Kestane ve çiçek balı elde etmek için Türkiye’nin değişik bölgelerinden Kütahya’nın Simav ilçesine gelen göçer arıcılar, elektriksiz ve susuz çadırlarda tam bir yaşam mücadelesi veriyor.

Simav’a gelen göçer arıcıların büyük sıkıntıları olduğunu kaydeden 71 yaşındaki Muğlalı arıcı Süleyman Güldağ,” "Suyumuz ve elektriğimiz yok. Çadırın içinde, yılanların ve akreplerin üzerinde yaşamaya çalışıyoruz. Sahip çıkanımız yok. Ailemi bırakıp geldiğim Simav’da yüksek oranda bal elde ettim, ancak ürettiğimi satamıyorum. Ben tam 20 yıldır arıcılık yapıyorum. Böyle rezillik görmedim. Ürettiğimizi bile satamıyoruz. 20 yıldır bu işle uğraşıyorum Balın para etmediği böyle bir dönem yaşamadım. Memleketime nasıl döneceğimi de bilemiyorum. Devletin bize sahip çıkması lazım” şeklinde konuştu.

Ürünlerini satamamalarının sebebi olarak sahte balları gösteren Güldağ, yetiştirici birliklerinin de bu konuda hiçbir çalışma yapmadığını kaydetti.

Sağlık ile Tarım ve Köyişleri Bakanlıklarından izinli balların piyasada bal şurubu olarak satıldığını öne süren Güldağ, "Bu ürünler glikozdan başka bir şey değil. Bunların ayrıştırılması gerekiyor. Balın fiyatının ayrı, şuruplarınınki ayrı olmalı. Önüne 'Saf bal', arkasına 'Bal şurupludur' diye yazıyorlar. Bütün otellerde de satılıyor. Birlikler bunlara göz yumuyor. Birlikler sadece arıcıları kayıt altına aldı, başka yaptıkları bir şey yok." şeklinde konuştu.