Sosyal yaşam alanları olmayan Tunceli'de, tek eğlenme ve dinlenme yerleri olan park ve bahçeleri, şehrin göbeğine kadar sokulan baraj sularınını yuttuğunu belirten vatandaşlar bir an önce arıtma tesislerinin yapılmasını ve diğer baraj projelerinin iptal edilmesini istedi.
15 Ağustos 2009 tarihinde su tutulmaya başlanan ve şehir merkezinin içine kadar sokulan Uzunçayır Baraj suları kentin tüm park ve bahçelerini yuttu. Sosyal yaşam alanları olmayan Tunceli'de, tek eğlenme ve dinlenme yerleri olan park ve bahçelerin, şehrin göbeğine kadar sokulan baraj suları ile yok olmasına tepki gösteren vatandaşlar bu göle akacak atıkların arıtımı için tesislerin bir an önce yapılmasını istiyor. Baraj gölü kıyısında suların yuttuğu park alanlarına bakarak yetkililere serzenişte bulunan Gündoğan Çağ, "Buralar Munzur kıyısında yemyeşil alanların parkların olduğu bir yerdi. Aynı alanda, Boğaziçi, Munzur, Onur, Yeşil Vadi çay bahçeleri ve parklar vardı. Sular altında kaldı. Ağaçları kesildi. Bu yetmezmiş gibi, şehrin çeşitli noktalarından göle akan atık suları, havalar ısınmaya başladığında burası sivrisinek ve pis kokulardan yaşanmayacak duruma gelir. Yetkililerin bir an önce önlem alarak arıtma tesislerinin yapılması lazım" dedi.
Pakize Çetinkaya adlı ev kadını ise, dünyanın hiçbir yerinde sularının şehrin merkezine kadar sokulan baraj olmadığını söylerken, "Baraj yapıldıktan sonra bütün güzellikler, yeşillikler sular altında kaldı. Çoluk çocuğumuzla oturabileceğimiz bir yer kalmadı. Pislikler suyun üzerinde yüzüyor. Misafirimi alıp oralara götüremem. Yazın hastalıktan, sivrisinekten burada oturulamaz. Daha önceleri oturduğumuz yerler buralardı" diye konuştu.
Ercan Topaç ise, "Tunceli'de sosyal ve kültürel etkinlikler yok. İnsanlar için tek etkinlik alanları şu gördüğünüz parklar ve piknik alanlarıydı. Pülümür ve Ovacık vadileriydi. Ama maalesef Uzunçayır Barajı'nın tutulmasıyla birlikte bu alanlar da sular altında bırakıldı. Bu ilin insanlarının tek etkinlik alanı olan bu yerler ellerinden alındı. Tabii başka baraj projeleri de var. Biz Tuncelililer olarak, en azından Pülümür ve Munzur vadilerindeki yaşam alanlarımızın ellerimizden alınmamasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
arkadaşlar şu anda hukuksal bir süreç işliyor limak çet raporu olmadan su tutmuştur ve lisansı iptal edilecektir aynısı izmirdede oldu ve iptal edildi buradan güzel bir sonuç bekliyoruz vallahi baraj yaparsa türkiyenin problemi her ziyarete karşılık aihm de bedelini öderler inanç yerlerine dokunamazlar munzura heyet gelecek bildiğim kadarıyla elazığ kültür türzim müdürlüğünün vadinin 2001 yılında sit alanı yapılması için bir raprr sunuduğu ortaya çıktı cumhurbaşkanına da raporlar verildi bildiğim kadarıyla kendisi lgilenecem dedi yani uzunçayır barajını yaptıklaır gibi at koşturmayacaklar koştururslarsa ikinci 38 !İ başlatırız...yada her ziyarete karşılık herkes dava açsın burada kiziyaretler sadece tuncell alevilerini alakadar etmiyor amam ne yazıkki
bu ak partiler çok iki taraflı hem alevi dostu gözüküyro hemde buradaki inanç yerlerini suya gömüyor ,barajın kot farkı haddinden fazla aştı şehri merkezindeki tüm çay bahçelerini aldı munzur mahallesinide aldı ziyaretlerimizde gitti utanmadan daha gözleri doymamış gibi 15 tane daha yapacaklar amaç başka bu saaten sonra tum tuncelinin gözünü açması lazım uyanık olmamız lazım bu bize ders oldu baraj için gelenler onur öğmenden beter edilmeli...
adamlarda bunun farkında zaten olmaması gereken şeyler oldugu için tepkiliyiz olsa olsa belki ailahım kararından bir sonuç olur yoksa ben bu devlete güvenmiyorum sana yakın bi örnek veriyim 2005 te bi rapor sunluyo munzurda yapılan barajların yıllık getirisinin 80 milyon dolar oldugu barajlara yapılan yatırım turizm i.in yapılması takdirde 1 milyar olarlık gelir olacagı bu rapor sonrası barajlar falan filan herşey durdruluyo ama bi süreligine kadar ortam sakinleşince gene at koşturuyolar pülümürdekinin ihaleside yapıldı saran aldı bunlara ulaşacak yaptırmayacaksın yoksa hükümetten bişey olmaz yada aihm....
inanamıyorum resmen ada haline cevirmişler ya bu nasıl bir zihniyet sonrada kalkıp dersimin acılarından bahsediyorlar. hiç bişeyinizi istemiyoruz yeterki dogamıza dokunmayınn..