok yaşandı. Sabah saat 04.32'de meydana gelen 5,8 şiddetindeki deprem sonrası saat 09.47'de 5, 6 şiddetinde ikinci deprem meydana geldi" dedi.

Ülkenin her yerinde deprem potansiyeli olduğuna dikkat çeken Özyazıcıoğlu, Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu Fay hatlarının kesiştiği Karlıova üçgeninde gerilme olduğunu, bunun kırılma zamanını bilmediklerini ancak 7 büyüklüğünde deprem olma ihtimalinin bulunduğunu söyledi.

Doğu Anadolu'da tanımlı ve tanımlanamamış çok sayıda fay hattı bulunduğunun altını çizen Özyazıcıoğlu, bunların 7 ve üzerinde deprem yapabilecek büyüklüğe sahip olduğunu vurguladı. Elazığ'da meydana gelen yıkıcı ve ölümcül depremin etkilerini de değerlendiren Özyazıcıoğlu, Palu-Hazar segmentinde 1977'de 5.1 büyüklüğünde, 1874 yılında ise 7 büyüklüğünde deprem kayıtların bulunduğunu söyledi. Verilerin fay hattının 7 ve üzerinde deprem oluşturma potansiyelinin bulunduğunun altını çizen Özyazıcıoğlu,

şimdilik Palu-Hazar civarında bulunan faylardaki enerjinin boşaldığını ifade etti. Bundan sonra fayın nerede kırılacağına dair spekülasyonlar olabileceğine dikkat çeken Özyazıcıoğlu, "Şu an elimizde nerede, ne zaman, hangi büyüklükte deprem olacağını bildiren bir cihaz yok. Yapılan yorumlar spekülasyondan öteye geçmeyecek. Fakat depremler devam edecek" ifadelerini kullandı.

Yapılarda sağlamlaştırma başarılırsa can kayıplarının azalacağını kaydeden Özyazıcıoğlu, depremleri önceden tespit eden cihazı beklemek yerine yapıların sağlamlaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Elazığ'da can kaybı yaşanan yerlerdeki yapıların zayıf olduğunu vurgulayan Özyazıcıoğlu, "Can kaybı yaşanan yerlerin zayıf olduğu zaten son depremde görülmekte. Yapıların sağlam olduğundan emin olmalıyız. Yapılarımızın mühendislik hizmeti alıp almadığından emin olmalıyız. Depreme hazırlık sadece arama

kurtarma ekiplerinin hazır beklemesiyle değil her alanda olmalı. Hasarlardan en az etkilenmek için uzun ve kısa vadeli hazırlıklı olmamız gerekiyor" diye konuştu.

Depremler sonrası değişik bilgiler verildiğini ve zaman zaman depremin büyüklüğü konusunda bilgi kirliliği oluştuğunu kaydeden Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özyazıcıoğlu, bu bağlamda Atatürk Üniversitesi ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM) arasında işbirliği protokolü imzalandığını kaydetti. Doğal afetler konusunda sismik ağların ortak çalıştırılması amacıyla hazırlanan işbirliği protokolüyle alınan değerlerin AİGM

bildirildiğini belirten Özyazıcıoğlu, "Atatürk Üniversitesi'nin bir kuruluşu olan Deprem Araştırma Merkezi'nin, bölgedeki 9 sismik kayıt istasyonuyla ortaya çıkan yeni teknolojik gelişmelere paralel, yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli kurumlarla işbirliği içinde çalışmalarını sürdürüyor" şeklinde konuştu.