Fethiye sokaklarındaki otopark alanlarını ihaleyle alarak işleten firmanın işçileri, haklarının verilmediğini belirterek yargıya başvurunca, şikayetlerinden vazgeçmeleri için baskı gördüklerini belirttiler.
Haklarını almak için yargıya giden parkomat işçileri, tazminat ödenmemesi için çeşitli bahanelerle işlerinden atıldıklarını iddia ederek her gün işten atılma korkusuyla yaşadıklarını söylediler. Haklarını almak için verdikleri şikayet dilekçesinden vazgeçmeleri için baskı gördüklerini iddia eden ve isimlerinin verilmesini istemeyen parkomat işçileri davadan vazgeçmeyeceklerini belirttiler.
Fethiye’de yayın yapan yerel bir gazetedeki köşe yazarı Yusuf Ziya Hıra’nın kendisine gelen bir ihbar mektubunu değerlendirmesiyle ortaya çıkan parkomat işçilerinin sorunu adliyeye taşındı. Fethiye’de çarşı içindeki caddelerin ücretli otopark olarak işletilmesi konusunda faaliyet gösteren bir firmada çalışan ve park eden araçlardan ücret toplayan işçilerden çoğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın da tespit ettiği fazla çalışma ücreti, resmi tatil ücreti ve yıllık izin ücreti gibi haklarını almak istemelerinin ardından çeşitli baskılara maruz kaldıklarını iddia ettiler. Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince belirlenen haklarını almak için açtıkları davayı geri çekmeleri için baskı gördüklerini ifade eden parkomat çalışanlarından Tuncay Güngör “Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince belirlenen haklarımızı almak için arkadaşlarımızla birlikte dava açtık. Bunun üzerine şirket yetkilileri beni büroya çağırdılar. Önce davayı geri çekmemizi istediler. Bana, sen bunların elebaşıymışsın davaları geri çekin anlaşalım dediler. Ben de hakkımı verin ya da mahkeme ne karar verirse o olsun dedim. Bana ‘Senin bir ailen var, çocukların var, her gün uzun yola gidip geliyorsun’ gibi sözlerle tehdit ettiler. Okula giden oğlum var, korktuğum için 7 gün okula gönderemedim. Bizlere, çalışırken adam gönderip tartışma çıkarttırıp şikayet dilekçesi imzalatmaya çalışıyorlar. Tehditlerinin yanında şimdi de komplo kurup tazminat ödemeden işten atmak istiyorlar” diye konuştu.
2004 yılından beri parkomat işçisi olarak çalışan ve hasta babasına bakmak zorunda olan işletmenin sokakta çalışan tek bayan üyesi olan Arife Kurt ise Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerinin tespit ettiği haklarını almak için mahkemeye başvurmasının ardından tazminat verilmeden işten atıldığını belirtti.
2004 Yılından beri yağmur çamur, soğuk sıcak demeden çalıştığını ifade eden Arife Kurt her şeyin haziran ayında başladığını belirterek “Aileme bakmakla yükümlüyüm ve çalışmak zorundayım. Her türlü zorluğa göğüs gererek 2004 yılından beri parkomat işçisi olarak 30 erkek arkadaşın arasında sokakta çalışan tek bayan olarak çalıştım. Yeri geldi müşteriden dayak yedim. Yeri geldi küfür yedim. Sosyal Güvenlik müfettişlerinin söylediği hakkımızı istemek için şirket yetkilileriyle görüştük. Kimse bize tatmin edici cevap vermedi. Biz de toplu olarak 26 arkadaş yasalardan doğan hakkımızı alabilmek için mahkemeye başvurduk. Mahkemeye başvurduktan sonra şirkette her gün toplantılar yapıp davayı geriye çekmemizi isteyerek tehdit ettiler. Aralık ayında bir müşteri aracını bıraktı. İşlerini tamamlayıp geldiğinde para makbuzunu görünce “Neden yazdın ödemiyorum” dedi. Ödemeyin beyefendi dedim tutanağı yüzüme fırlatıp küfretti. Ben sinir krizi geçirmişim, Esnaf hastanesine kaldırmışlar. Adam ofise gidip şikayetçi olmuş. Hastaneden çıktıktan sonra şirket yetkilileriyle görüştüm. Müşteri küfür edince arkanı dönüp gideceksin dediler. Bende o şekilde küfür eden kişilerle mücadele ederim dedim. Bu tartışma için çıkışımı verdiler. Tazminatımı da ödemediler. Davayı geriye çekseydik bunların hiç birini yaşamayacaktım. Bakmakla yükümlü olduğum babam var ve her ay Antalya’ya kontrole götürmek zorundayız. Davayı geri çekersek ve her türlü hakkımdan vazgeçiyorum diye imza atarsam işe geri dönebilecekmişim. Diğer arkadaşlarımız da her gün işten atılma kaygısıyla çalışıyorlar. Bu mu adalet anlayışları” diyerek yaşadıklarına tepki gösterdi.
Öte yandan aldığı ihbar mektubuyla olayı duyuran köşe yazarı Yusuf Ziya Hıra’nın yazısının ardından şirketin İzmir sorumlusu olduğunu ve adının Adnan olduğunu söyleyen bir şahsın en kısa zamanda Fethiye’ye gelerek sorunu çözeceklerini ve hiçbir kimsenin mağdur olmayacağını belirttiği ancak 20 gün önce yapılan telefon görüşmesinin ardından sorunun çözümüyle ilgili hiçbir gelişme olmadığı öğrenildi.
![]() |