16
Haziran
2024
Pazar
MİDYAT - MARDİN

'Benim için bir hayaldi'

Şabo Kamço, bundan tam 25 yıl önce 12 yaşındayken Midyat ilçesine bağlı Gülgöze köyünden ayrılarak ailesiyle Belçika’nın Bürüksel kentine göç eden yüzlerce Süryani aileden sadece biri... Giderken çocuk olan Kamço şimdi ise beş çocuğuyla birlikte çocukken ayrıldığı köye geri dönmenin heyecanını ve sevincini yaşıyor.


“25 yıllık hasretimi giderdim”

Şu an benim yaşadıklarım herhalde hayal! Çünkü ben yerimden yurdumdan göç ettiğim gün tekrar dönüp buralara geleceğimi aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Kim dese inanmazdım ama işte…" iye sözlerini tamamlayamadan boğazı düğümleniyor ve bir süre konuşamıyor, duygulanıyor, anıları canlanıyor gözünde iki damla yaş süzülüyor gözlerinden…

Ben Mehmet Halis İş, Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Aslan ve Şabo Kamço birlikte bir gün içinde Altıntaş, Bağlarbaşı ve İzbırak köylerine giderek oradaki kiliseleri ziyaret etme fırsatını bulduk.

Bir de Şabo Kamço beyefendinin yıllardır büyük özlemini duyduğu topraklarda gezdirme şerefine nail olduk. Böyle bir insanla kim olmak istemez ki… Onun hasretini ve özlemini anlayabilmek ve ona eşlik etmek… Yıllardır yerinden yurdundan uzakta olan Süryani bir vatandaşımızı dolaştırmak ve ona yol arkadaşlığı yapmak gibi bir teklifi geri çeviremezdik tabi ki böyle değerli bir insanla biran önce bir araya gelmek için uygun bir gün ayarladık ve motosikletlerimizle çıktık yola. Konuşa konuşa yolları kat ediyoruz. Yollar uzayıp gidiyor ama bizler öyle kendimizi konuşmaya o kadar kaptırmışız ki kırk derece sıcağın altında motorsikleti sürmek bize sanki gölgede oturmuş gibi geliyordu. Çünkü yıllardır buradaki insanlarla konuşmayı özleyen Şabo Kamço beyefendi konuşurken kimin aklına gelir ki sıcak hava veya güneş… Sizleri de fazla sıkmadan yolculuk ederken şabo Komço beyefendinin söylediği birkaç önemli konuşmayı onun da müsaadesini alarak siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum:

"Şimdi ve o zaman arasında çok büyük fark var. Gittiğimiz yerleri daha önce de görmek istiyordum buraları tekrar görmek benim için bir hayaldi yani çok uzaktı. Şimdi sanki cennetteyim bunu belki kelimelerle anlatamıyorum çünkü şuan inanılmaz duygular içindeyim. Buralar bizim toprağımız buraların kokusu, havası ve insanı bambaşka, hani insan çok susar ya dünyadaki bütün suyu içsem doyamam diye bir düşünce geçer aklından işte benimde öyle ben bu şekilde buralara susamışım. İmkânlar dâhilinde buraları daha çok ziyaret etme taraftarıyım ve kesin dönüş yapmaya da karar verdim. Nasıl buralardan teker teker ayrılmışsak yine teker teker de geri döneceğiz. Buralar çok güzel ve buraların doğal güzelliği var. Avrupa’ya gittiğimde buradaki bu ortamı anlatacağım. Bütün tanıdık ve akrabalara da tavsiye edeceğiz gelip ziyaret etsinler. Buradaki insanlar tarımdan başka hiçbir işle uğraşmıyorlar. Bizim beklentimiz buralarda büyük daha farklı alanlarda iş sahaları açılması lazım bu şekilde hiç bir ilerleme kat edemezler. Çok eski tarihi olan anıtlar var onlara sahip çıkmak lazım buralara turist çekmek gerekiyor ama tabi ki hepsini ayakta tutamamışız İzbırak köyünde çok eski bir yerleşim şehri var ve hepsi toprak altında kalmış ve burası kaderine terk bunlar insanlara teslim edimleş bir emanettir, emeğidir ve tarihi kültür değerleridir. Avrupa’da en ufak tarihi bir yer güldüklerinde derhal onu koruma altına alırlar. Ama biz de böyle değil neyi görüyorsak boş veriyoruz. Turizm önemli bir gelir kaynağı bunu boş vermemiz lazım turizmle hem tanıtım yapılıyor hem de ekonomiye katkıda bulunuluyor bir de turizm insanlar arasında bir köprüdür herkesi bu konuda duyarlı olsun çağırıyorum. Çünkü bu bilinçte olan insanlar kazanacak…"

Mehmet Halis İş - Kenthaber / Midyat
Yayın Tarihi : 19 Ağustos 2005 Cuma 23:03:39
Güncelleme :29 Ağustos 2005 Pazartesi 22:06:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?