İzmirin Dikili İlçe Belediye Başkanı Osman Özgüven, kent genelinin temiz, ucuz ve rahat ısıtılması amacıyla kurulacak jeotermal şirketinin kamu yararını gözetecek bir anlayışla kurulması ve bu şirkette ilçe belediyelerinin mutlak surette yer alması gerektiğini kaydetti.
Hangi belediyenin sınırı dahilinde jeotermal kaynak varsa, o belediyenin bu kaynağın birinci sahibi olduğunu anlatan Özgüven, "Küçük belediyeler, şirket oluşum sürecinde seyirci kalmamalı. Küçük belediyelerin yetkilerini Büyükşehire devretmeleri belki olumlu. Ama, bu süreçte ilçe belediyeleri garnitür olmamalı. Sonuçta yapılacak yatırımın tüm ceremesini, yine ilçe belediyeleri çekecek. Yolların kazılması, kapatılması gündeme gelecek. Jeotermal enerjiden, sadece konutların ısıtılmasında değil, turizm ve seracılıkta da çok iyi verim alınıyor. Jeotermal enerji, işsizliğin tüm olumsuz sonuçlarını yaşayan ilçelerimizde, yeni istihdam alanlarının yaratılmasına da olanak sağlaması bakımından önemli" dedi.
Seracılıkta, jeotermal enerjiden en iyi sonuç alınan yerlerin Antalyada ve Dikilide olduğunu vurgulayan Özgüven, "İlçemizdeki seralarda, çoğunluğu dış pazara yönelik olmak üzere, iç pazara da domates, biber ve fide üretimi yapılıyor. Çok sayıda aile, bu sektörden ekmeğini kazanıyor" diye konuştu. Türkiyede yer altı kaynaklarıyla ilgili olarak ciddi bir yasal düzenleme olmadığına dikkat çeken Özgüven, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şu anda, yer altı suları İl Özel İdaresi tarafından işletiliyor. Kurulacak şirketlerin yapılarının yanı sıra, Hükümetin yapacağı yeni yasal düzenlemelerde de ilçe belediyelerinin hakları gözetilmelidir. İlçe belediyelerinin yetkilerini bizzat kullanabilecekleri bir yasal düzenleme yapılmalıdır. Her türlü girişimde öncü belediye olmalı, İl Özel İdaresi ve yatırımcı kuruluşlar da kurulacak şirketlerde yer alabilmelidir."