5
Mayıs
2024
Pazar
KARS

Sultanoğlu'dan 20 Ocak açıklaması

Sovyetler Birliği askerlerinin 20 Ocak 1990 tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye girmesi ve yüzlerce insanın katletmesinin 18’inci yıldönümünde Azerbaycan Kars Başkonsolosu Hasan Sultanoğlu bir açıklama yaparak, “Eski Sovyet Devleti'nin savaş makinesinin o gün Azerbaycan Halkına yönelik terör eylemi insanlığa karşı işlenmiş en ağır cinayetlerden biri olarak insanlık tarihinde siyah bir sayfa olarak kalacaktır” dedi.


Başkonsolos Sultanoğlu, açıklamasında 18 yıl önce Azerbaycan halkının kaderinde kötü ve korkulu günler yaşandığını belirterek, “Halkımız kızıl imparatorluğun ‘Kızıl Ordu’sunun, Sovyet harp makinesinin zoruna maruz kalmıştı. Halkımız saldırıya uğramış, suçsuz insanlar kurşuna dizilmiş, tankların altında ezilmişti. 20 Ocak faciası Azerbaycan halkını korkutmak, onun milli uyanışını, toprak (Karabağ) uğrunda azmini mahvetmek, onurunu kırmak amacı taşıyan menfur planın bir hissesiydi.” diye konuştu.


Sultanoğlu, açıklamasında “20 Ocak, Azerbaycan halkının tarihinde, sadece ağıt ve acı ile hatırlanacak gün değil. 20 Ocak hem de halkımızı şan ve şeref günüdür” diyerek şu ifadeleri kullandı:


“Unutmamalıyız ki, o gün caddeleri boyamış al şehit kanları bir anlamda milli ülkümüzün uyanan güneşinin kırmızı şafakını simgeliyordu. Halkımız o gün üstüne saldıran dehşet verici kabusa, Sovyet harbiyesinin korkunç zulmüne karşı göğsünü vermeyi ve kendi kimliğini ve metanetini korumayı başardı. 20 Ocak olayları Azerbaycan halkının özgürlük mücadelesine kalkmak, çiğnenmiş haklarının, istiklalinin iadesi uğrunda savaşmak azmine sahip olduğunu bir daha gösterdi. 1990 yılının 20 Ocağı Azerbaycan'ın istiklal yolunun ilk şehitlik zirvesiydi. Eski Sovyet Devleti’nin savaş makinesinin o gün Azerbaycan halkına yönelik terör eylemi insanlığa karşı işlenmiş en ağır cinayetlerden biri olarak insanlık tarihinde siyah bir sayfa olarak kalacaktır. İstiklali, ülkesinin toprak bütünlüğü uğruna mücadeleye kalkmış sivil ahalinin cezalandırılması, kitlesel terör neticesinde yüzlerce suçsuz insanın katledilmesi ve yaralanması totaliter Sovyet rejiminin düşüşü arifesinde onun cinayetkar mahiyetini tüm dünyaya bir kere daha gösterdi”


Sultonoğlu, daha sonra şunları söyledi:

