Diyarbakırın Kulp İlçesi kırsalında bulunan toplu mezarda 11 cesede ait insan kemikleri olduğunu söyleyen İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı avukat Reyhan Yalçındağ, yakınlarının, cesetleri elbise ve ayakkabılarından tanıdıklarını belirtti.
İHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Reyhan Yalçındağ yaptığı açıklamada, Kulp kırsalında bulunan toplu mezarda 11 cesede ait insan kemikleri olduğunu söyledi.
Cesetlerin 1993 yılında Kulp kırsalında düzenlenen ve Şam Yaylası Operasyonu adı verilen operasyon sonrasında kaybolan köylülere ait olduğunu iddia eden Yalçındağ, O zaman aileleri bize başvuruda bulundu. Yaptığımız tüm çalışmalar sonuçsuz kaldı. Daha sonra konu ile ilgili davalar açtık. Türkiyedeki hukuk yolları tıkanınca da davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götürdük. Burada alınan kararla olayın askeri görevliler tarafından işlendiğine karar verilerek, AİHMnin insan hakları ihlallerinin 2., 3. ve 13. maddeleri gereğince Türkiye hükümeti mahkum edilerek, bu kişilerin ailelerine 1 trilyon liranın üzerinde tazminat ödendi şeklinde konuştu.
Yalçındağ, şunları söyledi:
Eylül 2003 tarihinde Kulp-Muş Karayolu yapım çalışmaları sırasında bazı kemikler bulununca aileler bize haber verdi, toplu mezar olduğu belirtildi; fakat yaptığımız çalışmalarda böyle bir şeye rastlamadık. Ancak, geçtiğimiz günlerde yine ailelerin haber vermesi ile dernek üyelerimizden oluşan bir komisyon, Kulp yakınlarındaki bir derenin kenarında bulunan bir mezarda çok sayıda insan kemiği olduğunu gördü. Kaybolan kişilerin yakınları da zaten elbiseleri ve ayakkabıların yakınlarını teşhis ettiler. Biz bu konu ile ilgili olarak Kulp Cumhuriyet Savcılığına gerekli başvuruları yaptık. Savcılık incelemelere başladı. Bu insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Olay yerine yakın bir ağacın üzerinde kazınmış şekilde Ayin yazısı vardı. Öyle anlaşılıyor ki, bu suçu işleyenler bunu bir görev olarak görüyorlar. Bölgede çeşitli suçlara karışan böyle kişilerin belli bir eğitimden geçirilerek buradaki vatandaşların düşman olarak gösterildiği ortaya çıkıyor. Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Yalçındağ, müracaatlar üzerine Bitlis ve Vanda da 4 toplu mezar olduğunu belirlediklerini, Bitliste birinin içerisinde 30 ve birinin içerisinde de 20 ceset bulunan 2 toplu mezar daha bulduklarını, 2sini de aradıklarını ve oradaki mezarlarla ile ilgili Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduklarını anlatarak, kaybolanların yakınlarından alınan kan ve doku örneklerinin İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini sözlerine ekledi.
Kulp Cumhuriyet Savcısı Hakan Ali Erkan ise iddialar üzerine, bulunan mezarlara hukuki alanda buna toplu mezar denilemeyeceğini söyledi. Dere kenarında bazı insan kemikleri bulunduğunu ifade eden Savcı Erkan, Bu konuda zaten AİHMnin kararları var. Biz yakınları oldukları belirtilen kişilerden kan ve saç örnekleri aldık ve Adli Tıp Kurumuna gönderdik. Gelecek sonuçlara göre bir değerlendirme yapılacaktır dedi.
İHA
Yayın Tarihi :
10 Kasım 2004 Çarşamba 14:00:54
Güncelleme :31 Mayıs 2005 Salı 15:56:51