5
Mayıs
2024
Pazar
KARS

Engelliler Birim Başkanı ötenazi istedi

Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DOLUNAY) Başkan Yardımcısı Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir mektup yazarak ötenazi istedi.

Dernek Başkanı Dr. Bahattin Şeker ise Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak'ın mektubu göndermesini güçlükle engellediğini söyleyerek, "Engelliler Birim Başkanımız Faruk Ocak, artık öyle bir çaresizliğe geldi ki sonunda bunu yapacağından korkuyorum" dedi.

Kars Dolunay Derneği'nde, ilk defa 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü etkinliksiz geçti ve hafta boyunca da hiçbir etkinliğe katılmamama kararı alındı. Gerekçe olarak da toplumun engellilere bakışı, kurum binalarına engelli girişlerinin yapılmaması gibi onlarca neden gösterildi. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü bile Atatürk Caddesi üzerindeki Dolunay Derneği'nde ziyaretlerine gelen gönüllü üniversite öğrencileriyle geçiren Dernek Başkanı Dr. Bahattin Şeker ve Engelliler Başkanı Faruk Ocak, engellilerin engellerinin ortadan kaldırılmamasından dert yandılar.

DİLENCİ DURUMUNA DÜŞÜRÜLEN VEYA AŞAĞILANIR DURUMDA BIRAKILAN
ENGELLİLERİ BU ENGELLİLER GÜNÜ'NDE ANMAMAK LAZIM

Kendisi sağlıklı olan Dernek Başkanı Dr. Bahattin Şeker, tekerlekli sandalyeye mahkum olan doğuştan engelli Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak'ın günlük hayatta yaşadığı zorlukları dile getirdi. Dolunay Derneği'nin bile Faruk Ocak için faaliyette bulunduğunun altını çizen Dr. Bahattin Şeker, vatandaşların bazı konuşmalarının Faruk Ocak'ı derinden etkilediğini söyleyerek, "İşte bu sözlere birkaç örnek; 'Ne bakıyorsun kör müsün', 'Sakat herif', 'Bunu nasıl göremezsin, kör herif', 'Körün attığı taş gibi geldi değdi', 'Sağır duymaz ama uydurur' gibi ifadeler engellileri aşağılayıcı ifadelerdir. Maalesef bu konular çok sıradanmış gibi görünüyor. Bizim bu günümüzde hiçbir etkinliğe katılmama ve etkinlik yapmama gibi tepki koymamızın nedenlerinden biri de bu tür konulardır. Faruk arkadayım, dükkanın önünde bile otururken birisi para uzatarak, 'Al şunu Allah'ını seversen' deyip parayı zorla eline vermeye kalkıyor. Yani dilenci durumuna düşürülen veya aşağılanır duruma bırakılan engellileri bu engelliler gününde anmamak lazım. Faruk arkadayım, 'Artık bıktım' diyor çünkü; fiziksel engelleri aşamıyor, insan engelini aşamıyor. Bir engelli rampasının önüne park eden arabayı bir engelli ikaz etmemeli artık. Şu anda bile halen Faruk Ocak bir rapor almak için bile Erzurum'a gidiyor. Geri geldiğinde de ötenazi istiyor. Bu haliyle Erzurum'a gitmekten bıktı artık. Ben elimden geldiğince ötenazi konusunda kendini engellemek istiyorum. Ama, 'Ben kendimi yakayım mı, çektiklerimi daha nasıl anlatayım' diyor" şeklinde konuştu.

