2
Mayıs
2024
Perşembe
UŞAK

İstilacı balık ile mücadele çalışmaları

İl Özel İdaresi ile Uşak Sportif Olta Balıkçılığı ve Su Hayatını Koruma Derneği (USOBDER) tarafından ortaklaşa yürütülen proje kapsamında İç suları istila eden İsrail Sazanı olarak bilinen Carassius türü balık ile mücadele yöntemi geliştirmek üzere Uşak'ta başlatılan bilimsel çalışma devam ediyor.

Eşme ilçesindeki Üçpınarlar göletinde stok tespit çalışması yapan Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlileri Doç. Dr. Hasan Musa Sarı, Doç. Dr. Okan Özaydın, ve Dr. Fatih Perçin, Türkiye'de ilk kez bir sivil toplum örgütü ile kamu kuruluşunun hazırladığı ortak proje ile istilacı balık Carassius'un iç sularda verdiği tahribatın önüne geçmek için başlattıkları bilimsel çalışmaların devam ettiğini söylediler.

Yaklaşık 15 gündür stok tespit çalışması yürüten ekip daha sonra Carassius türü ile mücadele yöntemlerini deneyecek. Tarım İl Müdürü Atilla Arslan ve İl Özel İdare yetkilileri dün stok tespit çalışmalarına katılarak çalışmaları yerinde inceledi. Stok tespit çalışmalarının tamamlanmasından sonra mücadele yöntemlerinin deneneceğini ifade eden Atilla Arslan, projeye gerekli desteğin sağlanacağını dile getirdi. Proje ortaklarından USOBDER Başkanı İsmail Atalay, gölette yaklaşık yüzde 65 Carassius türü bulunduğunu belirterek stok çalışmalarının bir hafta daha süreceğini bildirdi.

Türkiye'de istilacı balık türüyle mücadele yöntemlerinin devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini belirterek bir ilki gerçekleştirmek için çalıştıklarını söyleyen İsmail Atalay, projenin başarılı olacağını düşündüklerini ifade etti.

“SU HAYATSA BALIK SAĞLIKTIR”

Uşak il genelindeki 20 gölette balık üretimi yapıldığını Üçpınarlar göletinde yürütülen projenin başarılı olacağına inandıklarını kaydeden Atilla Arslan şunları söyledi; Su hayatsa balık sağlıktır. Ancak biz bu sağlıklı besini yeterince tüketemiyoruz. Üretmeden avlanmaya devam edersek balık stoklarını hızla tüketiriz. Bu nedenle balık üretimini arttırmamız gerekiyor. Burada Carassius türü ile ilgili stok tespit çalışmaları yürütülüyor. Göletlerimizde istenmeyen türlerin bertaraf edilmesi için bu çalışmalar yapılıyor. 2005 yılında Türkiye çapında bakanlığımızca başlatılan proje kapsamında bin göletin üretime kazandırılması amaçlandı. Proje ile 35 bin tonluk balık üretimi ve 200 trilyon gelir elde edilmesi hedeflendi. Bizde 20 göletimizde bu projeyi uygulamaya başladık. Balık üretiminin daha bilinçli ve verimliliğin arttırılması için bu çalışma temel teşkil ediliyor. Buradaki Carassius stok çalışması bitince istenmeyen türlerle mücadele yöntemleri tartışılacak ve yapılması gereken çalışmalar hızla gerçekleştirilecek”

“GÖLETLERDE SAZANIN ÇOĞALIP BÜYÜMESİNİ ENGELLİYOR”

Stok tespit çalışmalarını yürüten ekipte yer alan Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hasan Musa Sarı ise Carassius türünün Türkiye’ye 1990’lü yıllarda Avrupa üzerinden geldiğini belirterek, türün verimsiz olması nedeniyle insanların rahatsızlık duyduğunu anlattı. Ekonomik getirisi olmayan Carassius’un İsrail ile bir ilgisinin olmadığını da ifade eden Hasan Musa Sarı, “Göletin değişik bölümlerine gerilen ağlar her gün toplanarak gölette bulunan balık çeşitliliği inceleniyor. Yaklaşık 20 gün sürecek çalışmanın ardından gölette ne miktarda Carassius olduğunu öğreneceğiz. Daha sonra çeşitli mücadele yöntemleri geliştirilerek. Carassius türü balıkları yok etmenin yolunu arayacağız. Biyolojik mücadele yöntemlerinde birden sonuç alınamaz. Bilimsel çalışmalardan olumlu sonuç alacağımıza inanıyoruz. Bu balık türü Avrupa üzerinden ülkemize girdi. Oradan insan eliyle Anadolu'daki sulara taşındı. Bilinçsizce yapılan balıklandırma çalışmaları bu noktaya getirdi. Son 15-20 yıl içerisinde iç suların büyük bölümünde bu balık türüne rastlanmaya başlandı. Uzak Doğu'da doğal ortamlarda yaşayan, süs balığı olarak çeşitli türleri de bulunan, İsrail Sazanı Türkiye'nin en önemli göletlerindeki balık çeşitliliğini yok etti. Bu balık sazanla aynı özelliklere sahip. Daha hızlı çoğalıyorlar verimli olan sazanın büyümesini ve çoğalmasını engelliyorlar. Bu nedenle USOBDER’in bizle temasa geçmesi sonucu bu türle mücadeleyi başlattık. İlk olarak stok çalışması başlattık. Daha sonraki aşamalarda uzaklaştırma yöntemleri üzerinde çalışacağız. Sazanla karıştırıldığı için bir çok göle aşılanmış. Etinin kalitesiz olması ve hızlı çoğalmasından dolayı insanlar bu türü İsrail Sazanı olarak adlandırmış. Bu ballık ilk olarak Türkiye’de 1990’lı yıllarda görülmeye başlandı. İlk dönemlerde şikayetler yoktu. Sonra şikayetler başladı. Şuanda Türkiye’nin her bölgesine yayılmış durumda. Türle mücadele edilmesi kapsamında yürütülen ilk çalışma budur”dedi.

 

iha
Yayın Tarihi : 19 Ağustos 2009 Çarşamba 14:52:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?