19
Mayıs
2024
Pazar
KIZILTEPE - MARDİN

O gün saat 16.30’da Kızıltepe’de ne oldu?

21 Kasım sabahı yapılan açıklamalara göre karakol basan iki terörist çatışmada öldürülmüşlerdi. Daha sonra bir değişiklik oldu. Karakol basılmamıştı ama dur ihtarına uymadıkları için öldürülmüşlerdi.

21 Kasım sabahı, Kızıltepe’de yaşanan olaylarla ilgili yapılan açıklamalar çok netti. İki terörist karakol basmış ve çıkan çatışmada öldürülmüşlerdi. Daha sonra açıklamada bir değişiklik oldu. Karakol basılmamıştı ama iki terörist dur ihtarına uymadıkları için öldürülmüşlerdi.

Fakat öldürülenlerin kimliği ortaya çıkınca Kızıltepe karıştı. Çünkü öldürülenler 31 yaşındaki kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu, Dicle İlköğretim Okulu 5-C sınıfı öğrencisi Uğur Kaymaz’dı. Baba-oğul terörist miydi? Olanlar çatışma mı, yoksa yargısız infaz mıydı? Kızıltepe’ye giderek olayın taraflarını dinledik.

Kızıltepe Savcısı Pınar Akkoç:

Teröristler tarafından baskın yapılacağı ihbarı alınmış. Cumartesi gününden beri ev gözetim altındaydı. Operasyon pazar günü yapıldı. Evde çocuk olabileceğini düşündüğüm için operasyonun çocukların evde olmadığı bir saatte yapılmasını istedim. Özel harekát ekipleri, dur ihtarına uymadıkları için çatışma çıktığını söyledi.

BOND ÇANTADA PKK ROZETLERİ

Eylem hazırlığındaki Ahmet Kaymaz’ın ve Uğur’un üzerinden Kalaşnikof, iki el bombası, dört şarjör çıktı. Ev aramasında şifreli bir bond çanta bulduk. İçinden PKK rozetleri ve fotoğraflar çıktı. Fotoğraflarda Ahmet Kaymaz ve eşi Makbule Kaymaz’ın kırsal kesimde ellerinde silahlarla çekilmiş fotoğrafları çıktı. Soruşturmayı üç yönlü yapıyorum. Rozet ve fotoğraflardan dolayı Ahmet Kaymaz’ın PKK ile bağlantısı araştırılacak. İkinci soruşturma eşi Makbule Kaymaz’ın PKK ile bağlantısı. Üçüncüsü ise polis memurlarının görev sınırlarını aşıp, verilen izin dışında hareket edip etmedikleri. Polis memurları yargılanabileceği için cesedin yanında bulunan Kalaşnikof ve kovanları polis laboratuvarına değil, İstanbul’daki Adli Tıp Kurumu’na gönderdim. Kalaşnikofların kullanıp kullanılmadığı gelecek raporla belli olacak. Bu olayın yargısız infaz olduğunu kesinlikle düşünmüyorum.

50 cm’lik mesafeden ateş açıldığı yazılıyor, bunlar farazi şeyler. Yakın mesafe atışı olup olmadığını anlamak için maktullerin üzerindeki kıyafetleri Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na gönderdim. Henüz sonuç gelmedi, dolayısıyla yakın mesafe olup olmadığını bilmiyoruz. Gelecek raporlar sonucunda ya iddianamemi hazırlayacağım ya da takipsizlik vereceğim.

Devlet öldürerek şeref kazanmaz

Kızıltepe Kaymakamı Engin Durmaz: Biz daha geçenlerde oradaki çocuklara oyuncak dağıttık, devletin çocukları öldürmesi mümkün değil. Halk çocuğun ölmesinden ziyade çocuğa terörist denmesine kızıyor. Hiçbir devlet adam öldürerek şeref kazanmaz. Bu operasyonun yapılmasından benim haberim bile olmadı. Gizli gündemimizde polislere aslanım deyip, dışarıda da vah vah yapmıyoruz. Savcı kayıtlarında Ahmet Kaymaz’ın uzun bir süre PKK’ya yataklıktan cezaevinde yattığı var.

