25
Mayıs
2024
Cumartesi
CİZRE - ŞIRNAK
Belediye Sayfaları

Tabip Odaları toplantısı

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Tabip Odaları başkanları ve temsilcileri Şırnak'ın Cizre ilçesinde düzenlenen toplantıda bir araya gelerek gündemdeki olaylar ve toplantıyla ile ilgili ortak bir basın açıklaması düzenledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Tabip Odaları 3. olağan toplantısı Şırnak Tabip Odası'nın ev sahipliğinde Cizre'deki Baro Sosyal Tesisleri'nde yapıldı. Toplantıya Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Bitlis, Şırnak tabip odaları ve Türk Tabipleri Birliği Merkez konsey üyelerinden Dr İlhan Diken, Dr Elif Kırteke, Dr Hülya Biriken, Dr Eriş Bilaloğlu ve Dr Demet Özbabalık katıldı. Cizre Baro Sosyal Tesisleri'nde yapılan 3. Olağan genel toplantısının ardından Şırnak Tabipler Odası'nda ortak bir basın açıklaması düzenlendi.

Tabipler Odası Başkanlığında düzenlenen ortak basın açıklamasında Tabip Odaları adına açıklama yapan Şırnak Tabipler Odası Başkanı Dr. İsmail Vesek, yaptığımız bölge toplantımızda sağlıkta dönüşüm programı, bölgedeki sağlık gelişmeleri ve göstergeleri, bölgede tabip olmak, Bilge köyü katliamı üzerinden koruculuk sistemi ve Kürt sorununa demokratik çözüm gibi konuların ele alındığını söyledi.

Şırnak Tabipler Odası Başkanı Dr. İsmail Vesek, "Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz ülkemizi de teğet geçmemiş, tüm ağırlığı ile ülkemizi de sarmıştır. Kriz sağlık emekçileri de dahil olmak üzere tüm emekçiler ve yoksul halk tabakalarını etkilemiştir. Sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi, kişi başına düşen gelir düzeyinin düşüklüğü ve işsizlik oranının yüksekliği açısından Türkiye'nin en kötü göstergelerine sahip bölgemiz üzerine etkisi daha fazla olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak bölgemizdeki sağlık göstergeleri daha çok bozulmaktadır. Bu konudaki gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınması ve bölgemize pozitif ayırımcılık yapılması şarttır. Ekonomik krizi dinlemeyen hükümet, sağlıkta dönüşüm programına hız kesmeden devam etmektedir.

Kamusal hizmetler adım adım piyasanın emrine sunulmaktadır. Sağlığın piyasalaştırılması sonucunda koruyucu hekimlik yerine tedavi edici hekimlik öncelenerek sağlık harcamaları kat kat arttırılmaktadır. Performans uygulamaları ve sağlığın piyasalaştırılmasıyla suiistimallerin önü açılmakta sonradan bütçeyi denkleştirmek için koşullarla uyuşmayan sağlık uygulama tebliğleri yayınlamaktadır. Bütün bunların sonucunda sağlık içinden çıkan bir kaosa sürüklenmektedir. Özel olarak bölgemize ve diğer mahrumiyet bölgelerine hekim göndermenin bir aracı olarak değerlendirilen mecburi hizmet uygulaması ile hekim arkadaşlarımız ekonomik, sosyal ve özlük hakları konusunda mağdur edilmektedirler. Hiç şüphesiz özellikle bölgemizin hekime ve diğer sağlık personellerine, ihtiyacı vardır.

Ancak bu zorlayıcı değil özendirici tedbirlerle gerekli alt yapı hazırlanarak gönüllülük temelinde yapılmalıdır. Bölgemizde özel sektörde gönüllülük esası ile çok sayıda sağlık personeli istihdam edilmektedir. Bu referans bir göstergedir. Mardin Mazıdağı Bilge köyünde 44 kişi kadın ve çocuklar dahil olmak üzere yüzlerini saklama gereği duyan malum kişiler tarafında katledildiler. Kürtler ve Kürt sorunu hakkında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar medyanın da ciddi katkıları ile olayı birkaç günde çözdüler. Töre dediler, rant kavgası dediler aslı astarı olmayan senaryolar ürettiler. Bu vahşeti ve katliamı Kürtlerin genleri ile bile izah etmeye çalıştılar. Bilge köyü katliamı töre- möre, rant kavgası, kız meselesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Katliamın korucular tarafından korucu ailelerine yapılması Kürt bölgesi gerçeklerinde hiçbir sosyal gerekçeli öldürme olayında kadın ve çocukların bilerek hedef alınmayacağı gerçeğinde katliamda açıklığa kavuşturulması gereken birçok karanlık nokta vardır.

Koruculuk sistemi bölgemiz insanı arasına sokulmuş bir nifak tohumu olduğu bölgemizde on binlerle ifade edilen suça yol açmış kaçakçılık ve organize suçların temel unsurudur. Bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. Bilge köyünde şuan yakalanmış olanlar tetiği çekmiş olabilir. Ancak tetiği kimin çektirdiği ciddi bir soru işaretidir. Katliamın işlenme şekli olayın organize ve profesyonel bir ekip desteğiyle yapıldığı kanaatini oluşturmaktadır. Bu katliam daha önce çatışmasızlık ortamı oluşturulduğun da Bingöl'de öldürülen otuz üç askeri ve daha sonra yine başka bir çatışmasızlık ortamında güçlü konakta önce kurşunlanıp daha sonra yakılan korucu minibüsü olayını hatırlatmaktadır.

Karanlık güçlerin katliamlarla, patlayan mayın ve bombalarla süreci sabote etmeye çalıştıkları bu çatışmasızlık ortamı sorunlarımızın çözümü için son derece önemli fırsatlar barındırmaktadır. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül olmak üzere, 2009 yılının Kürt sorununun çözümü için önemli fırsatlar barındırdığını ifade etmesi ve Hasan Cemal'in röportajıyla gündemleşen çözüm umutlarının gerçekleşmesi konusunda başta tüm siyasi partiler olmak üzere tüm demokratik kitle örgütlerini, meslek örgütlerini, demokrasi ve barıştan yana tüm tarafların çatışmasızlığın sağlanması ve kalıcı barış için güç ve eylem birliği için üzerine düşen görevi yerine getirmeye çağırıyor bu fırsatın daha önceki süreçler gibi heba edilmemesi gerektiğine inanıyoruz" dedi.

iha
Yayın Tarihi : 17 Mayıs 2009 Pazar 17:03:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?