19
Mayıs
2024
Pazar
POLİS/ADLİYE

Kuşadası bombacısından tüyler ürperten itiraflar

Kuşadası'nda geçen yıl bir minibüse bomba koyarak 2'si turist 5 kişinin ölümü ve 8'i turist 13 kişinin yaralanmasına yol açan ve 8 Nisan 2006 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan militanın, mahkemeye tüyler ürperten itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı.

Kuşadası'nda 16 Temmuz 2005 tarihinde meydana gelen bombalama olayının faili olarak Elazığ'da yakalandıktan sonra Kuşadası'na getirilen ve mahkemeye çıkarılıp, tutuklanan terör örgütü üyesi 'Enver' kod adlı Mehmet Sıraç Keskin, mahkemedeki ifadesinde gerçekleştirdiği eylemi ayrıntılarıyla anlattı. Halen Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Keskin ifadesinde, 1996 yılında Türkiye'den Almanya'ya giderek ağabeyinin yanına yerleştiğini ve iltica talebinde bulunduğunu, burada tanıştığı kişiler aracılığıyla örgüte katıldığını söyledi. Almanya ve Hollanda'da terör örgütüne ait kamplar bulunduğunu, 2000 yılına kadar bu kamplarda eğitim gördüğünü ileri süren Keskin, "2000 yılında Irak'ın kuzeyindeki örgüt kamplarına gönderilerek, 'özel kuvvetler' adı altındaki yapılanmaya katıldım. Burada askeri, siyasi eğitim alarak, bomba yapımı, düzenek hazırlama gibi konularda yetiştirildim. Çeşitli gençlik faaliyetleri ile 'küçük yaştaki çocukların, örgütün düşünceleri doğrultusunda eğitilmeleri' yönündeki çalışmalarda yer aldım. Örgütün görevlendirmesiyle 2005 yılında Türkiye'ye geçiş yaptım" dedi.

Kuşadası eylemi sırasında Zeytinburnu'ndaki bomba hazırlama sırasında meydana gelen patlamada ölen "Çayan" kod adlı Ziyaettin Yalvaç'la birlikte hareket ettiklerini anlatan Mehmet Sıraç Keskin, ifadesinde şunları söyledi:

"IRAK'TA EYLEMDEN DOLAYI BENİ TEBRİK ETTİLER"

"İstanbul'a Ziyaettin ile birlikte geldik. Ziyaettin daha sonra Manisa'ya ardından da Kuşadası'na gitti. Kendisiyle internet üzerinden konuşuyorduk. Haziran sonunda haber verdi ve beni Kuşadası'na çağırdı. Önce bir pansiyonda kaldık. Sonra bir otelde geçtik, lokantada iş buldum ve 15 gün kadar çalıştım. Ziyaettin ile bombalama konusunu düşündük, önce çalıştığım Şah Lokantası'nı düşündük. Ancak kamera sistemi ve güvenlik nedeniyle riskli bulduk. Minibüse bomba yerleştirme daha risksiz geldi ve buna karar verdik. Ziyaettin bana 'hedefini kesinleştir, sonra bilgi ver, ona göre malzeme göndereyim' dedi ve İstanbul'a gitti. Hedefimi kesinleştirdim. Eylemden 3-4 gün önce Ziyaettin'e internet üzerinden haber verdim. Eylemden bir gün önce, 'Sinan' kod adlı Erhan Türk bombayı getirdi. Otogarda bombayı teslim aldım. Otelde bombayı hazırladım. Düzenek hazırdı, sadece bir kabloyu taktım. Bu konuda zaten eğitim almıştım. Belirlediğim bir plaka yoktu. Ama Ziyaettin bana, 'Yukarıdan emir geldi. Eylemde bol sayıda turist öldürülsün' dedi. O yüzden, ben de turistlerin plaja giderken yoğunlukla bindiği minibüsü seçtim. Andan Menderes Bulvarı üzerinde minibüse bindim. Minibüsün içinde çok sayıda turist olduğunu görünce eylemi yapmaya karar verdim. Kamufle için bombayı küçük renkli spor bir sırt çantasına koydum. Minibüsün en arkasındaki koltuktan bir öndekine oturdum. 3.5 kg ağırlığındaki bombayı da koltuğun altına koydum. Daha önceden yaptığım keşif doğrultusunda, telefon kulübelerinin bulunduğu Lozan Kavşağı'nda minibüsten indim. Minibüs 35-40 metre uzaklaştıktan sonra telefon kartını takarak, bana verilen, daha önce hiç kullanılmamış telefon numarasını aradım. Uzaktan kumandalı bomba patladı. Minibüsün bir bölümünün havaya uçtuğunu, parçaların dağıldığını, telefon kulübesinin içindeyken gördüm. Telefon kartını denize atarak, otele gittim. Önce işi başardığım için sevindim, ancak daha sonra korku hissettim. Eylemden hemen sonra Ziyaettin'e bilgi verdim. Yukarıya bilgi veren Ziyaettin'di. Olayın ardından kahvehanede, Ziyaettin'in kendisini tanıştırdığı kişiyle bir araya geldim ve bombalama olayını birlikte televizyonlardan seyrettim. Maşallah Togay bana bunun ne patlaması olduğunu sordu, haberim olmadığını söyledim. Gülümsedi, hissettiğime göre olayı benim yaptığımı biliyordu. Kahvehaneye bir adam geldi, 'iş var' dedi. Maşallah Togay ile birlikte bir otele çalışmaya gittik. Ertesi gün de Kuşadası'ndan Denizli'ye, daha sonra Elazığ'a gittim. Elazığ'dan İstanbul'a, 'Veli Yüzer' adına düzenlenen sahte pasaportla da Irak'a geçtim. Irak'ta, eylemden dolayı beni tebrik ettiler".

iha
Yayın Tarihi : 20 Nisan 2006 Perşembe 18:55:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?