Koruma altındaki Ani Harabeleri, Ermenilerin dinamitlerle yarattıkları sarsıntılar sonucu yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. M.S. 967'de yapılan katedral ve 1215'te yapılan Tıgran Horent Kilisesi'nde yarıklar oluştu, her sarsıntıda taşlar düşmeye başladı.
Kars'ın Ermenistan Sınırı'na yakın kesimindeki Ani Harabeleri, bu tarih hazinesinde gözü olan Ermenistan'ın sinsi saldırısına maruz kaldı. Ani Harabeleri'nin hemen karşısında taşocağı kurarak her gün dinamit patlatan Ermeniler, günde bir kaç kez ‘yapay deprem’ yaratarak burayı yıkıp, yok emeyi amaçlıyor. Türkiye-Ermenistan sınırında, 10 ve 11'inci yüzyıla ait mimari eserlerin bulunduğu Ani Harabeleri, Arpaçay Nehri'nin çok yakınına kurulan dev taş ocaklarında patlatılan dinamitler yüzünden yıkılmaya yüz tuttu. Ermenistan'ın sahip olamadığı tarihi değerleri yok etmeye yönelik sinsi saldırısı olan dinamit patlatma olayı yüzünden tedgirgin olan çevre köylülerdeki vatandaşlar ‘‘Hem Ani, hem de biz her gün yaşadığımız 3-5 Ermeni depremiyle sarsılıyoruz’’ dediler.
YARIKLAR OLUŞTU
Kars'a 45 kilometre uzaklıkta bulunan ve çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Ani Harabeleri, Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alındı. Kazı ve restorasyon çalışmaları sürdürülen Ani'de tarihi değerler, ayakta durabilmek için direniyor. Türkiye-Ermenistan sınırını çizen Arpaçay Nehri'nin 150 metre kadar yakınına dev bir taşocağı şantiyesi kuran Ermenistan, sahip olamadığı bu tarihi yıkma hayaline adım adım ilerliyor. Ermeniler'in ‘gözbebeği’ olarak nitelendirdiği M.S. 967'de yapılan katedral ve 1215'te yapılan Tıgran Horent Kiliseleri bu sarsıntılardan en çok etkilenen yapı oldu. Büyük ve düzgün taşlardan yapılan kileselerdeki yarıklar giderek açıldı. Her dinamit patlatılmasında bu yapılardan birkaç taş düşmeye başladı.
10 YILDIR SÜRÜYOR
Ani Habareleri ile bitişik Ocak Köyü halkı, yaklaşık 10 yıldan beri patlatılan dinamitler yüzünden yüreklerinin ağızlarına geldiğini söylediler. Köylülerden 36 yaşındaki Mehmet Kara, ‘‘Ermenistan'ın işlettiği taş ocağı, 10 yıl öncesine kadar Ani'ye bir kilometre kadar uzaktaydı ama köyümüzden görünüyordu. Şimdi burnumuzun dibine kadar getirdiler. Burada hemen hemen her gün dinamit patlatıyorlar. Öyle gün oluyur ki günde 3-5 kez dinamit sesi ile irkiliyoruz. Sadece bizler değil, 5 kilometre ötedeki Esenkent, 4 kilometre uzaklıktaki Arasoğlu köylüleri de tedirgin oluyor. Sanki deprem oluyor. Evlerin camları, çerçeveleri yerinden çıkacakmış gibi sallanıyor. Çoluk, çocuk herkes tedirgin oluyor. Dinamit sarsıntılarından tarihi eserlerde nasibini alıyor. Zaten bu durum gözle bile farkadeliyor’’ diye konuştu.
BİZAS'TAN ALDIK
Atatürk Ünvirsİtesi Türk-Ermeni İlişkilerini Araştırma Merkezi Müdürü Yard. Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu da şunları söyledi: ‘‘Ani bölgesi, 1064 tarihinde Alparslan tarafından feth edilmiştir. Ani yaklaşık bin yıldan beri tarihi, kültürü, medeniyeti ve kimlik yapısıyla Türk yurdudur. Ani'yi Alparslan, Ermeniler'den değil Bizans'lardan almıştır. Günümüzde Ani'deki Türk eserlerini, kendi sınırları içerisinde dinamit patlatarak ortadan kaldırmaya çalışmak utanç vericidir. Bu tutum Ermeniler'in saldırgan olduklarının kanıtıdır. Ani'de ayakta duran tarihi gerçekleri ortadan kaldırmaya çalışmak, Ermenilerin taşaronluğunu göstermektedir. Oysa Ermenistan, bugün açlık ve yokluk içinde kıvranmaktadır’’ dedi.
