5
Mayıs
2024
Pazar
SİİRT

Bağış: Siirt'e küsecek değiliz

AK Parti Siirt İl Teşkilatı'nın 3. Olağanüstü Kongresi'ne Devlet Bakanı ve Avrupa Birliği (AB) Baş Müzakerecisi Egemen Bağış katıldı.

Bakan Bağış, Türkiye'nin AB ile ilişkilerine değinirken, ''Onca reform yasası geçirmiş olmamıza rağmen bizi yavaşlamakla itham ediyorlar. Biz 3 Kasım 2002'de iktidara geldiğimizde Türkiye müzakereler için tarih bile alamamıştı'' şeklinde konuştu.

AK Parti Siirt 3. Olağanüstü Kongresi Halk Eğitim Merkezi'nde yapıldı. Kongreye katılan Devlet Bakanı ve AB Baş Müzakerecisi Egemen Bağış yaptığı konuşmada AB ile olan ilişkiler konusunda yavaşlanmadıklarını aksine hızlandıklarını belirterek, ''Bugün Anneler Günü bütün annelerin Anneler Günü'nü kutlarım. Dün Sayın Başbakanımızla Afyon'daydık. Çok güzel bir kongre geçirdik. Bugün Sayın Başbakanımız Malatya'da, ben buradayım. Her birimiz bir yerdeyiz. Tıpkı 2001'de AK Parti'yi kurduğumuz gibi. Bugün burada da büyük bir tablo görüyorum. Buradaki Siirt tablosu Türkiye'nin dört bir yanındaki büyük Türkiye tablosunun bir parçasıdır. Siirt Merkez'de aldığımız oy az bir oy değildir. Siirt Merkez'de yüzde 46.5 oranında oy aldık. Bu demokrasidir bazen 2 oyla, bazen bin oyla bazen daha büyük farkla kaybedersiniz. Biz Siirt'te ezilmedik. Biz Siirt'e küsecek değiliz. Biz Siirt'e darılacak değiliz. Burukluk yaşamıyoruz değiliz.

Devletin kaynaklarını devletin imkanlarını biz yedi coğrafi bölgeye ayırım yapmadan eşit olarak dağıtacağız, dedik. Bu yolda çok önemli adımlar attık. GAP projesine Bingöllü bir kardeşimiz bu işten sorumlu bir devlet bakanıdır Cevdet Yılmaz, gerek GAP tan gerek DAP, gerek KOP'tan gerek KÖYDES ve BELDES sorumlu Devlet Bakanımızdır. 500 milyon euro yani neredeyse bir milyarın üzerinde bir fon ayrılmıştır. Sadece bu yıl önümüzdeki dört yıl içerisinde 12 milyarın üzerinde bir fon aktarılacaktır. Bu Cumhuriyet tarihinde görülmüş bir şey değildir. Bu, bu bölgeyi, gerek ekonomik olarak gerek sosyal  olarak gerek kültürel gerek siyası olarak Türkiye'nin bölgelerine eşitleme konusundaki kararlığımızı, her Bakanımızın Güneydoğu Anadolu Bölgemizi Türkiye'nin bütün bölgeleri kadar zengin müreffeh ve demokratik yapma arzusunun sembolüdür. Türkiye'nin daha müreffeh olmasını isteyen, daha demokratik olmasını isteyen daha çağdaş olmasını isteyen bu ülkenin karanlık çeteler tarafından değil, demokratik irade tarafından yönetilmesini isteyen herkesi kucaklamak zorundayız. Türkiye artık o eski Türkiye değil. Türkiye çabuk değişti. Türkiye artık içine kapanık, karanlık çetelerin kendi başına ülkeyi devleti yönetmeye kalktıkları 50 yıl önceki gibi darbeler sonrası başbakanların asıldığı, 30 yıl önceki gibi Kafka'nın Dostoyevski'nin kitaplarının toplatıldığı, çok değil on yıl öncesi gibi büyükşehir belediye başkanlarının ders kitaplarındaki şiirlerini okuduğu için hapsedildiği Türkiye değil. Türkiye insanlık tarihinin en önemli barış projesi olan AB projesini taçlandırmak üzere AB müzakerelerinde hızla ilerleyen bir ülke, kararlılıkla ilerleyen bir ülke. AB ile müzakerelere başlattığı yıl İslam Konferansı Örgütü'nün genel sekreterliğini üstlenmiş bir ülke.

Bugün Türkiye doğunun en batılı, batının en doğulu ülkesidir. Bugün Türkiye'de farklı kültürler bir araya gelmektedir. Bütün dünyanın uğraşıp da aynı masaya oturtamadığı Afganistan Pakistan'ı barıştıran aynı masada buluşturan ülke Türkiye'dir. 47 yıl aradan sonra oy kullanan 192 ülkenin 151 nin oyunu alarak 47 yıl aradan sonra dünyanın sorunlarının çözüldüğü Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi üyeliğini kazanan ülke Türkiye AK Parti iktidarında bu olaya yükselmiştir. İsrail ile Suriye arasında barış görüşmelerini başlatan da Türkiye'dir, Rusya ile Gürcistan arasında uzlaşmada öncü rol oynayan da Türkiye'dir. Bugün Hindistan'a Pakistan arasındaki bir savaşı engellemek içinde uğraşan da Türkiye'dir. Lübnan'a Suriye arasında olası bir krize son veren ülke Türkiye'dir, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır" dedi.

