1
Mayıs
2024
Çarşamba
TUNCELİ

Kim delidir kim veli hiç belli olmaz

Tiyatrocu ve sinemacı Ali Sürmeli aylar önce, "Bir deli varmış Tunceli’de. Adı Sevuşen. Halk onu o kadar çok seviyormuş ki, ölümünden sonra heykelini dikmişler" diye anlattı. Tunceli’ye gidip Sevuşen’in hikayesini araştırarak sinemaya aktarmayı planlıyordu. Bunu Tuncelili arkadaşım Hasan Aral’a aktarınca, hikaye daha da ilginçleşti. Çünkü Aral’ın rahmetli annesi çok saygı duyarmış Sevuşen’e. "Oğul unutma, kim delidir, kim veli, belli değildir" dermiş.

Araştırınca ortaya çıktı: Sevuşen’in ölümü derin bir boşluk yaratmıştı Tunceli’de. Halk onun yerine yeni bir deli arayışındaydı. Bir kısmı Baba Bertal adlı şahsın Sevuşen’in yerine geçmesinin uygun olacağını düşünüyor, bir bölümü ise, "Bertal çok yaşlandı. Tunceli’nin genç ve dinamik bir deliye ihtiyacı var" diye Deli İbo namlı kişinin bu postekiye oturması gerektiğini iddia ediyordu. Sonunda Baba Bertal’in tahta geçmesine, Deli İbo’nun da veliaht olmasına karar verilmişti.

Bütün bunlar bize tuhaf gelebilir ama Sarı Saltuk, Düzgün Baba ve Munzur Baba gibi velilerin ocağı olan Tunceli’de deliler mukaddes sayılıyor. Çünkü onların, dünyayla ilişkisini kesmiş, mal, mülk, iktidar arzusunu aşmış olduklarına inanılıyor. Bu biraz da Alevi inancında yer alan bir felsefe. Örneğin Hacı Bektaşı Veli, çocukların ve illa ki delilerin korunması gerektiğini söylüyor. Bu inanışlar, eski şaman ve pagan geleneğinden evrilerek Alevi kültürü içine yerleşmiş. Bölgede binlerce yıl hakim olan Zerdüşt dininde de benzer bir inanış bulunuyor. Tunceli’de yeni jenerasyon delilerle ilgili gelişmeleri öğrenince, bu kente gittik. Palavra Meydanı’nda, Tunceli milletvekili Kamer Genç’in de yapımına katkıda bulunduğu Sevuşen heykelini gördük, onun tahtına çıkmış olan Baba Bertal ve veliahtı Deli İbo ile görüştük. Ve sonunda, eğer bir gün dellenirsek kesinlikle gelip Tunceli’ye yerleşmeye karar verdik... 

HEYKELİ DİKİLEN EFSANE DELİ SEVUŞAN

Adı Hüseyin Tatar. Seyid olduğu, yani Hz. Ali ile Hz. Fatma’nın oğlu Hz. Hüseyin’in, yani Hz. Muhammed’in soyundan olduğu söyleniyor. Bu yüzden halk arasında önceleri Seyid Hüseyin veya Seyid Vuşeyn diye çağrılıyor. Bu nam daha sonra kısaltıla kısaltıla Sevuşen’e kadar geliyor. 1930 doğumlu. Mazgirt’in Aktuluk köyüne bağlı Beydamı mezrasında doğmuş. 1938 Dersim isyanında köyü bombalanmış. Bombalardan biri evine isabet etmiş. Çok korkan Hüseyin yıllarca, çok darda kalmadıkça kapalı bir yerde yatamamış. 1950’lerin ortasına kadar köyünde yaşamış. Askerlik dönüşü eşinin bir başkasıyla birlikte olduğunu öğrenince köyü terk edip kendini yollara vurmuş. Sakin, sessiz bir tabiata sahipmiş. Üstüne çok gelinmediği sürece sesini çıkarmaz, kimseden yemek istemezmiş.

