TOBB Ekonomi Teknoloji Ekonomi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Cihat Göktepe, Sarıkamış harekatının 94. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada, "Tekerrür eden tarih değildir, tarih tekerrür etmez. Etse etse doğrular ve yanlışlar tekerrür eder" dedi.

Doç. Dr. Cihat Göktepe, Sarıkamış'ta harekatının önemine değinerek, "94 yıl önce bizim insanımız, bizim askerimiz hakikaten çok ağır şartlarda bu bölgeye gelmiş, savaş uğruna komutanlarının emrine tam itaatle hayatlarını hiç çekinmeden vermeyi bilebilmişlerdir. Hakikaten bu son derece insanı düşündürüyor ve duygulandırıyor. Burası bu mevsimde şartları ağır olan bir bölge. Ortalama sıcaklık eksi 25-30 derece. Kar kalınlığı ise bugün daha az olmasına rağmen o gün en az 80-120 santim arasında değişiyor. Ve
o gün, bugüne göre iklim daha ağır. Zira, küresel ısınmadan dolayı iklimde ciddi bir yumuşama olmuş. Bu ağır iklim şartlarına rağmen askerlerimiz zor şartlara maruz kalmışlardır. Çünkü, ne kıyafetleri yeterlidir, ne besin imkanları yeterlidir. Sonuç itibariyle baktığımız zaman şehitlerimizin pek çoğu hastalıktan kırıldı. Tifüs, o günün şartlarında çok ciddi manada etkilemiş ve tifo hastalığı vardı. Donarak şehit olanların sayısı çok fazla. Bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman yakın tarihimizde hakikaten
müessif bir olay olarak karşımıza çıkıyor" diye konuştu.
Sarıkamış dramı veya trajedisi olarak da değerlendirilen bu hadisenin çok iyi anlaşılması gerektiğini de vurgulayan Göktepe, "Günümüzden baktığımız zaman bile bu durumun çok düşündürücü şekilde anlaşılacağı aşikardır. Bizim insanımızdaki itaat duygusu doğru adreste, doğru kişilerin kontrolünde olmadığı zaman fatura çok ağır olabiliyor. Bu fatura da tabii ki milletimize çıkıyor. Bu noktadan baktığımız zaman bizim milletimiz fedakarlık yapmayı çok somut olarak Sarıkamış'ta göstermiştir" şeklinde konuştu.

BU BÖLGEDEKİ ASAYİŞSİZLİĞİN BAŞLANGIÇ NOKTASI SARIKAMIŞ HADİSESİDİR

Göktepe, Sarıkamış hadiseyle birlikte bu bölgede güvenlik sorunun da başladığına değinerek şunları söyledi:
"Çünkü burada asker kalmayınca bölgedeki Ermeni kitle bunu fırsat bilerek Müslümanlar üzerinde ya onları canıyla tehdit etmiş ya da bu bölgeden göçmeleri için baskı yapmıştır. Bu bölgedeki asayişsizliğin belki de başlangıç noktası Sarıkamış hadisesidir diyebiliriz. Millet olarak, toplum olarak hafızalarımızın tazelenmesi son derece önemlidir. Bu Sarıkamış hadisesi de tazelenmeye vesile olacak yakın tarih olaylarından biridir. Tekerrür eden tarih değildir, tarih tekerrür etmez. Etse etse doğrular ve
yanlışlar tekerrür eder. Bir daha yanlışlara düşmemek için yakın olayları çok detaylıca irdeleyip algılamamız gerektiğine inanıyorum"

CANLARI PAHASINA VATAN İÇİN FİRAR ETMEDİKLERİNİ GÖRÜYORUZ

Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selami Kılıç ise şu açıklamada bulundu:
"Erzurum'dan hareket ettik, Sarıkamış'a geldik. 150 kilometre otobüsle gelince sanki bu yol hiç bitmeyecekmiş gibi geldi. O anda aklıma askerlerimizin yani 3. Ordu'ya bağlı askerlerimizin yürüyüşü geldi. Ve bu kış şartlarında o insanların neler çektiğini ve nereye gittikleri bir anda gözlerimin önüne geldi. Sarıkamış'a da gelip bu havayı da görünce, hele birde telesiyejle daha yukarılara çıkınca bu insanların vatan için canları pahasına firar etmediklerini görüyoruz. Ben bir tarihçi olarak bunu
söylüyorum. Sarıkamış'ta 90 bin şehit verdik. Bu şehit, sadece kurşun yarasıyla, düşman kurşunuyla olmadı. Kimileri dondu. Kimileri hastalıktan kırıldı, kimileri de daha değişik bir şekilde bu vatan için şehit oldular."