Türkiye süt sığırcılığında dönüm noktasında

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, İzmir İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ve İzmir S.S Tire Süt Müstahsilleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi işbirliğiyle düzenlenen "Türkiye Süt Sığırcılığı Kurultayı"nda "Avrupa Birliği ve Türkiye Süt Sığırcılığı İlişkileri" konulu tebliğ sunan Avrupa Holstein Konfederasyonu'nda görevli Mehmet Sedat Güngör, Türkiye'nin süt sığırcılığında dönüm noktasına geldiğini söyledi. 

Ülkemizin bu sektörde ithalatçı konuma gelmek üzere olduğunun altını çizen Güngör, "Süt üretimi üzerinde oynanan kısa vadeli hatta günlük, rasyonellikten uzak ve çağdışı oyunlar, üretimin bitirilmek istendiğini düşündürtücü niteliktedir. Tüm dünyada bu sektörde üreticiyi ve üretimi korumanın sağlanmasının yolları aranmaktadır. Türkiye'nin de yapması gereken benzer politikaları benimsemesidir. Öncelikle süt fiyatlarının istikrarlı seyretmesini sağlayacak bir piyasa düzeni oluşturulmalıdır. Ancak bu sayede işletmelerin modernizasyonu ve büyütülmesi sağlanabilir. Belirli bir geliri olan üretici işletmesine yatırım yapmaya başlayacak, ıslah çalışmalarına gereken önemi gösterecek ve ıslah faaliyetleri de gelişmiş ülke örneklerindeki gibi işletmenin geleceğini belirlemeye başlayacaktır. Bu sayede gerek süt gerekse süt yağı ve protein üretimi tüketimle dengeli bir şekilde arttırılabilecektir. Sütün kalitesine göre fiyatın belirlenmesi sistemi de ülkemiz süt sanayi tarafından uygulamaya konulmalı veya yasalarla bu düzenleme sağlanmalıdır. Özellikle çiğ süt satışı ile ilgili pratiğe yönelik çözümler uygulamaya konularak sokak sütü ve üreticinin direkt süt ve ürünleri satışı da kolaylıkla kayıt altına alınabilecektir" dedi. 

AB pazarı içinde kaybolmamış bir Türk süt sektörü için ülke gerçeklerinin göz ardı edilmeksizin radikal ve gerçekçi, en az 10-15 yılı hedefleyen ve toplumun çoğunluğunun çıkarlarını koruyacak politikaların kararlılıkla uygulanması gerektiğini açıklayan Güngör, "Kısa vadede ise üzerinde durulması gereken başlıca konular arasında ülkede AB ve ABD'deki gibi bir süt piyasa düzeni oluşturulana kadar ıslah çalışmalarının desteklenmesine devam edilmesi, çiğ süt ve ürünleri de dahil olmak üzere tüketiciye gıda güvenliğinin garanti edilmesi gelmektedir" diye konuştu. AB üyeliği öncesinde üretici, sanayici ve kamunun birlikte hareket ederek en etkin çözümleri, tavizsiz ve tarafsız uygulamasının hedeflere ulaşılmasını kolaylaştıracağını belirten Güngör, "Arzulanan bu gelişmeler ışığında çevreye duyarlı üretim yapılması teşvik edileceği gibi, tüketicilere gıda güvenliği de garanti edilmiş olacakır" dedi.