Genç bir kadın hastalanmış. Ankara’ya İstanbul’a götürmüşler, doktorlar, "yatağında ölsün" demiş. Dönmüşler Tunceli’ye. Yağmurlu bir gün, sobada çay demlemişler. Hastanın başındaki beş kişi altı bardak çay koymuş. "Biri çayını bitirince altıncı çayı da içer artık" demişler. O sırada kapı çalınmış. Sağanağın altında sırılsıklam olmuş Sevuşen, tas gibi tuttuğu avuçları suyla dolu, içeri girmiş ve elindeki suyu hastanın başından aşağı dökmüş, "dermanın yağmurla geldi, iyileşeceksin" demiş. Sonra oturmuş sedire ve "benim için çay koymuşsunuz" diyerek sobanın yanındaki altıncı bardağı alıp içmiş, çıkmış gitmiş. Ertesi gün genç kadın, herkes uyurken kalkmış ve çocuğunu emzirmeye başlamış... 

O DA SENİ SEVİYOR TUNCELİ’DE BEKLİYOR

Gencin biri bir kıza aşıkmış. Ama birkaç ay sonra kızın ailesi Almanya’dan gelip kızlarını alıp götürmüş Almanya’ya. Genç de kendini dağlara bayırlara vurmuş. Bir gün Munzur’un üstündeki asma köprülerden birinde canına kıymayı düşünürken omuzunda bir el hissetmiş. Bakmış ki Sevuşen yanında. "O da seni seviyor, Tunceli’de bekliyor" demiş. Genç adam koşa koşa şehre gelmiş, gerçekten de sevdiği kızın döndüğünü öğrenmiş. Bir sene sonra evlenip Almanya’nın yolunu tutmuşlar. Geçen yaz, Munzur Festivali sırasında 28 ve 23 yaşında olan iki çocuklarıyla Tunceli’ye gelip Sevuşen’in mezarını ziyaret etmişler.

Aynı yıllarda çok çetin bir kış geçirmekteymiş Dersim diyarı. Sevuşen’e demişler ki, "Baba bu gece kar geliyor. Gel bir damın altında yat." "Ben sokakların misafiriyim" diyerek kabul etmemiş. Ama Tuncelililer, allem edip kallem edip bir damın altına yatırmışlar. Yanına bir soba kurup üstüne de yün bir yorgan örtmüşler. Sabah Sevuşen’i yattığı yerde bulamamışlar. Bir de bakmışlar ki bahçede üstüne paltosunu atmış uyuyor.

Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil, annesinin şahit olduğu bu olayı şöyle anlatıyor: "Ben böyle şeylere inanmam. Ama anam kendi gözleriyle görmüş. Şehrin dört bir yanı karla örtülüymüş. Bir tek onun yattığı yer kupkuruymuş..."

Daha neler neler...

12 EYLÜL DARBESİNİ 1938 SÜRGÜNÜ SANDI

Sevuşen bir sabah uyanmış ki şehirde in cin top oynuyor. Emniyet Müdürlüğü’nün önüne gidip eline geçirdiği taşları savurmaya başlamış. Bir yandan da, "Ne yaptınız milletime, 38 geri mi geldi" diye bağırıyormuş. Polisler çıkıp, sokağa çıkma yasağı konulduğunu söylemişler. İnanmamış. Alıp yanlarına tek tek kapıları çaldırmışlar. Her kapı açıldığında, "Haaa Haydar buradasın. Fatma da evinde. Bebeler nerde? Haaa onlar da burada" diyerek rahatlamış. Sonra oturmuş Palavra Meydanı’na ve "Bir çift gögerçin (güvercin) havalansa / Yanık yanık koksa karanfil" diye bir türkü tutturmuş.

1994’te öldüğünde, cenazesine 27 bin nüfuslu Tunceli’de 10 binden fazla kişinin katıldığı söyleniyor. Onu çok seven hemşerileri, Palavra Meydanı’nın bitişiğindeki küçük alana bir heykelini dikmiş.

HEYKELİNİ YAPTIRAN KAMER GENÇ:
TUNCELİ’NİN SEMBOLÜ DELİ DEĞİL ERMİŞ

Tuncelililer, eski hükümet meydanına kendi aralarında Palavra Meydanı diyorlar. Sevuşen’in heykeli bu meydana açılan küçük bir alanda. 1995’te yapılan heykelin masrafını Tunceli Milletvekili Kamer Genç karşıladı. Heykelin yanındaki çeşme mumlarla dolu. İnsanlar, mum dikerek dilekte bulunuyor. Kamer Genç, şunları söylüyor: "Sevuşen Tunceli’nin sembollerindendir. Deli değil ermiştir. Manisa Tarzanı gibidir. İnsanları ve tüm mahlukatı seven bir adamdı."

