5
Mayıs
2024
Pazar
KARS

Doğu'nun ilk Tıbbi Aromatik Bahçeleri

Kars’ın merkeze bağlı Boğatepe köyünde, Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği (ÇEV-DER) tarafından, bölgedeki doğal yaşamı, toprakları, suları, zengin kültürünü ve biyoçeşitliliğini korumak, yerel ve geleneksel üretim biçimlerinin tatlarını sürdürülebilir hale getirip tanıtmak amacıyla, Doğu Anadolu’nun ilk Tıbbi Aromatik Bahçeleri oluşturulacak.

Eğitim, araştırma, kapasite geliştirme ve ekoturizm projelerini köy halkına tanıtmak amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında köylülerle tek tek görüşülerek projenin önemi ve özellikleri anlatıldı. Çalışmalar kapsamında, Yer Gök Anadolu Derneği’nin (YEGA) öncülüğünde 2007 yılının Haziran-Ağustos ve Eylül aylarında bölgede uzmanlarla yapılan botanik ve etnobotnik çalışmalarının sonuçları anlatıldı. Boğatepe köyündeki aromatik ve şifalı bitkilerin kültüre alınması çalışmaları için projelendirildiği, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) çevre yatırım programı fonlarından destek sağlanacağı belirtildi. Bu desteklerle 2008 yılında Boğatepe köyünde evlerin bahçelerinde, adının “Bitkilerle Yaşam Bahçeleri” olacağı, Doğu Anadolu’nun ilk “Tıbbi Aromatik Bitki Bahçeleri”nin oluşturulacağı kaydedildi.

EĞİTİM ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI

Bu ilk görüşmelerin ardından hayvan ve tarla bitkileri yetiştiricisi olan bölge halkı için bostan ve bahçe bitkilerini yetiştirme konularının yeni bir çalışma olması nedeniyle uzmanlar öncülüğünde yoğun eğitim çalışmaları yapılmaya başlandı. ÇEV-DER uzmanları, projeye ilgi duyan Kadınlarla Boğatepe Köyü İlköğretim Okulu’nda bir araya geldiler. 3 gün süren eğitim boyunca çevre bilincini oluşturması, doğal kaynaklardan yararlanırken bu kaynakların sonsuz olmadığının bilinmesi, ihtiyaç kadarının doğayı tahrip etmeden kullanılması gerektiği, organik tarıma geçiş ve bu konuda bilinmesi gerekenler, bitkilerin kültür yetiştiriciliği, fide yastıkları nasıl oluşturulduğu, fidenin nasıl yetiştirildiği, bitkilerde şaşırtma yöntemi ve soğuktan korunma gibi konularda bilgiler verildi.

ÇEV-DER Yönetim Kurulu Üyesi Zümran Ömür, halı ve kilim dokumacılığının azalan iş gücü nedeniyle artık yapılamadığını söyleyerek, “2007 Haziran ayında YEGA tarafından Kars çevresinde yürütülen “Sürdürülebilir Köy Projeleri” kapsamındaki flora çalışmalarında yörenin bitki çeşitliliğinin çok zengin olduğu ortaya çıkarılmıştır. Uzmanlar tarafından tanımlanan bitkilerin bir kısmının sağlığı destekleyen, rahatsızlıklara karşı önlemler öneren, masaj yağları, kremler, merhemler, macunlar ve çaylar olarak tüketime dönüştürülebileceği, bir kısmının da süs bitkileri olarak yetiştirilerek köy halkına yan kazançlar sağlayabileceği saptanmıştır. Avrupa Birliği (AB) yasaları evlerimizde yaptığımız süt ürünlerini de yasakladı. Kadınlar için gelir getirici bir şey kalmadı. En küçük ihtiyaçlarımız için bile kocalarımızın eline bakar olduk. Kızlarımızın çeyizlerini gönlümüzce hazırlayamıyoruz. Kadınlar olarak yeni gelir kaynakları araştırıp bulmaya zorunluyuz. Köyde kurduğumuz Çevre ve Yaşam Derneği ile bir araya gelerek satmayı düşündüğümüz köyümüzdeki şifalı bitkilerin tohumlarını çayırlardan toplayıp, sonbaharda hazırladığımız evlerimizin önündeki bostanlarda çoğaltıp, UNDP ve BTC desteğiyle kuracağımız kurutma atölyesinde kurutup veya yağını çıkarıp isteyenlere derneğimiz aracılığı ile satacağız. Ayrıca bu bahçelerde yetiştireceğimiz sebze ve yeşillik de bizi kara sokacak. Her hafta pazara vereceğimiz para cebimizde kalacak. Daha taze yiyecekler yiyerek daha sağlıklı beslenmiş olacağız. Şimdiye kadar bu işleri hiç yapmamış olmamız ve köyümüzün 2 bin metre rakımda olması bizleri, “Başaracak mıyız!” diye endişelendiriyordu. Derneğimiz öncülüğünde yapılan bu eğitimlerle fidelerimizi Nisan ayı başında evlerde yetiştirip Mayıs ayında toprağa dikip inşallah Haziran ayında sizlere kendi bostanımdan yeşillik ikram edeceğim.” dedi.

