Şırnak'ın Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Ergenekon soruşturması kapsamında gündeme gelen BOTAŞ kuyularının "Güvenlik sorunu" nedeniyle açılmayacağını bildirmesinin ardından Şırnak Barosu Başkanı Avukat Nuşirevan Elçi basın açıklamasında bulundu.
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Provokasyon olma ihtimali nedeniyle güvenlik sorunu yaşanabilir" gerekçesiyle kuyuların açılmayacağını bildirmesinin ardından Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi Silopi Grand Hotel önünde bir basın açıklamasında bulundu. Kuyuların güvenlik sorunu nedeniyle açılmayacağının kendisine aktarıldığını ifade eden Elçi, başsavcılığın mahkeme kararı onayına göre 5 ile 11 Mart tarihine kadar süresi olduğunu söyledi. Şırnak'ı "Demokrasinin en son geleceği il'' olarak tanımlayan Başkan Elçi, "Burası Türkiye'nin en uzak noktası. Demokrasinin en son geldiği nokta Şırnak olduğundan hiçbirimizin şüphesi yok. Bu sebeple de bu kararın alındığını düşünüyoruz. Çünkü daha önce muhtelif tarihlerde bölgemizin belirli yerlerinde, Şırnak dışında kalan yerlerde kuyular rahat bir şekilde açılıp, var olan deliller rahat bir şekilde tespit edilmiştir. Ceset, kemik gibi örnekler alınmıştır. Ama maalesef bölgemizde böyle bir karar alındı. Bu da herhalde Şırnak'ın demokrasinin en son geleceği nokta açısından
kaynaklanıyor" dedi.
Başkan Elçi, kuyuların ne zaman açılacağına yönelik soruya karşılık, "Mahkeme kararına göre 5 ile 11 Mart tarihleri arasında kazı çalışmalarına başlanacak. Ama temennimiz yakın bir günün verilmesi yönünde. Bizim soruşturmaya olan inancımız sarsıldı" cevabını verdi.
Baro Başkanı Elçi daha sonra şunları söyledi:
"Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturması yürütülen 1990 ve sonrasında yaşanan faili meçhul olayların aydınlatılması içerikli dosya kapsamında 05 Mart 2009 tarihinde kamuoyuna, "Ölüm kuyuları" olarak yansıyan ve baromuz tarafından da tespit olan alanlar kamuoyuna duyurulmuştu. Uzun bir dönem bölgede yaşanan hukuksuzların bitirilmesi ve tüm Türkiye adına demokratik bir ortamın oluşturulması amacıyla baromuz gerekli hassasiyeti göstermiş, olayın tüm aşamalarını özellikle delilerin karartılması
ihtimalini ortadan kaldırmak amacı ile tüm Türkiye ile paylaşmıştır. Ancak dün akşam itibari ile olayın, kanımızca kamuoyunda bu denli ilgi ile karşılanmış olması olaya taraf olduğunu düşündüğümüz çevreleri rahatsız etmiş olacak ki yapılacak çalışmanın iptal edildiği tarafımıza bildirilmiştir. Karanlık bir dönemden çıkışın umudu olan bir çalışmanın bu şekilde gölgelenmesi ve sudan bahanelerle ertelenmiş olması, hukuka olan inancın bir kez daha sarsılmasına neden olması bir yana, döneme ilişkin kaygılarımızın haklılığını da açıkça ortaya koymaktadır. Bizler, hem birer hukukçu olarak hem de bölge insanın yaşadığı acıları birebir yaşamış yurttaşlar olarak bölgenin ve ülkenin gelişimine ve aydınlatılmasına katkıda bulunacak tüm süreçlerde, sonuna kadar dik bir duruş sergileyerek ödenmesi gereken tüm bedelleri ödeyerek yolumuza devam edeceğiz. Bu konuda hem kamuoyunun hem de bölge halkının şüphesi olmasın."