HERKES MEZAR BAŞINDA DİLEK TUTUYOR

Savuşen’in kentin dışında asri mezarlıktaki mezarı ziyaret yeri. Mezarın yanı başına, 14-15. yüzyıllarda hüküm sürmüş Akkoyunlu medeniyetinden kalma bir koyun heykeli getirilip konulmuş. Kabir, perşembe günleri ziyaret ediliyor. Mezarın taşı yakılan mumlardan dolayı kararmış. Mezar taşını üç kez öpüp aynı yere başlarını koyan ziyaretçiler, Sevuşen’in ölüsünün de bir kerameti olduğuna inanıyor.

BUGÜNÜN DELİSİ BABA BERTAL

Sevuşen’in ölümünden sonra uzun süre derin bir sessizlik yaşandı Tunceli’de. Bir gün uzak bir köyden gelen kurşun sesleriyle bozuldu bu derin sessizlik ve Tunceli neşesini yeniden buldu.

Baba Bertal şimdi 75 yaşında. O da Sevuşen gibi seyid. Fakat onun deliliği sonradan olma değil, doğuştan. İki metreye yakın boyu ve heybetli bıyıklarıyla ilk bakışta ürkütücü. Fakat yanına yaklaşınca ipek gibi yumuşak bir adam.

Şehrin etkili ailelerinden Kureyşan aşiretine mensup olduğundan, hali vakti yerinde sayılır. Yolda yürürken dükkan sahipleri bereketleri artsın diye koluna girip davet ediyorlar. Bazen milleti gülmekten kırıp geçiriyor. Bir sinema oyuncusunun, bir kaymakamın ya da karakol komutanının taklidini yapıyor. Türkçe’yi de, Zazaca’yı da kekeleyerek konuşuyor. Cümlelerini nadiren tamamlıyor ama herkes onun ne demek istediğini çok iyi anlıyor.

Baba Bertal takım elbise ve kravatla geziyor. Ama köye gideceği zaman mekanın ruhuna uygun giysileri, şalvarı, uzun kollu bol gömleği, şal kuşağı ve yeleği tercih ediyor. On sene önce, işte böyle bir kıyafetle, boşaltılmış olan Aktuluk köyüne doğru gidiyor. Farkında olmadan askeri yasak bölgeye giriyor. Kontrol noktasındaki askerler, Baba Bertal’ı görünce şaşırıyor. Dur ihtarından sonra havaya ateş açıyorlar.

Baba Bertal dönüp şöyle bir bakıyor ve köye doğru yürümeye devam ediyor. "Yasak baba giremezsin" diye bağırıyorlar, dinlemiyor. Yeni tayin olan genç üsteğmen geliyor, ateş emri veriyor. Askerler 40-50 kurşun sıkıyorlar üzerine. Uzaktan Baba’nın şalvarının ve yeleğinin isabet aldığı yerlerden havalandığını görüyorlar. Baba Bertal ormana dalarak ortadan kayboluyor. Komutan, Baba’nın cesedini çıkarmak için arama emri veriyor. Fakat ne bir kan izine rastlanıyor ne de Baba’nın cesedine.

Akşam şehre dönen genç subay, olup bitenleri Tuncelili bürokratlara anlatıyor. Onlar, "sen ne yaptın, o Allah’ın meczup bir kuludur, yazıktır, günahtır" diyor. Sabaha kadar uyuyamıyor komutan. Ertesi gün yanına birkaç asker alıp Aktuluk köyüne gidiyor. Köyün meydanında Baba Bertal’i görüyor. Hazret, bir kapının önünde bağdaş kurmuş, ağızlığa takılı sigarasını tellendiriyor. Üsteğmen yanına gidip elini öpüyor. Baba, şalvarındaki, yeleğindeki delikleri gösteriyor: "Arılar çıktı kovanlarından, vızzzz vızzzz vızzzz edip buraları deldi. Daşşağımın torbasını da ısırıp gitti..." diyor gülerek. Tunceliler bu olaydan sonra, Baba Bertal’in kurşun geçirmez olduğuna inanıyor.