AB müzakerelerinin kendi sorumluğunda olduğunu belirten Bakan Egemen Bağış, "1959 yılında, dile kolay tam 50 yıl evvel Türkiye ilk müzakereler için başvurusunu yapmış. Şimdi bazen diyorlar. Ya o elli yılın ilk 45 yılında Türkiye müzakerelere başlamak için tarihi bile alamamış onu yavaşlamak olarak saymıyorlar da. 2007 de üç tane ayrı seçim, 2008 de Türkiye'deki her iki seçmenden birinin oyunu almış iktidar partisine karşı açılmış bir davaya rağmen onca reform yasası geçirmiş olmamıza rağmen bizi yavaşlamakla itham ediyorlar. 2002'de biz 3 Kasım 2002'de iktidara geldiğimizde Türkiye müzakereler için tarih bile alamamıştı'' şeklinde devam etti.

2002-2004 yılları arasında çok büyük bir mesafe aldıklarını belirten Bakan Bağış, "Bazen gerek içeride gerek dışarıda dirençle karşılaşmıyor değiliz. Türkiye'deki o eski bulanık günlerine dönüp eski bildikleri usullerle bu memlekette kendi çıkar odaklarını çalıştırmak isteyen birtakım zihniyetlerin AB sürecinde güçlerini kaybedeceklerini görüp de engellemeye çalıştıklarının farkındayız, aynı şekilde Avrupa ülkelerinde, Türkiye gibi 70 milyon genç dinamik kararlı bir nüfus bu birliğin içerisine girerse bizim AB kurumlarındaki karar mekanizmalarındaki sayımız azaları AB Parlamentosu'ndaki birincil ikincil çoğul hakkımız kaybederiz. Türkiye bizden daha güçlü bir ülke olarak bu birlikte daha fazla söz sahibi olur düşüncesiyle farklı farklı bahanelerin arkasına sığınan ülkeler de var. Bunların gerek içerdeki gerek dışarıdaki çabalarının arkasında bize havlu attırmak olduğunun farkındayız. Ama atmayacağız. Biz Sayın Başbakanımızın tabiriyle diklenmeden dik duracağız" diye konuştu.

CHP Lideri Deniz Baykal'ın ilk defa Brüksel'e gittiğini ifade eden Bakan Bağış, "Kendisi Türkiye'nin AB standartlarına daha yaklaşmış bir toplum siyaset hukuk düzeni içerisinde olmadığını iddia etti ve orada yaptığı konuşmasında Sayın Baykal demokratikleşme, insan hakları bireysel hak ve özgürlükleri AB ülkelerinde olduğu gibi genişletmeye yönelik her türlü girişime destek vereceklerini ilan etti. Ben buradan Sayın Baykal'a diyorum ki; o zaman sözünüzün arkasında durun. Demokratikleşmeyi insan haklarını ifade haklarını genişletecek her türlü girişimin arkasında olacağınızı söylediniz, bunu Brüksel'de söylediniz. Bunu gelin Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) söyleyin gelin beraber bu Anayasa'yı demokratikleştirelim, gelin bu Anayasa'da insan haklarını arttıralım, gelin beraber ifade özgürlüğünü güçlendirelim. Anayasa'yı demokratikleştirmeyi ifade özgürlüğünü arttırmayı gerçekten önemsiyorsanız bunu sadece Brüksel'de değil, gelin bunu Siirt'te de söyleyin Ankara'da da, Diyarbakır'da da söyleyin, İstanbul'da söyleyin, Edirne'de de söyleyin, Iğdır'da da söyleyin Artvin'de de söyleyin gelin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı hep beraber ele alalım. Eminim ortak paydalarımız çıkacak. TRT 6 yayınlarına başladı, kötü mü oldu.

Bu bölgenin coğrafyanın insanları anladıkları dilde gerçek habere doğru, doğru dürüst eğlence programına kavuştular da devletlerine düşman mı oldular? Şimdi Sayın Baykal'a diyorum ki; o zaman mademki samimisin demokratikleşme konusunda gelin bu Anayasa'yı sadece Türkiye'ye değil bütün Avrasya coğrafyasına ilham kaynağı olacak bir metin haline getirelim. Bugünkü Anayasamızda kooperatiflerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair 1.5 sayfa yazı var. Ama TBMM'nin Cumhurbaşkanı seçmek için toplandığında kaç kişi ile toplanması gerektiğine dair bir hüküm yok. Böyle bir Anayasa, böyle boşluklar içerisine gizlenmiş bir Anayasa Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışır mı? Devlet olma geleneği bin yılı aşmış bu büyük millete yakışır mı? Gelin bize yakışır bir Anayasa'yı beraber yapalım gelin bu reformları beraber yapalım" ifadelerini kullandı.

Kongre sonunda AK Parti Siirt İl Başkanlığına Bayram Kızılay yeniden seçildi.

iha
Yayın Tarihi : 11 Mayıs 2009 Pazartesi 11:30:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?