7
Mayıs
2024
Salı
ERZURUM

SP Genel Başkanı Kuran Erzurum'da

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye'nin yeni bir demokrasi ayıbıyla karşı karşıya kalmaması için AK Parti'nin kapatılmaması gerektiğini söyledi.

Erzurum'da Ilıca Yolu üzerindeki Milli Eğitim Bakanlığı Hizmetiçi Enstitüsü binasında düzenlenen Saadet Partisi il başkanları ve il müfettişleri toplantısına katılan SP Genel Başkanı Recai Kutan, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşundan bugüne kadar 24 tane siyasi partiyi kapattığını belirtti.

Parti kapatmanın ne demek olduğunu en iyi kendilerinin bildiğini ifade eden Kutan, "Çünkü Milli Görüş olarak geçmişte 4 tane siyasi partimiz kapatıldı. Şu yakamda gördüğünüz rozette 5 tane yıldız var. Artık rozetimizde yıldız koyacak yer kalmadı. Bu demokrasi adına, düşünce özgürlüğü adına, son derece düşündürücü bir durumdur. Bu nedenle Türkiye'nin yeni bir demokrasi ayıbıyla karşı karşıya kalmaması için AK Parti kapatılmamalıdır. Bize göre partileri millet açar, millet kapatır. Şiddete bulaşıp terörü teşvik etmedikçe siyasi partiler hakkındaki kararı mahkemeler değil, sandıklar vermelidir" dedi.

AK Partililerin Fazilet Partisi'nin kapatılmasını fırsat bilerek Milli Görüş hareketini böldükleri iddiasında bulunan Kutan, şöyle konuştu:

"Artık sistem değişti. Sistemle kavga ederek bir yere varılamaz. Parti kapattırmak marifet değil. 'Biz uzlaşarak yürüyeceğiz. Ürkütmeden yavaş yavaş hedeflerimizi gerçekleştireceğiz' diyorlardı. Hatta daha da ileri gidip; 'Erbakan, kafasıyla olmuyor. Biz arabayı duvara toslamayacağız' diyorlardı. Sanki suçlu bizmişiz gibi davranıyorlardı. Bununla da yetinmediler. Değiştiklerini ispat etmek için 'Milli Görüş gömleğini çıkardık. Biz değiştik' diyerek şirinlik gösterisi yapıyorlardı. İslam birliğini savunmayı hayalcilik, Amerika'ya direnmeyi ise marjinallik olarak görüyorlardı. Merak ediyorum acaba şimdi oturup düşünüyorlar mı? Sorunun şirinlik gösterileri ile çözülebilecek kadar basit olmadığını kavrayabiliyorlar mı? Arabayı duvara toslamanın 'Erbakan kafası' ile bir alakası olmadığını görebildiler mi? Eğilmek yerine direnmeliydiniz. Değişmek yerine değiştirmeliydiniz. Ama yapamadınız. Türkiye'nin demokratikleşmesi, siyasi partilerin güvence altına alınması konusundaki çağrılara kulak tıkadınız. Mesela Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir kısmının Meclis tarafından seçilmesi, Türkiye'nin en önemli hukukçuları hatta Anayasa Mahkemesi başkanlığı yapmış isimler bile bunun demokratik sistem açısından önemini vurguladılar. Anayasa Mahkemesi üye sayısının 21'e çıkarılması, bunlardan 7'sinin Yargı, 7'sinin Cumhurbaşkanı, 7'sinin de Meclis tarafından seçilmesi gibi somut öneriler ortaya attılar. Siz bunu bile yapmadınız. Böylesine önemli ve somut bir demokratik talebe bile duyarsız kaldınız. Zamanında bu adımları atsaydınız, Türkiye'nin hem siyasi, hem de ekonomik açıdan istikrarsızlığa sürükleyen bu süreci engellemiş olurdunuz."

.
Yayın Tarihi : 28 Haziran 2008 Cumartesi 14:30:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?