HENÜZ KERAMETİ OLMAYAN VELİAHT DELİ İBO

Deli İbo’ya, kaç yaşındasın diye sorduğumuzda önce bilmediğini söylüyor. Sonra birden "37.5" diyor. Neden? Çünkü birisi, onu Baba Bertal ile karşılaştırıyor, "cüsse olarak sen onun yarısısın" diyor. Baba Bertal 75 yaşında. "Demek ki ben de 37.5 yaşındayım" diyor Deli İbo.

Gerçek adı İbrahim Barut. Henüz olağandışı bir kerametine rastlanmamış. Ama bir yeri ağrıyanlar gelip elini sancılı yerlerine dokunduruyorlar. Tuncelililer, İbo’nun kerametinden çok marifetine hayranlar. Deli İbo, paranın ve imanın kimde olduğu konusunda şaşmaz bir sezgiye sahip. Tanısın tanımasın, kimde para varsa hemen yanına yaklaşıp önce elini sıkıyor ardından da avucuna 1 milyon YTL’lik demir parayı sıkıştırıyor. Karşısındaki bu parayı almamak için diretirse ısrar ediyor. Sonra ansızın, "Büyüğünü versene" diyor. Bilenler anlıyor, tanımayanlar, neyin büyüğü, diye soruyorlar. "Sana verdiğim paranın" diye yanıtlıyor. Metal para verildiğinde kabul etmiyor. "Paran yoksa kalsın" diyor sakince. Artık ondan sonrası karşısındakinin cömertliğine ve bütçesine kalmış. 5-10-20-50, Allah ne verdiyse kabul ediyor İbo.

Kentin sırtlarında ablasının evinde kalan Deli İbo, gün boyunca topladığı paraları günbatımından sonra dağıtmaya başlıyor. Yoksul evlerin kapısını çalıyor, ihtiyacı olanlara para veriyor. Kalanı da bozuk para haline getirip okulun yolunu tutuyor. Öğrencilere, "Al bununla çorba iç, al simit ye, börek ye" diye dağıtıyor.

Ersin Kalkan /Hürriyet
Yayın Tarihi : 13 Nisan 2008 Pazar 09:33:16
Güncelleme :13 Nisan 2008 Pazar 09:50:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ali IP: 88.245.211.xxx Tarih : 10.05.2008 16:25:45

bu yazılanların hepisi gerçektir.bu kişilere olan saygılarımı belirtirim. ama unutulan birde DELİ ALİ var surpıyanlı .mezarı seyitli köprüsü çiftlik köyünde oğlan veren olarak adlandırılır bu kiş hakında araştırmalar yapılmasını istyorum.bunlar bizim delilerimiz ya akılllılarımız. saygılarımla


ali ekber IP: 88.246.94.xxx Tarih : 13.04.2008 14:07:56

YAZIYI OKURKEN GÖZÜM YAŞARDI SEVHÜŞEN DERSİMİN SİMGESİYDİ... GERÇEKTEN HALK ÇOK SEVSERDİ...ÖZLEMLE VE RAHMETLE ANIYORUZ...


melik IP: 78.166.149.xxx Tarih : 16.04.2008 15:21:56

konu ne yapılan yoruma bak penis,yav kardeşim bu yorumuna öyle bir güldümki gerçektende çok ilginçsin adamın penisine kafa yoracağına halk tarafındna neden sevildiğne kafa yor...


asi_kalan IP: 78.162.233.xxx Tarih : 18.04.2008 09:30:35

gerektende baba bertal çok komik biri ben onu gördüğümde çok şaşırmıştım boyu ve yürüyüşü eşsiz ve devamlı böyle yazıları yayınlamanızı rica ediyorum


gül IP: 88.227.147.xxx Tarih : 29.04.2008 18:32:07

Selam herkese bende tuncelili biri olarak şunları yazmak istiyorum. Ben 1993 yılında tunceliden ayrılan ve şuan 27 yaşında olan biriyim şehuşeni evet tanıyorum az çok aklımda kaldı tunceliden ayrıldığım zaman 12 yaşında falandım o yüzden net herşeyi hatırlamıyorum açıkçası şuhuşenin kerameti veya afedersiniz..... bilmem ama tuncelilerin onursuz ve gurursuz diye hitap eden musa bey size sesleniyorum bizler gayet onurlu ve gururluyuz her kürt pkk lı değil her pkk lıda kürt değil tamam mı bizim memleketimiz altın gibidir devletimiz sahiplenirde yatırımlar yaparsa o zaman görün güzelliğimizi tamam mı?