BOĞATEPE’NİN FLORASI ÖNEMLİ

İstanbul Üniversitesi Botanik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Neriman Özhatay, Boğatepe çevresindeki bitkilerin önemine değinerek, şunları kaydetti: “Boğatepe ve çevresinin florası neden önemlidir? Neden özeldir? Çünkü bölgede çok farklı ve özel habitatlar (yaşam alanları) vardır. Bunlar, 1. Alpin çayırları (yüksek dağ çayırları), 2. Su kenarı bitki toplulukları, dağlık, nehir yatağı kısa boylu bitki toplulukları, 3. Nemli mera ve boylu otsu bitki toplulukları, 4. Kireçtaşlı/kalkerli kayalık bitki topluluklarıdır. Bu farklı ve özel habitatlarda yetişen bitkiler de doğal olarak özel ve nadirdir. Florasında çok sayıda soğanlı ve rizomlu bitki türü (geofit) yetişmektedir. Çok önemli süs bitkisi olarak değerlendirilen geofitlerden 2 dağ lalesi türü Anemone albana ve Anemone narcissiflora bölgede yaygın olarak yetişmektedir ve bu bitkiler üretilerek ve ticareti yapılabilecek türlerdir. Hayvan yemi olarak önemli olan korunga, fiğ ve mürdümük (Lathyrus türleri) yaygın olarak yetiştirilmektedir. Kars ilinden adını alan Lathyrus Karsianus’a yakın olan bir diğer türde alanda bol miktarda yetişmektedir. Boğatepe köyü ve çevresinin tüm bitkilerini içeren bir envanteri yoktur. Bölgenin florasının her mevsimde incelenmesi ve bitkileri tanıtan bol resimli bir kitabın hazırlanması gereklidir.”

ŞİFALI BİTKİLER ÜRETİMİ

Projeye çalışmalarına Hindistan’dan katılan Geleneksel Hint Tıbbı (Ayurveda) ve Şifalı Bitkilerle Tedavi Uzmanı Dr. T.G. Vinodkumar ise, yörenin florasının halen tanımlanmamış şifalı bitkilerle dolu olduğunu ve bu bitkilerin Anadolu halkı tarafından kullanılması gerektiğini vurguladı. Boğatepe köyü kadınlarıyla yaptığı şifalı bir masaj yağıyla onlara bu projeyi sürdürme isteğini de aşıladığını kaydeden, Vinodkumar, “Araştırma sonucunda Boğatepe köyünün zengin florası, geleneksel yaşam şeklini ve imece usulünün halen korunmasıyla bu tip çalışmalar için uygun bir ortam oluşturduğu görülmüştür. Bitkilerle yapılacak çalışmaların topraksız ve hayvanı olmayan kadınlara ek kazanç sağlayabileceği düşünülmüş, köy halkının katılımıyla uygulamaların sürdürülebilirliği için ÇEV-DER harekete geçmiştir.” diye konuştu.

