Tariş tarafından açıklanan pamuk avans alım fiyatına tepkiler sürüyor. Bugün ortak basın toplantısı düzenleyen Söke Ziraat Odası ve Ege Çiftçiler Derneği havza bazında oluşturulacak bir komisyonun avans fiyatının iyileştirilmesi için Ankara'ya gideceğini açıklandı.

Söke Ovasının sadece küresel ısınmadan zarar görmediğini ifade den Söke Ziraat Odası Başkanı Muhsin Örnek, Sökeli üreticinin susuzluktan da zarar gördüğünü söyledi. Açıklanan pamuk avans fiyatlarının kendilerini daha da zora soktuğunu kaydeden Örnek, "Biz 7 Eylül'de Tariş Pamuk Birliği'ne gönderdiğimiz yazı ile bu yıl randımanın 38 baz alınması gerektiğini vurgulamıştık. Hasada başladığımız bu günlerde randımanın ne kadar düşük olduğunu görüyoruz. Ancak fiyatlar açıklanırken 40 randıman olarak baz alınmış. Tariş Pamuk Birliği'nin uyarılarımızı dikkate alarak randımanı 38'e düşürmesini diliyoruz. Üreticilerimiz bize Tariş'e faks yolu ile tepkilerini dile getireceklerini söylemektedirler. Üreticilerimizin tepkilerini göstermeleri en doğal haklarıdır. Sıkıntılarımızı Ankara'ya giderek Tarım Bakanımıza ileteceğiz. Ankara ziyaretini bu kez daha kapsamlı yapmayı planlıyoruz. Aydın ve Söke'deki sivil toplum örgütleri ve sayın milletvekilleriyiz ile Ankara'ya gitmeyi planlıyoruz. Sıkıntı ve sorunlarımızı görmezden gelinirse, bu yıl 50-80 Kilogram pamuk alan üreticinin zararı karşılanmazsa önümüzdeki yıl çiftçimizin pamuk üretimi yapması zordur. Onun için üreticinin zararı mutlak suretle telafi edilmeli, çiftçi önümüzdeki yıl üretim yapmaya devam ettirilmelidir" dedi.

Tariş'in üreticinin içinde bulunduğu durumu bile bile açıkladığı fiyata anlam veremediklerini belirten Ege Çiftçiler Derneği Başkanı Hulisi Tanman, üretimin devamlılığını sürdürmek zorunda olduklarını kayetti. Üretimin devamlılığının sağlanabilmesi için çıkartılmış olan Tarım sigortaları Kanunu'nun işler hale getirilmesi gerektiğini dikkat çeken Tanman, "Bu yasa bugün işler hale getirilseydi bugün bu konuları bu kadar fazla konuşmuyor olacaktık. Üreticimiz uğradığı zararı sigorta kapsamında karşılamış olacaktı. Fakat devlet tarafından havuza para konulmadığı için kuraklık sigorta kapsamında olmasına rağmen tarım sigorta yasasından faydalanamıyoruz. Diğer taraftan Ziraat Bankası'na olan borçların faizsiz ve bir yıl süre ile ertelenmesi gerekiyor. Buna hayvancılık kredileri de dahil edilmelidir. Havza bazında üretim girdilerinin bir kereliğine dahi olsa makro seviyelere çekilmesi gerekmektedir. Yani akaryakıt, gübre ve diğer girdi maliyetlerinde rahatlama sağlanmalıdır. Üreticilerimizin özel bankalara olan borçları da göz önünde bulundurulmalıdır. Üreticilerimizin havza bazında el birliği ile mücadele verdiği halde sıkıntıların üstesinden geleceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.