MUSA DAŞKIN IP: 78.175.226.xxx Tarih : 17.04.2008 19:54:03

BİRDE PALAVRA MEYDANINDAN BAHSETMİŞSİNİZ ŞU ANDA HÜSEYİN TATAR IN HEYKELİNİN OLDUĞU ALAN DEĞİLDİR.ZİRAAT BANKASINDAN ESKİ HÜKÜMET KONAĞI KADAR OLAN YERDİR.12 EYLÜL ÖNCESİ ÇOK OKUYAN GENÇLİK BU ALANDA DOLAŞARAK KENDİ ARALARINDA TÜRKİYE VE DÜNYA SİYASETİ HAKKINDA KONUŞUR VE TARTIŞIRLARDI.BUNLARI ÇEKEMEYEN FİKİR YOKSUNLARI VEYA SİYASİ KONULARDAN UZAK KİŞİLER BU GENÇLERE TAHAMMÜL EDEMEDİKLERİ İÇİN GRUPLAR HALİNDE BU MEYDANDA GEZEN VE KENDİ ARALARINDA TARTIŞANLARA PALAVRA ATIYORLAR DEDİKLERİ İÇİN BURASI PALAVRA MEYDANI OLARAK ANILMAKTADIR.


kamuran gülmez IP: 81.215.230.xxx Tarih : 19.04.2008 11:29:25

merhaba canlar BEN ilk defa bu haber sayesinde şevuşen adlı bir ermiş dedemizin oldugunu öğrendim ve cok etkilendim.Büyüklerimizden bize bu tür degerli ermiş dedelerimizi veya onun gibi kültürümüzü ilgilendiren bigileri şahsi veya internet arayıcığıyla bizler ulaştıırmasını istiyorum.emeği gecen tüm dooslara selam olsun .bekliyorum


Musa DAŞKIN IP: 85.110.64.xxx Tarih : 30.04.2008 22:09:21

Benim yorumumu eleştiren GÜL:Sen galiba okuma özürlüsün yada çok cahil ve okuduğunu anlamayan birisin çünki yazdıklarından bu sonuç çıkıyor. Ben canımdan çok sevdiğim Tunceli'li gençlere ''Onursuz ve Gurursuz'' diye bir şey yazmadığım halde konuyu çarpıtmanın amacı nedir.Yorumumu tekrar oku anlayamadıysan akıllı bir insana okut o sana izah eder.Ben PKK den bahsetmediğim halde buraya abuk sabuk şeyler yazmanın sebebi nedir.Terbiyesizlik yapma Bende Tunceli'liyim 1953 doğumluyum ve ömrüm o topraklarda geçti.


dersimli-62 IP: 88.245.163.xxx Tarih : 17.04.2008 17:02:27

bende seyhusenin bi olayını biliyorum yaşlı bir amca bana anlatmıştı tabii kendisi olayı görmüş kar altında yatarken üstüne kar gelmemiş uyuduğu yer kuruymuş doğru olduğuna inanmamıştım ama burada okuyunca anladım


musa daskın IP: 85.110.58.xxx Tarih : 21.04.2008 14:19:18

Yorumlarınızda küfür ve hakaretlerde bulunmayınız.Bir konu hakkında yorum ve eleştiri yaparken o konu hakkında bilgi sahibi olmanız lazım.Yakışmıyor. Tunceli'li genç kardeşlerim bu gibi basit şeylerle kafa yormayın.Önce Tunceli tarihini iyi inceleyin.Ekonomik olarak güçlü olun kimseye yem olmayın onurlu ve inadına yaşamaya devam edin.Zonguldaktan selamlar