ÇEVDER ETKİNLİKLERİ

ÇEV-DER Başkanı İlhan Koçulu da, “Derneğin, BTC Küçük Yatırımlar fonu (KYF) başvurusu kapsamında geliştirmek istediğimiz etkinlikler şunlardır. 1-Eğitim, çevre bilinci ve flora tanımlanması, otların şifa yönlerinin saptanması, ürün geliştirme konularında köy halkının ve bilhassa kadınların ve okul çocuklarının bilinçlendirilmesi. 2- Çoğaltma, seçilen bitkileri çoğaltma amaçlı şifalı ot bahçesi çalışması. 3- Uygulama, ot toplama, temizleme, ürün ön işleme atölyesi hazırlanması. 4- İletişim ve Pazarlama, köyü ve ürünlerini tanıtan web sitesi hazırlanması, media ve doğal ürün şirketleriyle tanıtım aktiviteleri, kooperatif olarak satış yöntemlerinin geliştirilmesi. YEGA bu çalışmalarında ÇEV-DER’e danışmanlık, ek-finansman ve koordinasyon servisleri verecektir. Projenin oluşturulması ve hayata geçirilmesi sürecinde YEGA desteğiyle İstanbul Üniversitesi Farmasötik Botanik Bölümü Prof. Dr. Neriman Özhatay, Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Fatma Güneş, Hint Tıbbı Ayurveda Uzmanı Dr. Vinodkumar ve İstanbul Belediyesi Zeytinburnu Tıbbı Aromatik Bitkiler Bahçesi Teknikeri Nazım Tanrıkulu eğitim vereceklerdir. Proje ÇEV-DER ve Boğatepe Muhtarlığı önderliğinde yöre halkının katılımıyla uygulamaya geçirilecektir. Projenin ilk aşamasında türlerin tespit edilmesi, ürün geliştirme ve işleme, şifalı ot bahçeleriyle çoğaltma konularında yöre halkı eğitilecek, ikinci aşamada ise elde edilen ürünlerin yerel ve ulusal pazarlara ulaştırılması için çalışmalar yapılacaktır. Toplumda çevre ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesinde de önemli bir katkısı olacağını düşündüğümüz bu projenin uygulamaya geçirilmesi ile, ekolojik bütünlük içerisinde doğal kaynakların kullanılması sağlanacaktır. Aynı zamanda küresel bitki çeşitliliğinin gelecek kuşaklara aktarımı sağlanacak ve yöre insanının ekonomik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesiyle hassas gruplara ek gelir oluşturulacaktır”

Koçulu ayrıca, üretimin ve üretime dayalı ekonomik etkinliğin, yaşamın sürdürülebilirliğinin, ekolojik dengenin kalıcılığına ve biyoçeşitliliğin korunmasına bağlı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:“Son yıllarda bölgede yapılan barajlar ve küresel ısınmanın etkisiyle ortaya çıkan iklim değişiklikleri bazı su kaynaklarının ve sulak alanların yok olması ve bitki türlerinin yaşam alanlarının tehlikeye girmesine yol açmıştır. Tüm bu değişiklikler hayvancılıkla uğraşan yöre halkının çayır ve meralardan faydalanma düzenini bozmuştur. Buna ek olarak yerel üreticilerin ulusal tarım politikaları ile teşvik edilen yem bitkilerine yönelmesi, çayır ve otlakları ekilebilir tarım arazisine dönüştürme eğilimini arttırmakta, çayır ve otlakların zamansız ve bilinçsiz otlatılması ve biçilmesi ise bitki çeşitliliğini etkilemektedir. Geleneksel olarak köy kadınlarının kazanç kaynakları peynircilik ve halıcılıktı. Halıcılık zamanımızda yok olmak üzereyken, Gıda Mevzuatındaki düzenlemeler nedeniyle bölgedeki peynir üretiminin evlerde yapılması yasaklanmış ve kadınlar yeni kazanç kaynakları aramaya başlamışlardır. Yöredeki ekonomik değeri yüksek veya nesli tehlikede olan değerli bitkilerin köy halkı tarafından çoğaltılması ve ürün olarak değerlendirilmesi yukarıdaki sorunlara alternatif çözümler yaratacağı gibi ilave bir ekonomik gelirde sağlayabileceği düşünülmektedir. Proje alanındaki biyoçeşitliliği koruyup geliştirerek, ekolojik ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak ve proje ilgi gruplarında kalıcı bir çevre dostluğu bilinci oluşturmak asıl amacımızdır. Projenin makro ölçekteki amacı ise bölgede başarılı bir sürdürülebilirlik örneği oluşturmaktır”

İHA
Yayın Tarihi : 29 Şubat 2008 Cuma 11:14:15
Güncelleme :29 Şubat 2008 Cuma 11:17:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?