Koca tankere hiç kurşun gelmedi

Karşılıklı bir çatışma olduysa, Ahmet ve Uğur Kaymaz’ın vücudundan başka hiçbir yerde niye hiç kurşun izi yok? Polisler Ahmet Kaymaz’ın tankerini siper olarak kullanıyorlarsa tankerde veya etraftaki duvarlarda niye hiç kurşun izi yok?

12 yaşındaki Uğur Kaymaz teröristse, 5-C sınıfındaki devam çizelgesinde niye devamsızlık gözükmüyor?

KALAŞNİKOF’A TABANCAYLA MI KARŞILIK VERİLİR

Vücutlarındaki giriş çıkış kurşun izleri 6 ve 8 mm. Bu izler polisin tabanca kullanma ihtimalini kuvvetlendiriyor. Öyleyse, operasyonu yapan polis, Kalaşnikoflarla kendilerine ateş açan teröristlere niye makineli silahlarla değil de, tabancayla karşılık verdi?

EYLEME TERLİKLE Mİ GİDECEKLERDİ

Ahmet ve Uğur Kaymaz’ın giysilerindeki barut izi güvenlik güçlerinin yakın mesafeden ateş ettiğini mi gösteriyor. Eğer öyleyse polis onları niçin canlı ya da yaralı olarak yakalamadı?

Baba ve oğulun ikisinin ayağında da terlik var. Teröristler eyleme terlikle mi gider?

12’LİK ÇOCUK O SİLAHI NASIL KULLANIR

Olayın olduğu yere çok yakın bir evdeki iki görgü tanığı, polislerin silahları oraya sonradan koyduğunu gördüğünü söylüyor. Can güvenliği sağlanırsa tanıklık yaparım diyor. Polis silahları sonradan mı koydu?

12 yaşında, çok zayıf bir çocuk 3 kilo 600 kilogram ağırlığındaki bir Kalaşnikofu kullanabilir mi?

Burada vuruldular

Kızıltepe’nin Turgut ÖzaL Mahallesi’nde, 21 Kasım pazar akşamı silah sesleri yankılandı. Saat 16.30’u gösteriyordu ve hava henüz kararmıştı. Dicle İlöğretim Okulu 5’inci sınıf öğrencisi Uğur tam bu noktada, babası Ahmet Kaymaz da birkaç metre uzaklıktaki kamyonun önünde kanlar içinde yere yığıldı. Silah sesleri üzerine kimse dışarı çıkamadı. Polisin terörist diye vurduğu baba- oğulun cansız bedenlerini gelen ambulans, yakınları görmeden Devlet Hastanesi’ne taşıdı.

Dikkat çeken slogan

Ahmet Kaymaz ve oğlu Uğur Kaymaz’ın öldürüldüğü operasyonun ‘yargısız infaz’ olduğunu ileri süren gruplar, Kızıltepe’de sık sık protesto gösterileri yapıyor. 12 yaşındaki bir çocuğun terörist olamayacağını dile getiren göstericiler, ‘Katiller bulunsun, hesap sorulsun’, ‘Vali istifa’, ‘Ölmek öldürmek istemiyoruz’ sloganları atıp, ‘Ha Filistin, ha Kızıltepe. İkisi de vahşet’ pankartları taşıyor. Bu Filistin pankartı tepki çekti.

O fotoğraf askerde çekildi

MAKBULE Kaymaz (Ahmet Kaymaz’ın eşi, Uğur Kaymaz’ın annesi) Evde fotoğraflar buldular, onlar bizim peşmerge kıyafetleriyle çektirdiğimiz fotoğraflardı. Burada herkeste o kıyafetlerden var. Ahmet’in silahlı fotoğrafı Bursa’da askerdeyken çekildiği fotoğraflardı. Eşim PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuklu olarak yargılandı ama beraat edip çıktı. Yanlarında Kalaşnikof, el bombası filan yoktu. Eşim TIR şoförüydü. Bayramdan iki gün önce eve gelmişti, öldürülmeseydi bir gün sonra da Irak’a gidecekti. Oğlum 1992 doğumlu. Olay günü saat 16.30 civarında yemeği hazırladım. Yemeğe oturmadan önce Ahmet kamyona yüklemek için battaniyeleri kucakladı.

