Beldeye bağlı Derekapı Mahallesi'nden geçmekte olan Tortum ve Şenyurt çayları üzerinde yapılmakta olan toplam 5 adet HES, meyve ve sebze bahçelerini ortadan kaldırdı. Yüzlerce meyve ağacı ya kökünden söküldü, ya da üzerlerine dökülen hafriyat nedeniyle kırılarak yok olup gitti.

Doğu Anadolu Bölgesi'nin doğal güzelliklerinden olan Tortum Deresi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Erzurum-Artvin karayolunun 70'inci kilometresinde yapımı devam etmekte olan santral için Derekapı Mahallesi'ndeki yüzlerce ağaç adeta kurban edildi. HES yapımı için su yollarının değiştirilmesi sırasında projenin geçtiği yerlerdeki meyve ağaçlarının bir kısmı kesildi, bir kısmı ise kökünden çıkartılarak su yolu açıldı. Yol kenarlarındaki ağaçların üzerine dökülen hafriyat nedeniyle de çok sayıda ağaç

kırılıp toprak altında kalarak yok oldu.

Derekapı Mahallesi sakinlerinden Mehmet Albayrak, dedelerinden babalarından kalan arazinin müteahhit firma tarafından kendisinden habersiz kullanıldığını ileri sürerek, "Arazi üzerindeki çok sayıda meyve ağacımı kırmışlar, sebze bahçelerinin üzerine hafriyat dökmüşler. Derdimizi anlatacak bir yetkili bulamıyoruz. Tek kuruş da para ödemediler" diye dert yandı.

Derekapı Mahallesi Muhtarı Hamdi Yeşilyurt, HES'lerin yapımına son verilmesi gerektiğini belirterek, "Doğal güzellikler, barajlar nedeniyle gözümüzün önünde yok oluyor. Tabiatın daha fazla zarar görmesini istemiyoruz. Para falan da umurumuzda değil, biz sadece suyumuzu geri istiyoruz" dedi.

İHA

Yayın Tarihi : 22 Nisan 2010 Perşembe 10:24:03

Güncelleme :22 Nisan 2010 Perşembe 13:29:44

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?

Yorumlarınız
ahmet baykal IP: 212.156.146.xxx Tarih : 22.04.2010 16:35:19

bende derekapı mahallesindenim. bu santralin yapıldığı yerde kendi arazimizde var. santralin yapıldığı yer hesaplanırken kim yapmışsa takdir etmek gerekir bütün geçtiği noktalar köyün en verimsiz yerleridir. ana santralin yapıldığı yer ise akasya bahçesidir ve meyve ağacı namına hiç bir şey yoktur. ayrıca santralin yapıldığı yere hiç kimsenin baktığı falanda yoktu. kendimize ait yer derken size bir örnek vereyim benim babam 4 kardeş. o alanda en verimli yer denilebilecek yerde babama düşen metrekare 25 metre karedir. bizde 4 kardeşiz 25 in 4 e bölündüğünüde düşünün gerisini siz hesaplayın. sadece babamların değil orda ki yerlerin hemen hemen hepsi bu oranda.bu ülke enerji ihtiyacının %65 inde dışa bağımlıyken ülkesin akıp giden bu akarsuları kullanmayıpta ne yapacak. bence çok geç kalınmış bir uygulama. diğer bir konu ise bugüne kadar köyüne yılda bir kez bile zorla gelip orda bulunan bir tane bile ağacına su vermeyen bu insanların bas bas bağırmasını anlamıyorum. bugüne kadar niye o ağaçlara sahip çıkmadık...

YAZARLAR