KARS'A FİZİK TEDAVİ MERKEZİ KURULSUN
Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak, geçen yıl Kars'ta Fizik Tedavi Merkezi kurulsun diye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazdığından söz ederek, "Mektubumda, 'Kars'tan, engelliler veya normal vatandaşlar fizik tedavi alabilsinler diye Erzurum'a gidiyorlar' dedim. Ama bunun önemi hiç düşünülmedi. Benim hastalığımın teşhisinin Kars Devlet Hastanesi'nde yapılmasının imkanı yoktur. Çünkü aletler ve gerekli araçlar eksik. Varsayalım bunlar var bu defa da bunları kullanacak uzman eksikliği var. Bu nedenle en ufak bir rahatsızlığımda bile Erzurum'a gitmek zorundayım. Üniversiteye giriş sınavı için bile rapor almak lazım, bu rapor için bile ne yazık ki Erzurum'a gitmek zorundayım. Erzurum yollarına gitmek benden ne götürüyor veya bana ne kazandırıyor? Neden gitmek istemiyorum? Rahatsızlığım nedeniyle vücut direncimin az olmasından dolayı bir sürü zorluklar yaşıyorum. En azından 3 gün vücudumun kendisine gelmesini bekliyorum. 3 gün içerisinde oturup kalkamıyorum. Hatta, bir su bardağı suyu bile zor içiyorum. Çünkü boğulacak gibi oluyorum" diye konuştu.

ÖTENAZİ İSTİYOR
Ocak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e, ötenazi istediğini belirtir bir mektup yazdığından da bahsederek, "Cumhurbaşkanımıza, 'Benim şehrimde, şu yok, bu yok' diye değil de 'Ben de bu şehirle beraber yaşamalıyım ya da beni bu şehirde yaşatmayın ki bu şehrim ölürken acısını ben yaşamayayım' demek istedim. Bunun için de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e ötenazi istediğimi belirttiğim mektubu yazdım ama Dernek Başkanımız Dr. Bahattin Şeker bu mektubu göndermeme izin vermedi. Ama bir gün bunu yapacağım. Çünkü en azından bu şehirde 'Ben de yaşıyorum, benim de yaşamaya hakkım var' diyebilmek için artık yaşamamayı bile göze aldım. En büyük isteğim, Kafkasların başkenti olan şehrimle beraber ben de demeliyim ki, 'Kafkasların Başkenti olan Kars'ta ben de insan gibi yaşamak istiyorum.' Bugün bakınız hiçbir okula, hiçbir kuruma giremiyorum. Devlet Hastanesi'ne bile giriş-çıkışlarımda 3-4 insanın yardımına ihtiyacım oluyor. Hastanenin tuvaletine bile giremiyorum. 1 No'lu Sağlık Ocağı'na rampalı olduğu için gidemiyorum.
Artık başka hiçbir şey demiyorum, sadece bu şehrimde yaşamak istiyorum. Ya şehrimden önce beni öldürün ki onun ölüm acısını duymayayım, ya da şehrimle beni beraber yaşatın" ifadelerini kullandı.

YARIN HER ŞEY UNUTULUP KAPANACAK
Ocak, 3 Aralık Engelliler Günü'nü protesto etmelerinin nedenleri hakkında ise şunları söyledi: "Engelliler sadece 365 günün 7 günü hatırlanıyor. Televizyon programlarına engelliler çıkıyor, kimileri bir şey söylüyor, kimileri söylemiyor ama her şey orada kalıyor. Aslında engelliliğin nedenleri ve olabilecek durumları göz önüne almak lazım. Bunları sıfır noktasına indirgemek lazım. Neden insanlar engelli oluyor, neden engelli doğuyor, diye kendimizi sorgulamamız lazım. Engelliler sadece 7 gün değil, 365 gün hatırlanması lazım ki her insanın bir engelli adayı olduğu bilincinde olduğuna inanmalarını sağlamak lazım. Ama çeşitli nedenlerden dolayı 7 günde ses duyurmak için kullanılmasını yeterli bulmadığım için bugün bile herhangi bir etkinliğe katılmak ve kendimiz bile bir etkinlik yapmadık. Topluma küskün değilim ama dargınım. Çünkü yarın veya öbür gün onlar benim durumuma düştükleri zaman sesleri çok gür çıkacak veya sesleri hiç çıkmayacak. Bugün ben onlara; yarınları için, benim durumuma düşmemeleri için bağırıyorum ve yardım eli uzatıyorum. Sadece bu günlerde çıkıp kamera karşısında konuşacaklar ve, 'Biz engelliler için şöyle böyle yapıyoruz' diyecekler ama sonuçta hiçbir şey değişmeyecek. Yarın her şey unutulup kapanacak."