OĞLUMA DİZ ÇÖKTÜRMÜŞLERDİ

Uğur da babasının giyeceklerini taşıyordu. Ayaklarında terlikleri vardı. Dışarı çıktılar. Kamyon 30 metre ötedeydi. Birkaç dakika geçmedi silah sesleri duydum. Evde kayınvalidem ve üç çocuğum daha vardı. Korkudan yan komşumun avlusuna geçtik. Bu sırada oğluma diz çöktürdüklerini, rükû vaziyette, başının öne eğdirilmiş olduğunu ve başında silahlı birinin olduğunu gördüm. Karanlıktı ama beyaz pantolon giydiği için fark ettim. Sonra oğlumun ve eşimin öldürüldüğünü öğrendim.

Sorumlular bulunsun

Hürriyet muhabiri Şermin Sarıbaş, vücudundan 13 kurşun çıkan 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ile 8 kurşuna hedef olan babası Ahmet’in öldürüldüğü yerde, Kaymaz Ailesi’nin fertleriyle görüştü. Olayda eşini ve oğlunu kaybeden Makbule Kaymaz (solda) ile oğlu ve torununu kaybeden Emine Kaymaz, acılarını yüreklerine gömüp, sorumluluların bulunmasını istedi.

Hüseyin Cangir (Kaymaz Ailesi’nin avukatı) Savcı Hanım, Kalaşnikofların kullanılıp kullanılmadığını anlamak için Adli Tıp’tan gelecek rapora çok güveniyor. Ama o silahların oraya sonradan koyulduğunu gören görgü tanıkları var. Maktuller öldürüldükten sonra bu silahlar ellerine tutuşturulup ateşlenmiş olabilir. Zaten silah sesleri bittikten sonra duyulan 4-5 el silah sesi daha var. Polise ihbar eden kişinin verdiği eşkal daha çok Uğur’a uyuyormuş. O yüzden Uğur’da babasından daha fazla kurşun var.

Öğrencim deyince polis şaşırdı

Ahmet Tekin (Dicle İlköğretim Okulu öğretmeni) Yan komşum Makbule Hanım, telaşla kapımızı çaldı. Konuşamıyor, sadece ‘Ahmet, Uğur, tanker, yol, polis’ diyebiliyordu. O ana kadar silah seslerinin düğünden geldiğini zannediyordum, Makbule Hanım öyle söyleyince bir terslik olduğunu anladım. Silah sesleri durduktan sonra polisler geldi. Cesetleri teşhis için yardım etmemi istediler. Uğur’un cesedini sol tarafına yatmış vaziyette, sağ elinin yanında bir Kalaşnikof ve sağ elinin dört parmağı silahın üzerinde gördüm. Bu bizim okulumuzun öğrencisi deyince, polisler şaşkınlıktan üç kez ‘Emin misin’ diye sordu. Ahmet’in yanına götürdüklerinde sırtüstü yatan bir ceset gördüm. Önce tanıyamadım, daha fazla ışık getirmelerini istedim. Işık gelince bu da o öğrencinin babası, şoförlük yapıyor dedim. Bunun üzerine polisler bir kez daha şaşırdı. Bu arada savcı 112 acil servis görevlilerine müdahale ettiniz mi diye sordu. Uğur’u kastederek ön taraftakinin nabzına baktık, polisler daha fazlasına izin vermedi dediler. Savcı onlara kızdı.

HÜRRİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 1 Aralık 2004 Çarşamba 18:03:02
Güncelleme :3 Aralık 2004 Cuma 00:36:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?