Ey Ani, bu zulüm ile yaşayacağına bat, yıkıl
Ejderhayarın Ani'deki yumuşak kayalara oyulmuş kuyularda kışladıkları inancı yörede yaygındır. Ani'nin yıkılışına ilişkin şu söylence dilden dile dolaşmaktadır: Ani, Nuşirevan'dan sonra Müslümanların, bir süre sonra da Kıllı Ohan adlı bir Ermeni kralının eline geçer. Kıllı Ohan çok zalim bir kraldır. En ufak bir nedenle ortalığı yakar, yıkar, insanları öldürür. Böylece zamanında bayındır bir kent olan Ani, yıkıntıya döner. Kıllı Ohan'ın koyduğu yasalara göre, kentte evlenen gelini önce krala getirecek, kral onunla bir gece geçirdikten sonra eşine verilecektir. Bu yasa müslümanlara çok ağır geldiğinden ne oğlan evlendirilir, ne de kız götürülür. Günün birinde kentin ileri gelenlerinden Odabaşoğlu, ölmeden oğlunu evlendirmek ister. Nasılsa bir çaresini bulurum düşüncesiyle toy-düğün kurar oğluna, güzel bir gelin alır. Kayınvalide gerdek odasını hazırlamıştır. Ocak yakılmış, rafa mayalı hamur konmuş, yeni doğan kuzusuyla birlikte koyun da odaya alınarak önlerine su ve taze ot konmuştur. Bu sırada Odabaşoğlu'nun oğlunu evlendirdiğini duyan Kıllı Ohan hazırlanmış kızı beklemektedir. Gece olduğu halde gelinin gelmediğini görünce öfkelenir. Adam gönderip Odabaşoğlu'nu çağırtır. Odabaşoğlu, gelinine karşılık tüm servetini ortaya koysa da Kıllı Ohan'ı razı edemez. Odabaşoğlu'nun direndiğini gören kral, meydanda asılmasını buyurur. Odabaşoğlu, idam sehpasının yanında ayağını yere vurarak bağırır: ‘‘Ey Ani, bu zulüm ile yaşayacağına bat, yıkıl.’’ Daha sözü biterken kentin altı üstüne gelir.
TARİH HAZİNESİ
Arpaçay Vadisi'ndeki kent kalıntısı Kars'a 45 kilometre uzaklıkta ve Türkiye-Ermenistan sınırında bulunuyor. Ani, özellikle Ortaçağda kale kent olarak önem kazandı. Önce Kamsarakan, daha sonra Bağratlı sülalesinin elinde bulunan kent, kültür ve ticaret merkezi olarak gelişti. 10. yüzyılda Bağratlıların merkezi oldu. 1044'de Bizans egemenliğine giren kent, 1064'de Alparslan tarafından zaptedildi. Daha sonra Gürcü (1124) ve Moğol (1239) istilasına uğradı. 1319 depreminden sonra önemini yitirdi. Prof. Marr'ın kazılarından sonra (1892- 1893) Kılıç Kökten başkanlığında yürütülen araştırmalarda yöre tarihinin Bakırçağ'a kadar indiği saptandı. Prof. Kemal Balkan başkanlığındaki kazılarda (1965-1967) Ani içindeki ve çevresindeki yapılar incelendi, Selçuklu hamamları ortaya çıkarıldı. Süryani, İran, Arap, Türk etkilerini yansıtması açısından önemli olan Ani yapılarından özellikle kubbeli Bazilika ile kapalı Yunan haç planının bir arada kullanıldığı büyük Katedral (989-1001) Bağratlı mimarisinin ilginç örneklerindendir. Ebulmuammeran Camisi (1195), Menuçehr Camisi (11. yy.) ve Kervansaray (12. yy.) mozaik işlemeli ön yüzü ve özenli taş işçiliği ile dikkati çeken ve saray olarak nitelenen yapı Selçuklu dönemine aittir.
