5
Mayıs
2024
Pazar
KARS

'Kavılca' geri döndü

Kars'ta 2006 yılında kurulan Yer Gök Anadolu Derneği'nin (YEGA), antik tahıl 'Kavılca'yı yeniden canlandırmak için hayata geçirdiği proje büyük kentlerdeki gençleri bile köylerine geri getirtti. 

Gurbetten geri dönen gençler artık büyük bir sabır isteyen kavılca üretimiyle geçimlerini sağlayacaklar. 

2 yıldır Kars'ın birçok köyünde araştırma ve inceleme yapan YEGA Başkanı Beti Minkin, 10 bin yıllık geçmişe sahip antik tahıl kavılcanın eski dönemlerde yaygın olarak ekildiği Doğu Anadolu Bölgesi'nde önemli araştırmalar yaptı. Minkin, yapılan araştırmalar sonucunda antik tahıl kavılcanın artık ekilmediğini ve tamamen yok olduğunu belirledi. Minkin, biyoçeşitlilik bakımından zenginliği bulunan Kars ve çevresinde kavılcayı yeniden hayatla buluşturmak için kolları sıvadı. 

Büyük bir sabır isteyen ve oldukça zorlu aşamaları olan kavılca tohumu için köy köy, kapı kapı dolaştı. Beti Minkin bu süre içinde 2 ton kavılca tohumu ancak bulabildi. Minkin daha sonra organik metotlarla ekimini teşvik ederek kolları sıvadı. Büyük bir hevesle başlanan kavılca üretiminde 2 ton kavılcadan 2 yıl içinde 100 ton ürün elde edildi.

GENÇLERİN YAŞATMAKLA İLGİLENMEDİĞİ HER ŞEY YOK OLMAYA MAHKUMDUR
YEGA Başkanı Beti Mitkin, Birleşmis Milletler Kalkınma Programı'nın Küresel Çevre Fonu'ndan (GEF-SGP) da aldığı destekle köylerde organik tarıma geçilmesi için öncülük ettiğini fakat bunun büyük bir sabır istediğini söyleyerek, "Bu antik buğdayı geri getirme şansına sahip olduğumuz için çok mutluyum. Bu proje sıradan bir organik tarım projesi değil. Herhangi bir ürünü ektirip sertifikalandırmakla yetinmiyoruz. Projemiz, nesli tükenmekte olan Anadolu'nun antik tahıllarını korumak, çoğaltmak ve organik ürün olarak pazarlamakla ilgili. Bu son derece hassas bir iş. Doğru adımları atmazsak 100 tona çıkardığımız kavılcayı kısa sürede tekrar kaybedebiliriz. Bana göre kilit nokta gençlerle işbirliği yapmak. Çünkü gençlerin yaşatmakla ilgilenmediği her şey yok olmaya mahkumdur. Türkiye'de hem köy hem de şehir insanının, köyü bir nevi mahrumiyet alanı olarak algılamasına karşın dünyada geleneksel köy ürünlerine ve bu ürünlerin yetiştiricilerine verilen değer artıyor. Bizim nerdeyse hor gördüğümüz 9 bin yıllık tarım geçmişine sahip Anadolu köyleri doğal ve kültürel zenginlikleriyle dünyanın en şanslı coğrafyalarından biridir. Önemli olan sahip olduğumuz zenginliğin gerçek anlamda farkında olmamızdır. Eskiler kendi tohumlarını çoğaltır, hayvan gübresi kullanırlardı. Her şey doğaldı. Şimdiyse hibrid tohumlar satın alıp suni gübre ve tarım ilacı kullanmak 'Çağdaşlaşmak' sanılıyor. Şansımıza bu anlayışı kırmamız zor değil çünkü gelenekler halen yaşıyor. Mesele bu bilgileri yaşlılardan gençlere aktarabilmek,
gençlere kendi köylerinden dünyaya ulaşma imkanı sunacak bir pazar oluşturmak. Bir projenin sürdürülebilir olması bence buna bağlıdır" diye konuştu.

TEMENNİMİZ GENÇLERİN ŞEHİRDE KAYBOLMAK YERİNE KÖYLERİNDE ÖNDERLİK YAPMAYI SEÇMELERİDİR 

Kavılcanın hayata geçirilmesinde en önemli adımlardan biri de gençler. Çünkü kavılcanın hemen hemen bütün işlemleri gençler tarafından yapılıyor. Kavılcaya gençler öncülük ediyor ve gönüllü görev alıyorlar. YEGA, köylerde organik tarım yapmaya başladıktan sonra şehre gitmiş olan bazı gençler kendilerine iş imkanı doğduğu için köylerine geri dönmüşler. 

Bu dönüşe en çok sevinen Beti Minkin, "En sevindirici gelişmelerden biri de gençlerin köylerine geri dönmeye başlamalarıdır. Temennimiz gençlerin şehirde kaybolmak yerine köylerinde önderlik yapmayı seçmeleridir. Bu bizi hem sevindiriyor hem de umutlandırıyor" dedi.