murat kurukafa IP: 88.226.151.xxx Tarih : 15.04.2008 13:32:10

harika olmuş ben de tunceli liyim böyle tuncelinin özgeçmişini falan yazsanız güzel olur


dersimli öco IP: 81.213.240.xxx Tarih : 20.04.2008 23:19:38

DERSİM halkının o kadar sevdiği bir kişiye böylesine saygısızca hakaret edercesine salak bir yorumu okuduğum için o arkadaştan bütün derimliler adına özür dilerim demek ki ordaki bütün insanlar rahmetlinin kerametine ve büyüklüğüne dikkat ederlerken bu yukarıda yorum yapan haydar mameki isimli arkadaşın aklı fikri rahmetlinin penisindeymiş o kadar merak ediyorsan penis felan gel benimkine bak göstereyim terbiyesizlik yapmayın saygı duyun böyle adamlara ağzımı bozduğum için ayrıca özür dilerim ama adamı konuşturuyor bazıları umarım bi daha böyle yorumlar okumayız biz DERSİM'li gençler olarak. DERSİM'e saygılar sevgiler......


MUSA DAŞKIN IP: 88.228.86.xxx Tarih : 16.04.2008 23:00:04

HÜSEYİN TATAR'IN ASKERDEN TAHTA VALİZLE GELDİĞİ GÜNÜ ÇOK İYİ HATIRLIYORUM BİZ DİNARDA YAYLADAYDIK HANIMI DA ORDAYDI HANIMI ŞU ANDA HAYATTADIR ASKER DÖNÜŞÜ EŞİNİN BİR BAŞKASIYLA İLİŞKİSİNDEN BAHSETMİŞSİNİZ YALNIŞ.HÜSEYİN TATAR'IN ASKERLİK DÖNÜŞÜNDEN SONRA DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI VE EŞİNİ AŞIRI DÖVMESİ SONUCU AİLE DAĞILMIŞTIR.BİR GÜN TUNCELİ MERKEZDE RAHMETLİ AZİZ YAŞAR'IN DÜKKANI ÖNÜNDE BİR KAMYON GERİ GERİ GELİRKEN HÜSEYİN TATAR'IN HOP HOP DEMESİYLE LAKABI HOP HOP OLARAK KALDI TUNCELİ DE GEZEMEZ OLDU HANGİ KÖŞEDE ÇIKSAYDI İNSANLAR HOP HOP DİYE BAĞIRIYORLARDI BÖYLECE ADAMI TAM DELİ ETTİLER ŞİMDİ DE KERAMETİNDEN BAHSEDİYORLAR ANLAYAMIYORUM.BERTAL İLE HÜSEYİN TATAR'I KAVGA ETTİRİP GÜLÜYORLARDI.SÖYLEDİĞİ TÜRKÜLERE GELİNCE O ZAMAN EN ÇOK OSMAN BÖLÜKBAŞI DA VAY VAY DİYE MIRILDANIRDI.BİR OĞLU BİR KIZI VARDI OĞLU BABAYİĞİTTİ AMA BABASININ O DURUMUNA ÇOK ÜZÜLÜYORDU İKİ SENE ÖNCE KANSERDEN VEFAT ETTİ YAZILACAK ÇOK ŞEY VAR AMMA ONU O HALE GETİRENLERDEN ÇOĞU YAŞIYOR ACABA VİCDAN AZABI ÇEKİYORLAR MI SORMAK LAZIM.


murat gökan IP: 88.250.60.xxx Tarih : 17.04.2008 14:15:21

bence çok güzel olmus yazdıklarınız. kendi tarihimde bilmediğim ne kadar çok şey varmışş... TEŞEKKÜRLER