TAMAMEN HALKTAN, TOPLUMDAN TECRİT EDİLMİŞ, UZAKLAŞTIRILMIŞ BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ
Ocak, son olarak, Başbakanlık Genelgesi'ne değinerek, "En geç 2012 yılında kamu binalarının engellilere göre düzenlenmesi için Başbakanlık Genelgesi çıktı. Peki biz 2012 yılına kadar insanların kucağıyla mı gideceğiz? Kendi başımıza yapabileceğiz işleri yapamayacak mıyız? Burada engelli olup olmamak önemli değil. Önemli olan insanların vicdanlarındaki duyarlılığı harekete geçirmektir. Hem işyerlerine giriş bize uygun değil zaten. Tamamen halktan, toplumdan tecrit edilmiş, uzaklaştırılmış bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyaya ne kadar girsek de başta yöneticiler bazında olmak üzere bizlerin bu dünyaya girebileceğimiz konumlar oluşturulmamış ve oluşturmak için de zaman ve süre koyuyorlar. İşte bu zaman ve süre bir insanın engellilik derecesini artırmaya veya azaltmaya yetebilir mi? O zaman bu işe bir an önce çözüm bulmalı ve her şeyi zamanında güzel bir şekilde yapmak lazım" dedi.

iha
Yayın Tarihi : 4 Aralık 2008 Perşembe 13:14:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ali beker IP: 88.227.247.xxx Tarih : 4.12.2008 21:57:14

Bu hareket aslında bir isyanın doruk noktası. Öyle sanıyorum ki bu istekte bulunan arkadaş ötenazinin ne olduğunu gayet iyi biliyor. Hukuki boyutunu da biliyor. Zira bir derneğin başkanı. Bu konumdaki insanlar öyle laf olsun torba dolsun misali konuşmaz. Tartmış ölçmüş ve biçmiştir. Bence bu arkadaşın acısı gerçekten büyük. Onun durumunu iyi bilmek lazım ve kimse durup dururken "Hey millet ben ötenazi istiyorum" diye ortaya çıkmaz. Sayın metin demir bey de yorumunda kullandığı "şaşkaloz" ifadesiyle aşağılamış bence. Zaten engelli arkadaş ta böyle düşünenler nedeniyle böyle bir tepki verdiğini söylüyor. Valla helal olsun yapmasada yapamasa da helal olsun. Sağlıklı ama düşünce engelli insanlar alabilirseler ders almalı.


HALİL ÇALIŞKAN IP: 78.182.46.xxx Tarih : 5.12.2008 03:44:42

senin aptal diye nıtelendırdığın ınsanın ne kadar ıyı ve temız bırısı olduğunu bılsen kendınden utanırsın.faruk abımız senelerdır bu cileyi cekiyor,her defasında dile getırıyor.sonuc ne mı?işte ınsan canından bu kadar bıkabılır...ıste umudun geldiği son nokta budur.o abımiz bedensel olarak engellı olabılır ama bır engellıye dengesız ve şaşkaloz dıyen beyın engellı değildir nedir?ates düştüğü yeri yakar gardas.


Metin Demir IP: 88.251.29.xxx Tarih : 6.12.2008 22:33:52

Ben ötenazi istemenin bir hak mücadelesi değilde bir acizlik olduğunu düşünüyorum, ayrıca engelli kardeşlerimizi temsil eden bir derneğin başkanı olan kişi sorunlarına dikkat çekebilmek için daha sağlıklı eylemler yapabilir yani şimdi bu arkadaşın ötenaziyi ve bunu belirleyen kanunları bilememesi normalmidir, yoksa bu arkadaşımıza hakaret etmek gibi bir niyetim olamaz sinirlenerek sarfettiğim olumsuz kelimelerden ötürüde kendisinden özür diliyorum ayrıca sıkıntısız ve sıkıntılarının en aza indiği uzun yıllar yaşam dileklerimi bildiriyorum.