Biz Yeniçeri askeri değiliz!

Ankara'da eylem yapan Tekel işçilerine destek amacıyla, Muğla'nın Yatağan ilçesinde Maden-İş Sendikası ve Tes-İş Sendikası'na bağlı işçiler bir gün iş bıraktı.

Sendikalara bağlı işçiler saat 11.00'de Yatağan Madenci Heykeli önünde toplanarak işe gitmeme gerekçelerini açıkladı. Maden ve enerji işçilerine Kamu-Sen, KESK, Esnaf Odaları ve Yatağan Belediye Başkanı da destek verdi.

Sendikalar, yaptıkları açıklamada, AK Parti iktidarına karşı Tekel işçileriyle birlikte mücadeleyi sürdüreceklerini bildirdi. Tekel'e sahip çıkmanın maden ve enerji santrallerine de, ülkenin kaynaklarına da sahip çıkmak anlamına geldiği belirtilen açıklamada şöyle denildi: "Tekel direnişi ile bir kez daha anlaşılmıştır ki, işçiler ve emekçiler için mücadele etmek dışında başka bir yol yok. Sonuç almak üzereyiz ve sonuç almak için daha kararlı olmamız gereken bir noktadayız. Hükümet yetkilileri, Tekel

işçileri arasında bölünme yaratmak istiyor, yandaş işçi yaratmak istiyor, işçileri birbirlerine düşürmek istiyorlar."

72 MİLYONUN HAKKINI YEDİRMEZLERMİŞ

Kamuoyunda hükümet tarafından Tekel işçilerinin haksız gösterilmek istendiği belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Yetim hakkı yedirmeyiz diyorlar, merhamet ediyoruz yine de kabul etmiyorlar diyorlar. Bizi iktidara Tekel işçileri değil millet getirdi diyorlar, yan gelip yatıyorlar diyorlar. 2003 yılında Tekel'in sadece alkollü içkiler bölümünü MEY İçki grubuna 292 milyon dolara sattılar. Satın alan grup paranın 230 milyar dolarını bankalardan kredi sağlayarak ödedi. Bu grup iki yıl sonra

hisselerinin yüzde 90'ını 810 milyon dolara ABD'li bir yatırım fonuna (TPS) sattı. Fark 518 milyon dolar. Cebinden 5 kuruş katmadan krediyle al, iki yıl sonra sat. Hem aldığın krediyi kapat hem de 500 milyon doları cebe indir. 72 milyonun hakkını yedirmeyiz diyorlar."

TEKEL İŞÇİLERİNİN YANINDAYIZ

Tüm bunlara karşı Tekel işçilerinin ne eksik ne fazla sadece haklarını istediği belirtilen açıklamada ayrıca şöyle denildi: "Kimsenin merhametine ihtiyaç duymadan çalışmak istemektedirler. 50 gündür her türlü baskı, şiddet ve zorluklara rağmen aşına, işine, geleceğine sahip çıkan bitip tükenmekte olan umudu tekrar yeşerten Tekel işçilerinin sahipsiz olmadıklarını, yalnız olmadıklarını, haklarını alıncaya kadar alanları terk etmeyeceğini bu uğurda sonu ölüm bile olsa devam edeceklerini söyleyen Tekel

işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla buradayız. Hükümet, halkın her kesiminin kendi politikalarına biat etmelerini istiyor, etmeyenler, karşı çıkanlar marjinal, ideolojik, provokatör, haddini bilmez olarak ilan ediyorlar. İşçiyi sokağa atıp halkı aç bırakıyor. Sonra halkın işsizliğini, açlığını, çaresizliğini kullanarak dağıttığı üç kuruşluk yardımlarla kendilerine muhtaç ediyor. Tekel işçilerini suçlamak riyakarlıktan başka bir şey değildir. Tüm iktidarların yapısı aynı. Sadece hortumcular ve hortuma bağlayanlar değişti."

BAŞBAKAN BİZİ YENİÇERİLERE BENZETTİ

Kış günü sokağa atılan binlerce emekçinin taleplerine kulak verilmesi gerektiği belirtilen açıklama şöyle sona erdi: "İşçilerin itaat etmesini, aç ve işsiz kalmayı kabullenmelerini istiyorlar. Türk-İş Başkanlar Kurulunun 30 Aralık 2009 tarihinden bu yana almış oldukları kararları bir bir yerine getirdik. Başbakan işçileri Yeniçerilere benzetti. Eylemlerinin yasal olmadığını söyledi. "Şubat ayı sonuna kadar katlanırız. Sonrasına karışmayız" dedi. Biz Yeniçeri askeri değiliz. Şubat değil, bir ömür bile olsa "Ölmek var, dönmek yok" diyoruz" dediler.