taylan IP: 84.61.133.xxx Tarih : 13.04.2008 11:42:16

Bawa bertalin kerametine ben bizzat sahit oldum bu soylenenler ne kadar inandirici gelmesede ben sahit oldugum seyden sonra inanmaya basladim Bir gun yani bundan 11 yil kadar once genclik yelleri basimizda ucustugu zamanlarda o gune kadar yapmadigim bir seyi yaparak Anne Babama kafa tutma curretini gosterdim ve kavga etmeye basladik Anne ve Babamin kalbini cok kirmistim ama hirslanip yerimdede duramiyordum sabah saat 9,30-10 arasi idi evden kapiyi vurup ciktim palavra meydanina varmadan is bankasinin onunde Bawa bertal pesime takildi ardimdan soylenmeye basladi yaptiklarin yanlis kalplerini kirdin sen haksizsin diyerek soyleniyordu orali olmadim once delidir kendi kendine soyleniyordur dedim ama neden sonmra yanima iyice yanasip iyi duyacagim bi sekilde eve geri don gozleri yolda seni asla atmaz seni asla unutmazlar dedi ardima dondum "he he " deyip basimdan savmak istedim o ise hareketlerime aldirmadan pesimden geldi ben arabaya binip gitmeyi dusunuyorken (kafamdan bunu geciriyordum) ziraat bankasinin kosesinde sesini yukselterek - gitme araban daha gelmedi gittigin yool yanlistir seni bekliyorlar sen haksizsin uzme onlari dedi kizmistim iyice ardiam donup fircalamaya calisirken arkamda kimsenin olmadigini gordum ama daha saniyeler onceydi arkamdan gelmisti ve konusmustu arkami dondugumde ise kimseler yoktu o gunun aksaminda ogrendimki bawa bertal o gun sehre hic inmemis kimseler onu gormemis iki gun sonra koden donmustu yanina gittim bana bakip guldu kendi kendine birseyler soylendi tam anlayamadim kostum ardindan ciralik verdim basimi oksadi hadi hadi cigeram dedi senin yolun acik olsun dedi iste benim soylemek istedigim nerden gelmisti nereye gidiyordu ve benmim sorunumu nerden biliyordu aklimdan gecenleri nasil anlamisti


ayhan vural IP: 88.245.205.xxx Tarih : 13.04.2008 22:38:36

SİZLERİN YAZDIĞIDAN DAHA ÇOK KERAMETLERİ VARDIR BABA HÜSEYİNİN ALLAH NUR İÇİNDE YATIRSIN BİRGÜNDE MUNZURUN ÖNÜNÜ AÇACAK


dersim genci IP: 88.232.108.xxx Tarih : 26.04.2008 16:52:15

haydar mamiki adlı vatandaş sana söylüyorum zaten sen ve senin gibiler yüzünden tunceli hep kötüleniyor. yani oadamın penisini internette sylemekle ne eline geçti sadece fesatların eline koz verdin biraz aklın varsa sevuşeni neden ve kim deli etti diye sorgulamuyorsunda ne kadar iğrenç bişeyden bahsediyorsun..YAZIK!!!...tabi ben senin tuncelili olduğundanda şüpheliyim sen tuncelilerin kadasını alasın ha


haydar mamiki IP: 85.179.160.xxx Tarih : 16.04.2008 00:46:55

döğruları yazmak doğru insanların işi bakın heykeli dikilen deli sağken penisi elindeydi aksama kadar darsokakta sallar dururdu her kes onun penisinin delisiydi.onun devamlı penisi konuşulurdu.kımse kıymet vermezdi.bazen alkoliklerin yanına gittiğinde alkolikler bir düble rakı verirlerdi.cidiye alınan değer verilen biri olarak bakılmıyordu.öldükten sonra yok heykeli dikildi.göklere çıkarıldı kimisi akıllıların heykelini diker tunceliler delilerin heykelini dikerler.mezarı ziyaret yapıldı.vsgarip bir hal anlasılmayan bir durum bu yazdıklarım onu tanıyanlar bilir.akşama kadar penisi elinde gezen bir deli.


baris aktepe IP: 95.70.129.xxx Tarih : 21.04.2010 15:45:19

arkadaşlar ben su gune kadar ne baba bertalı duydum nede gördüm böyle birinin varligindan bile haberim yoktu.dün gece cok ilginç bi rüya gördüm biri bana baba bertal diye birini anlatiyordu ve cok ilginç şeyler anllati sabah kalktim ve nete. baba bertal yazdim gercekten öyle birinin oldugunu ve hala hayata oldugunu ögrendim şok oldum cok ilginc bi durum şaşırdım tülerim ürperdi gözlerim doldu... saygılar