İktidarın kömür kullanılmayan lüks konutların önüne bile tonlarca kömür yığdığını anlatan Yazıcıoğlu, "Bu çarpıklığı ülkenin tüm medyası ortaya koydu, millet gördü. Bunun neresi sosyal devlet" dedi.

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, partisinin Uşak il teşkilatını ziyaret ederek Belediye Başkan Adayı Ali Bozkurt'a destek verdi. BBP'ye katılanlara parti rozeti takan Yazıcıoğlu, milletin parasını eşe dosta peşkeş çekmeden kaynakları doğru kullanan bir belediye başkanı istediklerini söyledi. BBP dışında yerel seçimlere projeleriyle giren hiçbir siyasi partinin olmadığını iddia eden Muhsin Yazıcıoğlu, parti binasında gazetecilerin sorularını cevapladı. İsmet Paşa Caddesi'nde esnafı gezen ve partililerle Atatürk Anıtı önünde hatıra fotoğrafı çektiren Muhsin Yazıcıoğlu, Ergenekon davasında hiç kimsenin kahraman ya da peşinen suçlu ilan edilmemesi gerektiğini ifade ederek davanın sulandırılmadan kısa sürede tamamlanmasını istedi.

ERGENEKON DAVASINDA HİÇ KİMSENİN AVUKATLIĞA YA DA SAVCILIĞA SOYUNMASINA GEREK YOK

Partisinin Uşak İl binasında konuşan Muhsin Yazıcıoğlu, dalga dalga süren operasyonlar ve iddianamelerle devam eden bir mahkeme süreci olduğunu belirterek "Ben bu mahkemenin sulandırılmadan siyasete alet edilmeden hiçbir baskıya maruz kalmadan yargının adaletli bir şekilde sonuçlanmasını istiyorum. Çetelerin, mafyanın darbecilerin eğer organizasyon haline geldiyse mahkemelerde hesap vermesini istiyoruz. Türkiye derin bir kuşatmanın içerisindeydi, bu derin kuşatmanın var olduğu biliniyordu. Şimdi bu derin
kuşatma ortaya çıkarılıyor. Ancak her şeye rağmen kişilik haklarını zayi etmeden kararlılıkla mahkemenin bu davanın üzerine gitmesini ve çok uzatmadan sulandırmadan sonuçlanmasını istiyoruz" dedi.

Ergenekon davasında hiç kimsenin avukatlığa ve savcılığa soyunmasına gerek olmadığını anlatan Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: "Kimseyi ne kahraman ilan etmeliyiz ne de peşin suçlayarak onu peşin yargılarla suçlu sandalyesine oturtmamalıyız. Bu iki yaklaşımda son derece yanlış. Demokratik hukuk devletinde yargıya müdahale edilmez."

TÜBİTAK'ın siyasallaştığı yolundaki iddialarla ilgili soruya da Yazıcıoğlu, şöyle karşılık verdi: "TÜBİTAK öteden beri siyasi müdahalelere maruz kalmıştır. Bence bilim adına teknik adına kurulmuş kurumların gerçekten ilme uygun davranması lazım. Gelişmeleri ilme uygun değerlendirmelidir. Buralar siyasete alet edilmemeli. Geçmişte Darwin teorileri mutlak gerçeklikmiş gibi insanlığa dayatılmıştır. O zamanda siyasallaştırılmıştı. Asıl o fikirler siyasallaştırılmıştı. Çünkü dünyada bir tekamül bir de yaratılış teorisi var. Bu iki teori asırlardır çakışıyor. Bizim inancımıza göre tekamül teorisinin temelinde yer alan tesadüflere dayanan bir yapı hayaldir ve gerçeklik payı yoktur. İlmi değeri de yoktur. Nitekim dünyada yaratılış teorisi giderek yaygınlaşmıştır."