Konu UNESCO'da: Yıkıma seyirci kalmayın
Ermeniler'in taşocağı kurup her gün dinamit patlatarak yarattığı tahribatın durdurulması için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu 'UNESCO' ya başvuruldu. Antik kentin 1995'ten beri restorasyonunu üstlenen Baran İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti'nden Şantiye Şefi Mimar Mehmet Tüvel, 25 Nisan 2001 tarihinde UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanlığı'na gönderdiği dilekçede gereğinin yapılmasını istedi. Dilekçede Mayıs 1999'dan itibaren işletilen taş ocaklarında dinamit patlatılmasının harabelerde ciddi tahribat meydana getirdiği, bunun 27 Mayıs 1999'da yazılı ve ardından defalarca şifai olarak Kültür Bakanlığı'na iletilmesine karşın, Kültür Bakanlığı'nın Dışişleri Bakanlığı nezdindeki girişimlerinden sonuç alınamadığı kaydedildi. Dilekçede dinamitlemenin başladığı tarihten bugüne kadar özellikle TAI burcu, katedral, Boyalı Kilise ve surlar ile Selçuklular zamanında burada yapılan Anadolu'daki ilk Türk İslam mabedi Menu Çahr Camii ve Minaresi'nde çatlaklar oluştuğu ve bir kısmının da yıkıldığı vurgulandı.
MAHSUS
Dilekçede şöyle denildi: ‘‘Bir kısmı 9 ve 10'uncu yüzyıllar ile daha önceki tarihlerde yapılan bu taşınmaz kültür varlıkları hızlı bir şekilde tahrip olmakta ve bizler seyirci kalmaktayız. Dünya kültür mirasına girebilecek kadar eşsiz olan bu evrensel taşınmaz kültür değerleri ülkemiz ile Ermenistan arasındaki yaşanan sorunlardan dolayı da karşılıklı görüşme imkanı olmamaktadır. Esas üzerinde durulması gereken konu kendi sınırları içinde o kadar alan varken ve buralarda da aynı taşı çıkarmak mümkün iken özellikle eserlere bu kadar yakın mesafede dinanamitle taş çıkarmanın yaratacağı sorunlardır. Paris'te Ani'nin 1000'inci yılı diye sergi açan bir zihniyet dinamitle burada taş çıkarmanın eserler üzerinde yapacağı tahribatı bilmektedir. ’’
Kendileri benzerini yapıyor
Kars Belediye Başkanı ANAP'lı Naif Alibeyoğlu, Ani'deki ortak kültür mirasına mutlaka sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Ani Kralı Sembad tarafından 987 yılında yapımına başlanan ve 1010 yılında Gagik tarafından tamamlanan katedralin yıllar önce çekilen fotoğrafını gösteren Belediye Başkanı Alibeyoğlu, şöyle dedi: ‘‘Dün define bulmak uğruna biz tahrip ettik, bugün de onlar sahneye çıktı. Ani, Ermeniler için Kabe gibidir. Sanıyorum Ani'deki Katedral Kilisesi'nin bir benzerini Ermenistan'ın Gümrü Kenti'ne yapmaya çalışıyorlar. Buradan çıkarılan taşları saniyorum oraya götürüyorlar. Ermenistan'a Doğu Sınır Kapısı açılırsa iki ulus arasındaki bu anlamsız çekişme de ortadan kalkar’’ dedi.
Ortak mirasımız
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Enver Konukçu da şunları söyledi: ‘‘O kiliseler sadece Ermeniler'e ait değil. Gürcülere ait kiliseler de var. Türk hükümeti devreye girmeli ve tarihi dinamitleyen taş ocakları kaldırılmalı’’
bn bir kars arasoğlu köyündenim gerçek ten de tam sınırdayız bu köyün sizden ricam korunması ve gözetim altına alın ması gereinizi arz ederim iyi günler müjgan çelikçi
Sultan Alparslan'ın mirasına sahip çıkma anlamında bir toplum bilinci oluşturulması amacıyla basın yayın organlarının gerekli ilgiyi göstereceğine inanıyorum. Ali Doğan Ömür