KENTTEN KÖYE KAVILCA YOLCULUĞU 

15 yaşından beri İstanbul'da bulunan Berat Daşdemir (29), "İstanbul'da hemen hemen her işi yaptım. En son Avcılar'da bir bar işletiyordum. Kardeşlerim Kars'ta YEGA ile organik tarım yapmaya başladılar. Çok ısrar ettiler geleyim diye. Önceleri istemedim. Ama İstanbul'daki organik ürün dükkanlarını, büyük marketlerdeki organik ürün reyonlarını görünce biraz daha yattı kafama bu iş. Şehirde saçma sapan işler yapacağıma kardeşlerim ve arkadaşlarımla kendi işimi kurabileceğimi düşündüm. Sorun şu ki bu iş sabır istiyor ve biz gençler sabırsızız. Fakat bu iş olacak. Bizim hasadımızı Küçük Çatma köyünde yıllara meydan okuyan su değirmenin başında duran Erdem Kaya arkadaşımız öğütecek. Paketleme ünitemiz gelmek üzere. Emeğimizin meyvesini almaya çok yaklaştığımızı biliyoruz" şeklinde konuştu.

BETİ MİNKİN'İN KAVILCA YOLCULUĞUNUN ÖYKÜSÜ 

YEGA Başkanı Beti Minkin, Kuyucuk Gölü çevresinde göç kuşları üzerine araştırmalar yaparak projeler geliştiren Dr. Çağan Şekercioğlu'nun daveti üzerine 2005 yılında Kars'a geldi. 

Tarımsal biyoçeşitliliği araştırmak ve sürdürülebilir köy projeleriyle çoğaltmak üzerine çalışmalar yapan Minkin, bu alanda Kars'ta da bir şeyler yapmaya karar verdi. İstanbul doğumlu olan fakat senelerdir Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Minkin, Anadolu'nun geleneksel ürünlerini yaşatmak için Tohum Natural Foods markası altında pazarlıyor. 

Kişisel beslenmesinde tahıllara önem veren bir makrobiyotik beslenme uzmanı da olan Minkin, yörede yaşlılarla kavılca üzerine sohbetler yaptı. Minkin yaptığı sohbetlerde bugün sadece kaz ile beraber yenilen, çok sağlıklı, lifli bir tahıl türü olan kavılcayı ve kullanıldığı dönemde kokusunun daha köye girerken duyulduğu kırmızı buğday ile yapılan tandır ekmeğini özlediğini her gittiği yerde anlattı. Kars yöresinde zeyrek (Yöresel keten tohumu) ekildiği, ondan bezir (Keten tohumu yağı)
yapıldığı günlerden söz eden Minkin, "Biz de bunu yemeklerde yağ olarak kullanırdık. O zamanlar kavılca, zeyrek yenilirdi ve şimdiki gibi bağırsak ve kalp sorunları yoktu" diyerek içini çekti. 

Minkin, bu ürünlerin pazar bulamadıklarından dolayı tükenmekte olduğunu duyunca, bunları organik ürün pazarına sunmak için kollarını sıvadı ve yola koyuldu.
Minkin kavılca yolculuğu sırasında, 40 kadar Kars köyünü dolaştı. 2 ton Kavılca ve 1 ton Zeyrek bulmuş ve bunları satın alıp, tohumluk olarak dağıtmak üzere depoladı. Geriye bu tohumları çoğaltacak önder çiftçileri bulmak ve daha da önemlisi, Kars'ta kendisini bu çiftçilere yöneltecek doğru ekibi kurmak kaldı. 2006 senesinde Kuyucuk Gölü çevresinde göç kuşları üzerine araştırmalar yaparak projeler geliştiren Dr Çağan Şekercioğlu, Kars gravyeri üreticisi İlhan Koçulu, organik bal üreticisi Nejdet Daşdemir ve Kafkas Üniversitesi Botanik bölümü öğretim üyesi Dr. Fatma Güneş ile beraber Yer Gök Anadolu Derneği'ni kurdular.

iha
Yayın Tarihi : 14 Eylül 2008 Pazar 13:40:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Serhat Deniz IP: 88.251.43.xxx Tarih : 15.09.2008 09:40:57

Bu projeye önderlik yapan, katkı sağlayan ve bu girişime katılan herkesi canı gönülden kutluyor, saygılar sunuyorum. Artık klasik tarım yanında alternatif tarımada el atılması gerektiğini herkes bilmeli ve bu yönde yeni projeler uygulanmalıdır, hergeçen gün kirlenen dünyamıza parelel olarak bozulan yiyeceklerimiz içerisindeki zehir ve katkı maddelerinden dolayı kanser hastalığı hızla artmaktadır, bundanda kurtulmanın yollarından biride organik tarımdan geçmektedir, bu tür projelere destek olmak gerekir, projeyi başlatan kişilerin çok iyi niyetli ve kendini aşmış kişiler olduğu zaten belli, Nejdet Taşdemir bey hemşehrimiz (Arpaçaylı) olup, uzun yıllar ilçemizde başarıyla görev yapmıştır. Bu kişilere destek verilip, birikimlerinden faydalanılması çiftçimizin, köylümüzün menfaatine olacaktır. Bu projenin içerisinde gençlerin olması başarı beklentilerimizi artırmaktadır. Saygılarımla