6
Mayıs
2024
Pazertesi
KARS

Şarbon hastalığı masaya yatırıldı

Kars'ta düzenlenen panelde, Doğu Anadolu Bölgesi'nde sık sık görülen şarbon hastalığı masaya yatırıldı.

Şarbonun hayvandan insana geçmesinin engellenmesi gerektiği vurgulanan panelde, ilgili kurumların yeteri derecede vatandaşları bilgilendirmediği görüşü ağırlık kazandı.


Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Sağlık Bakanlığı ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı tarafından desteklenen 'Türkiye'de Hiperendemik Bölgelerde Bacillus Anthracis Enfeksiyonun Moleküler Epidemiyolojisi ve Antbiyorik Direncinin İzlenmesi' projesi kapsamında Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Veteriner Fakültesi Prof. Dr. Necdet Leloğlu Konferans Salonu'nda 'Şarbon Bilgilendirme Paneli' düzenlendi. Panele Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, Kayseri
Erciyes Üniversitesi Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Doğanay, Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri (TSH) Genel Müdürlüğü Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanı Gıda Kaynaklı ve Bakteriyel Zoonotik Hastalıklar Şube Müdürü Uzman Biyolog Sevtap Bostancı, Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruza Durmaz, KAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Nurhayat Gülmez, İl Sağlık Müdürü Fahri Sevinç, KAÜ Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana
Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mithat Şahin ve az sayıda doktor ile veteriner hekim katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan panelde konuşan İl Sağlık Müdürü Fahri Sevinç, 2005 yılından itibaren Kars'ta görülen şarbon vakalarını sıralayarak, 2005 yılında 9, 2006 yılında 27, 2007 yılında 27, 2008 yılında 38 ve 2009 yılı ilk 6 ayında da 11 vakaya rastlandığını söyledi. 2009 yılı Ocak ayında şarbon vakasıyla karşılaşılmadığını, Şubat ayında 4, Nisan ayında 1, Mayıs ayında 5, Haziran ayında da 1 vakanın mevcut olduğunu ifade eden Sevinç, bunun daha fazla araştırılması açısından belirtilen sayıların çok çok üstünde vakaların yaşandığını kaydetti. Kars Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde doktor olarak görev yaptığı sırada yaşadıklarını anlatan Sevinç, "Uzun süre bende acilde doktor olarak hizmet yaptım. Bu vaka formlarını doldurmamak için çok defa 'şunun tedaviyle bunun tedavisi ayrıdır' deyip tanıya şarbon yazmadan tedavisini verip gönderiyorduk.

Bunlar tabii ki doğru şeyler değil. Sayın başkanımız da (Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Mustafa
Ertek) bu konuda yeni bir adım atacağını ve kolaylık sağlanacağını söyledi. İnşallah bundan sonra daha kolay olur ve arkadaşlar da buna daha dikkatli bakarlar. Bizim tabii burada sıkıntı çektiğimiz olaylardan birisi de şu; halkımız olayın ciddiyetini bilmiyor. Bizde sağlık çalışanı olarak burada öğrendiğimizi sadece sağlık personeli olarak değil halkımıza da söylemek, bilgilendirmek zorundayız. Çünkü öyle garip vakalarla karşılaşıyoruz ki, bundan birkaç ay önce ve bir önceki yıl şarbon olan bir hayvan
gömüldükten sonra bazı köylüler tarafından çıkarılıp, 'biz bunu yemiyoruz, köpeklerimize yediriyoruz' dediklerini biliyoruz. 'Bir şey olmaz' mantığıyla hareket ediyorlar. Tabii bilmiyorlar, ne yapsın onlar suçlu değil. Suçlu yine biz sağlık çalışanlarıdır. Vatandaşlarımızı bilgilendirmek zorundayız" dedi.

"EĞİTİME AĞIRLIK VERİLMELİ"
KAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Nurhayat Gülmez de, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi'nin zoonoz hastalıkların çok sık görüldüğü bölgelerden biri olduğunu belirterek, bölge insanının zoonoz hastalığı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını söyledi. Gülmez, bundan yola çıkarak zoonozlarla mücadele programları yapılırken ve projeler oluşturulurken mutlaka eğitim kısmının da buna dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu çalışmalar sonunda bir yol haritasının belirleneceğini de kaydeden Gülmez, eğitimin önemini dile
getirdi.


Dünya Sağlık Örgütü uzmanı ve şarbon konusunda dünyada öncü olan Prof. Dr. Mehmet Doğanay ise, KAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Nurhayat Gülmez'in eğitime önem verilmesi yönündeki taleplerini hatırlatarak, şunları söyledi:
"Bizim esas olan çalışmalarımız bir laboratuvar çalışmasıdır. Ama şunu gördük ki; bu eğitim çalışmasını yapmadan bu proje halk sağlığına yansımayacak. Dolayısıyla eğitim çalışmasına ağırlık verdikçe bu projenin devamı gelecektir. Bu projenin devamının gelip gelmemesi de sizlerin ilgisine bağlı. Bir toplumda zoonotik hastalığın görülme sıklığı ne kadar fazlaysa orada sağlık hizmetleri son derece kötü veriliyor demektir. Veteriner sağlık hizmeti, insan sağlık hizmetinin iyi olmadığının en önemli
göstergesidir. Dolayısıyla Türkiye'de bu konuyla uğraşan arkadaşlarımız bilgi birikimini, akademik birikimini sahaya yansıtmak için bir çaba içerisindeler. Onun içinde karşılıklı olarak bir beklenti içinde değiliz."
 

İha
Yayın Tarihi : 2 Ağustos 2009 Pazar 13:51:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?