Tesadüflerle insanın oluştuğunu düşünmenin akıl dışı olduğunu anlatan Yazıcıoğlu, şunları söyledi: "Bugün canlıda gördüğümüz bu mükemmeliyet bir mimarı olmadan asla yapılamaz. Geçmişte Darwin teorisini mutlak gerçekmiş gibi bütün insanlığa dayattılar, empoze ettiler. Bunun karşısında durmayı çağ dışılık olarak değerlendirdiler. Bunun karşısında söz söyleyenleri suçladılar ve cezalandırdılar. Biz insanların fikirlerini söylemelerine imkan vermeliyiz. Bir teori varsa o teorinin söylenmesine imkan vermeliyiz. Ben yaradılış teorisine inanan birisiyim ve tekamül teorisini savunanlara da saygı duyuyorum. TÜBİTAK gibi kurumlar bilimle uğraşmalıdır ve siyasete bulaşmamalıdır."

İKTİDAR VE MUHALEFET BİRBİRİNE KIRMIZI DOSYA SALLIYOR

TOKİ'nin inşaat sektörüyle rekabete giriştiğini ve devletin arsasını ve kaynaklarını kullanarak haksız rekabete yol açtığını da iddia eden Muhsin Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; "Biz rekabet ortamı içerisinde vatandaşın daha ucuz ve kaliteli konut sahibi olmasını istiyoruz. Yöredeki esnafa da pay vermeyi vaat ediyoruz. Bu seçimde bir tek proje ile yola çıkan herkesin kabul edebileceği tek partiyiz."
İktidar ve muhalefetin birbirine kırmızı dosyalarla saldırdığını anlatan Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: "Biri diyor ki sen Deniz Feneri ile soydun diğeri de el feneri ile soydun diyor. Biz ise suç varsa ortaya çıkarılsın, suçlu da cezalandırılsın diyoruz. Ama ortada hiç ceza alan yok. Bu nedenle bu tip tartışmalar hiç bitmez. Dün CHP vardı bu tartışmalar da. Kısacası büyükler büyük küçükler küçük götürüyor. Herkes ben yedirmeyeceğim diyor ama nasıl yapacağını söylemiyor. Onu sadece biz söylüyoruz. Bizim söylediğimiz sistem uygulanırsa hiç kimse yiyemez zaten sistem buna fırsat vermez."

İktidarın kömür, erzak ve gıda yardımlarını da eleştiren BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu, şunları söyledi: "İktidar kömür kullanılmayan lüks konutların önüne bile tonlarca kömür yığıyor. Bu çarpıklığı ülkenin tüm medyası ortaya koydu millet gördü. Satılamaz diye üstünde yazan kömürlerin ucuza el altından satıldığı görüldü. Bunun neresi sosyal devlet. Muhalefet partileri sadaka kültürü geliştirdiniz diyor. İktidar da inadına yapacağız dağıtacağız diyor. Ben ikisini de eleştiriyorum." Ortadaki paranın devletin ve milletin parası olduğunu anlatan Yazıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "İktidar bunu kendi cebinden vermiyor. Bu tamamen popülist bir yaklaşımdır. Biz gerçek ihtiyaç sahipleri için bir sistem geliştireceğiz. İhtiyaç sahiplerine bir kart vereceğiz. Kimsenin kapısının önüne erzak ve kömür bırakmayacağız. İhtiyaç sahipleri kendilerine verilen kartlarla tüm ihtiyacını kolayca rencide olmadan görecek. Bu bir sistem işidir. Türkiye'nin kaynakları doğru kullanıldığında hepimize yeter işsizliği de önleriz."

ALMANYA'DAKİ OLAY

Almanya'da dün bir okulda meydana gelen olaya da kısaca değinen Muhsin Yazıcıoğu, şunları söyledi: "Çok çılgınca cinnet geçirmiş bir kişi. İnsanların bazen şuurunu kaybettiğinde neler yapabileceğini ortaya koyuyor. Tam bir felaket tam bir dram. Böyle bir insanlık dışı felakete sebep olan şahıs var. Olaydan sonra kendisi de öldü. Orada Türk öğrencilerde var. Bu drama söylenebilecek hiçbir söz yok."

iha

Yayın Tarihi : 12 Mart 2009 Perşembe 19:54:21