19
Mayıs
2024
Pazar
SEFERİHİSAR - İZMİR

İzmir'de 'deprem' konferansı

İzmir Ulusal Strateji Merkezi'nin düzenlediği "Maden Yasası ile içi boşaltılan Türkiye ve İzmir'de deprem" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 5 Ocak'ta İzmir'in Menemen İlçesi'nde meydana gelen deprem sonrası açıklamalarının yanlış yorumlandığını, 'İzmir'de büyük şiddette deprem bekleniyor' demediğini söyledi. 

Türkiye'de deprem konusunda yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Jeofizik Kurumu Derneği Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İzmir'de katıldığı konferansta, İzmir ve çevresinde deprem beklenen bölgeleri anlatarak, olası depremlerden en çok ve en az etkilenecek bölgelere işaret etti. Anadolu'dan gelen baskıların Ege Bölgesi'ni etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Ercan, Adriyatik Denizi'nden Göller Yöresi'ne uzanan yayın, Batı Anadolu'yu yukarı kaldırmasına bağlı çökmelerin depreme yol açtığını söyledi. Foça-Karaburun-Midilli üçgeninin Midilli kesiminde şiddetli bir deprem beklendiğini belirten Ercan, "İzmir deprem odaklı bir bölge değil, depremden etkilenme alanıdır. İzmir dolayında en geç 13, en erken 3 yılda bir, orta büyüklükte bir deprem olageliyor. Körfezin kuzey kıyıları, güneye göre depreme daha duyarlıdır. Midilli Deprem Üçgeni içinde oluşacak yaklaşık 7 büyüklüğündeki deprem İzmir içinde yaklaşık Richter ölçeğine göre 6 büyüklüğünde duyumsanacaktır" dedi. 

İzmir'in deprem çekincesi en yüksek olan yerleri, Kadifekale, Tepecik, Bornova Ovası, Bayraklı, Alsancak, Basmane, Konak, Güzelbahçe, Urla, Seferhisar, Alaybey, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Çiğli ve Menemen olarak sıralayan Prof. Dr. Ercan, şöyle devam etti: "Belediyelerin bugün bile bu bölgelerde 10-12 katlı dikintilere izin vermesi hem şaşırtıcı, hem de bilimin kullanılmaması bakımından üzücüdür. İzmirliler dağlardaki yerleşimleri seçmelidir. Kuzeyde Yamanlar, güneyde Dikmen dağına doğru çok katlı yapılaşmaların artışı, beklenen deprem için çok olumlu girişimdir. Yukarıda saydığım yerlerde oturan kişilerin Yamanlar ya da Dikmen Dağında yapılan dayanıklı konutlara süre içinde taşınması gerekli olan güvenliği sağlayacaktır." 

Jeofizik Kurumu Derneği Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, geçmişte İzmir ve çevresindeki depremler göz önüne alındığında, yıkım gücü dağılımının 5 ile 9 arasında değiştiğini belirterek, bu yıkım gücü aralığında olan depremlerin körfez kıyısında 8-9, dağlarda tepelerde 5-7 yıkım gücünde duyumsanacağı uyarısında bulundu. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, yıkım gücüne göre İzmir'in risk dağılımını şöyle açıkladı: "Yıkım gücünün 8-9 olduğu yerler; Çiğli, Mavişehir, Bostanlı, Karşıyaka, Bayraklı, Mersinli, Halkapınar, Alsancak, Basmane, Konak, Tepecik, Üçkuyular, Balçova, Narlıdere, İnciraltı'dır. Yıkım gücünün 7-8 olduğu yerler; Menemen, Evka, Üst Bayraklı, Üst Bornova, Pınarbaşı, Hatay, Buca, Şirinyer, Üst Balçova, Üst Narlıdere kesimidir. Yıkım gücünün 5-7 olduğu yerler ise; Yamanlar Dağı, İzmir Dağı, Karabağlar, Gaziemir, Cuma Ovası ve Menderes kesimleridir." 

İzmir'de yerleşimin ovalar yerine dağlık kesimlerde yoğunlaşması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ercan, "Depreme duyarlılığı yüksek, Bostanlı, Mavişehir ve Çiğli gibi yerler yapılaşmaya kapatılmalıdır. Buralara inşaat yapmak katliamdır. TOKİ'nin Mavişehir'e toplu konut yapmasına anlam veremiyorum" diye konuştu. 

Konferansta 5177 Sayılı Maden Yasası'yla ilgili açıklamalarda da bulunan Prof. Dr. Ercan, bu yasanın Türkiye'nin sömürülmesine zemin hazırladığını iddia etti. Maden Yasası'nın Türkiye'nin çıkarlarına ters düştüğünü ve 20 farklı ülkenin maden şirketinin Türkiye'yi maden çalıştırarak soyduğunu öne süren Ercan, "Maden Yasası'yla Anayasa'nın 43, 45, 56 ve 63.maddeleri çiğnenmektedir. Anayasa suçu işlenmektedir. Devlet olarak tanımadığımız Güney Kıbrıs, maden şirketini Türkiye'de çalıştırabiliyor. Herkesi sömürülmeye karşı dik durmaya çağırıyorum" şeklinde konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 9 Şubat 2008 Cumartesi 14:38:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?