Aydın merkez Baltaköy sakinleri, köy sınırları içerisinde kalan ve özel bir şirkete 49 yılığına kiralanan hazine arazilerinin kullanım hakkını geri alabilmek için mücadele ediyor. 2004 yılı yerel seçimlerine söz konusu kullanım hakkı için önceliğin köy tüzel kişiliğine tanındığını ancak, dönemin ihtiyar heyetinin gerekli başvuruyu yapmadığını öğrenen köylü vatandaşlar, ihmalden doğan bu yanlışlığın düzeltilmesini istiyor.

Aydın Milli Emlak Müdürlüğü merkez Baltaköy hudutları içerinde kalan ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki toplam 219 dönümlük arazinin 201 ve 233 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliğleri esasları uyarınca köy tüzel kişiliği tarafından ağaçlandırma projesinin uygulanması için başvuru yapmasını istedi. Müdürlük; Özel Ağaçlandırma Projesinin hazırlanması ve kendilerine ulaştırılması için köy muhtarlığına 3 ay süre tanıdı. Konuyla ilgili çalışmalara başlayan ve yaklaşık 10 bin YTL değerindeki projeyi hazırlayan dönemin köy ihtiyar heyeti, yaklaşan seçimler nedeniyle gerekli başvuruyu yapmadı. Göreve geldikten sonra konuyu öğrenen Köy Muhtarı Durmuş Çoban, hazırlanmış projeyi eski idarecilerden isteyerek 13 Mart 2006 tarihinde Aydın Valiliği aracılığı ile söz konusu arazilerin kullanım hakkını alabilmek için resmi işleri başlattı. Köy muhtarının iddiasına göre Köy ihtiyar heyeti adına arazinin köylüler tarafından ağaçlandırılmasına yönelik dilekçe de 13 Mart 2006 tarih 817 sayı ile işlem görmesine rağmen Milli Emlak Müdürlüğü'nden kayboldu. Hal böyle olunca bir süre sonra 219 dönümlük hazine arazisinin kullanım hakkının özel şirkete verildiği haberi geldi. Kararın ardından arazide çalışmalar yapmak için iş makinelerini köye gönderen firma yetkilileri, köylünün direnci ile karşılaştı. Köy meydanında toplanan vatandaşlar iş makinelerinin araziye girmesine izin vermedi. Yetkililerin araya girmemesine rağmen ikna edilemeyen vatandaşlar, firmanın daha sonrada birkaç kez denediği çalışma girişimlerine engel oldu. Olayın bu şekilde çözülemeyince konu adli makamlara sevk edildi. Davanın görüldüğü İdare Mahkemesi'nin konuyla ilgili kararı kısa bir süre içerisinde açıklanması bekleniyor.

Yaklaşık 2 bin kişinin yaşadığı köyde geçim kaynağının tarımsal faaliyetler olduğunu ifade eden Köy Muhtarı Çoban, birkaç kişinin ihmali nedeniyle bütün bir köyün cezalandırılmasının yanlış olacağını söyledi. Arazinin kullanım hakkının firmaya verilmesinden sonra bunun nedenini araştırdıklarını duyuran Çoban, valilikten Aydın Mal Müdürlüğü'ne gönderilen evraklarının kayıp olduğunu iddia etti. Bu olayın doğruluğunu kurum yetkililerinin de kabul ettiği hatırlatan Çoban, "Bize hatası olan memurun cezalandırıldığını söylediler. Durumu öğrenince, yeniden evraklarımızı tamamlayıp bu sefer elden Ankara'ya götürdük. Gecikmenin nedenini anlattık. Ama sonuç bizim aleyhimize oldu. Bu arazi köyümüz için çok önemli. Arazinin gerçekten ağaçlandırılacaksa, bunu köylüler yapmalı. Hem arazi değerlendirilmeli, hem de zaten zor durumda olan köylüler kendilerine yeni bir gelir kaynağı oluşturmalı. Eğer bu arazide elimizden giderse, köyümüzün etrafından hiçbir arazimiz kalamayacak. Hayvanlarımızı dahi otlatacak yer bulamayacağız" dedi.

Mahkemenin alacağı karara saygı duyacaklarını anlatan Çoban, yaklaşık 1,5 yıldır bu konu ile uğraştığını kaydetti. Firmanın bu araziyi kaybetmekle çok büyük bir zarara uğramayacağını savunan Çoban, "Araziyi biz kaybedersek, kaybımız çok büyük olur. Arazi bize verilseydi, burayı köylüye dağıtacaktık. Onlar da kendilerine düşen bölümü ağaçlandıracaklardı. Böylece köyde yaşayan arazisi olamayan ve yoksulluk çeken insanlara umut ışığı doğacaktı" sözlerine yer verdi.

Köyde yaşayan birçok kişinin Dalama beldesinde zeytinlikleri bulunduğunu açıklayan Hulusi Özer (70) isimli köylü, bugüne kadar kendilerinin kullandığı arazinin başkalarına verilmesi halinde köylünün zor duruma düşeceğini belirterek "Bu araziyi mera ve ulaşımda kullanıyoruz. Burası olmazsa hayvanlarımız ne yiyecek, bir nerden gelip geçeceğiz. Geçenlerde araziyi kazmak için iş makineleri geldi. Köyden kovaladık. Bu arazini işlenecekse, bunu köylüler yapsın" dedi.