5
Mayıs
2024
Pazar
SİİRT

Veysel Karani panelle anıldı

Türbesi Siirt'in Baykan ilçesi Ziyaret beldesinde bulunan Veysel Karani Hazretleri'ni anma etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen panelde Veysel Karani çeşitli yönleri ele alındı.

Siirt Valiliği tarafından hazırlanan etkinlikler kapsamında Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde konuşan Vali Necati Şentürk, çok zengin bir kültürel ve tarihi dokuya sahip olan Siirt'in tanıtımını amaçladıklarını belirtti. Vali Şentürk, "Siirt gerçekten çok zengin bir kültüre ve çok eski bir tarihe sahiptir. Amacımız bu zenginliği edebiyatımıza ve kültürümüze kazandırmak ve daha çok tanınmasını sağlamaktır" dedi.

100. Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ünal yönetimindeki panelde konuşan Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bakkal İslamiyet'te ashap, tabiin ve tabiinin tabiini şeklinde bir sırama olduğunu belirterek, şunları söyledi:  "Veysel Karani, Peygamberimizi görememiştir. Ancak görmeden onu eşsiz bir sevgiyle sevmiş ve tabiinin büyüklerinden biri olmuştur. Veysel Karani ile ilgili çok çeşitli rivayetler vardır. Ancak bildiğimiz bir şey vardır; Veysel Karani yaşamıştır. İnsanlar eserleri ile anılırlar, fiziki çehreleri ile değil. Mimar Sinan'ın yüzüne baktığımızda onun büyüklüğünü anlamayız. Ama eserlerine baktığımızda durum değişir. İslam'da üstünlük, fiziki güç, güzellik ile değil takva iledir. İşte Veysel Karani de böyledir.
O peygamber ve anne sevgisi ile ön plana çıkmıştır. Veysel Karani çelimsiz el ve ayakları çatlamış bir insan olabilir, ama o kendisini Allah'a öylesine bağlamış ki bununla üstünlüğünü göstermiştir."

'Veysel Karani'de Peygamber Sevgisi'ni anlatan Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. M. Cüneyt Gökçe, "Veysel Karani Hazretleri insanlığı uygarlığın en alt düzeyinden en üst düzeyine çıkaran Peygamber Efendimize o kadar bağlı idi ki; onun gibi kimseye yük olmamak için deve çobanlığı yapardı. Gene onun sevgisinden dolayı gelirinin yarısını sadaka olarak verirdi. Kimseyi incitmez kimseden incinmezdi. Devamlı ibadet etmesi ve tefekkür halinde olması, anne sevgisi, onun Peygamber Efendimize olan sevgisinden kaynaklanıyor. Peygamber Efendimiz gibi o kadar hoş görülü idi ki kendisine taş atan çocuklara, 'Daha küçük taşlar atın da ayaklarım kanlar içerisinde kalıp namazıma engel olmayın' derdi. O da Peygamber Efendimiz gibi geceleri namaz kılardı. Hatta onun için bazı geceler kıyam geceleri bazı geceler rüku ve bazı geceler de sücud geceleri idi" şeklinde konuştu.

Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdülnasır Yiner, Veysel Karani'nin yaşadığı dönemde Avrupa toplumunda kadının yerini anlattı. Yiner, "O dönemde Avrupa'da kadının insan olup olmadığı tartışılırdı. Hıristiyanlık inancında ilk günah Hz. Havva'ya atfedildiği için onun şahsında bütün kadınlara bu gözle bakılırdı. Kadın maalesef o dönemden günümüze kadar gelen bir adette anlaşmazlıklarda kadının kullanılması ve çözüm için kız alıp vermelerdir. İspanya da Patrik İzol kadın reşit olmayan bir insan olarak görülür ve baba ile kocanın vesayeti altında kalmak zorundaydı. Romalı Tarihçi Velarius Maksimus kocanın karısını idam etme hakkına sahip olduğunu belirtiyor. Hatta Maksimus'a göre kadının kocasına istemediği bir içkiyi vermesi bile ölümü için yeterli bir sebeptir. Fransa'da papazlar toplanıp kadının bir ruh taşıyıp taşımadığını tartıştılar. Yunanlılarda kadın hizmetçi ayarında iken, İngiltere'de kadın 16. yüzyıla kadar elini İncil'e süremezdi. Yahudilerde de hiçbir hakka sahip olmayan kadın Çin'de insan bile sayılmaz ve isim verilmez numaralandırıldı. Araplardaki durum da bilinen bir durumdur. Oysa İslamiyet'te durum çok daha farklıdır. Birçok ayet ve Hadisi Şerif'te kadına verilen önem anlatılmaktadır. Hucurat Suresi'nin 13. Ayeti'nde insanların kadın ve erkekten yaratıldığı belirtilmektedir. Peygamber Efendimiz de birçok Hadisi Şerifi'nde kadına karşı nazik davranılmasını ve ezilmemesini istemiştir" diye konuştu.

100. Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Harun Reşit Demirel de Veysel Karani'nin türbe ve makamları hakkında bilgi verdi. Demirel şunları ifade etti: "Anadolu da halk arasında sevilen üç isim vardır. Bunlar Mevlana, Veysel Karani ve Yunustur. Veysel Karani'nin hayatı ile ilgili çok değişik rivayetler vardır. Bunlardan ağırlıklı olanı Sıffın Savaşı'na katıldığı yönündedir. Veysel Karani'nin dünyanın ve ülkemizin birçok yöresinde makam ve türbeleri olduğu belirtiliyor. Ülkemizde Bursa Gemlik, Manisa, Siirt Kurtalan, Mardin'de Diyarbakır Lice'de, Afyon Emirdağ'da Artvin Merkez'de, Yemen, Suriye ve daha birçok yerde türbe ve makamları vardır."

Panelin ikinci oturumunun ardından gece amfi tiyatroda Veysel Karani' nin hayatını anlatan bir tiyatro oyunu sahnelenecek.
 

iha
Yayın Tarihi : 20 Haziran 2009 Cumartesi 00:53:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?