“Sovyet Ordusu'nun çok sayılı birliklerinin, özel harekat birliklerinin ve içişleri bakanlığına bağlı birliklerin Bakü'ye saldırısı hususi gaddarlık ve görülmemiş vahşetle takip edildi. Komünist diktatörlüğü Macaristan'a, Afganistan'a Çekoslovakya'ya yönelik yaptığı askeri müdahaleyi o zaman Sovyetler Birliği'nin müttefik cumhuriyetlerinden biri olan Azerbaycan'da da tekrarlamaktan çekinmedi. Azerbaycan'ın komşu Ermenistan'ın saldırısına maruz kaldığı ortamda, Sovyet yönetimi, münakaşayı önlemek için kesin önlemler almak yerine, Azerbaycan'a gönderilen ordu birliklerinin terkibine Stavropol, Krasnodar ve Rostov'dan seferberliğe alınan Ermeni asker ve subayları, Sovyet harbi birliklerinde hizmet eden Ermenileri ve Askeri okulların Ermeni öğrencilerini dahil ederek, Ermeni tarafında yer almıştır. Bakü'ye saldıran askeri birlikler (bazı bilgilere göre 60 bin kişi) dövüş görevini yerine getirmek için iyi bir psikolojik hazırlıktan geçirilmişlerdi. Mihail Gorbaçov başta olmakla birlikte Sovyet İmparatorluğu'nun yönetimi Bakü'de Rus ve Ermeni kozunu maharetle kullandı. Sanki askeri birlikler Bakü'ye Rus ve Ermenileri, asker ailelerini korumak, aşırı milliyetçiler tarafından iktidarın zorla ele geçirilmesini önlemek amacıyla gönderilmişlerdi. Aslında bu açık riya ve ak yalandı. Çünkü Sovyet yönetiminin delilleri gerçeğe yakın olsaydı bile, Bakü'ye tepeden tırnağa silahlandırılmış askeri birlikler göndermeye ihtiyaç yoktu. Çünkü o zaman Bakü'de içişleri bakanlığına bağlı 11 bin 500 asker, savunma bakanlığına bağlı Bakü Garnizonu'nun askeri birlikleri, hava saldırısından savunma kuvvetleri vardı. 4. Ordu Komutanlığı da Bakü'de konuşlandırılmıştı. Bunlara rağmen 1990 yılı 19 Ocak'ta Mihail Gorbaçov SSCB Anayasası'nın 199. ve Azerbaycan SSC Anayasası'nın 71. maddesini kabaca ihlal ederek, 20 Ocak'tan itibaren olağanüstü hal ilan edilmesi hakkında ferman imzaladı. Lakin KGB'nin Alfa grubu 19 Ocak saat 19.27'de Azerbaycan Televizyonu'nun enerji bloğunu bombaladı ve Azerbaycan Televizyonu'nun yayınını imkansız hale getirdi. Gece ise askeri birlikler olağanüstü halden habersiz olan şehre girdi ve ahaliye karşı saldırıya geçti. Gorbaçov'un fermanı geçerli olacağı saate kadar (20 Ocak 1990, Saat 00.00) 9 kişi öldürülmüştür. Bakü'de olağanüstü hal ilan edilmesi hakkındaki bilgi ise halka 20 Ocak sabahı saat 07.00 da Azerbaycan Radyosu aracılığıyla bildirilmiştir. Bu saate kadar öldürülen kişi sayısı 100 civarındaydı. Oysa Gorbaçov'un Azerbaycan'a görevlendirerek gönderdiği yüksek makamlılar utanmadan Bakü'de olağanüstü hal ilan edilmeyeceğini beyan etmişlerdir. Eli yüzlerce insanın kanına bulaşmış Mihail Gorbaçov başkanlığında Sovyet İmparatorluğu yönetiminin rezil siması, bakınız, buydu. Tanklar, zırhlı araçlar Bakü caddelerinde önlerine çıkan her şeyi ezmiş askerler her yanı kurşun yağmuruna tutmuşlardır. İnsanlar sadece caddelerde değil otobüslerde hatta evlerinde otururken bile mermilere hedef olmuşlardır. Yaralılar için gelen ambulanslar ve ilkyardım ekiplerine de ateş açılmıştır. Birkaç gün içinde 137 kişi öldürülmüş, 700 kişi yaralanmış ve 800'den fazla kişi gözaltına alınmıştır.”

iha
Yayın Tarihi : 18 Ocak 2008 Cuma 16:50:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
TuranYurt IP: 85.104.163.xxx Tarih : 21.01.2008 19:11:18

Yüce Rabbim bütün Türk İslam şehitlerimizin ruhunu şad,mekanını Cennet etsin.Kahrolsun Ermenistan,kahrolsun kızıl Rusya.....