Bir kamu kuruluşunun 2-3 yıl önce verdiği ve bir gezi notundan daha bilimsel olmayan iki paragraflık "rapor"da, Çamlıdere’de çıkan sularda mineralleşme olmadığı, bu nedenle bölgede sıcak su olasılığının bulunmadığı yazılmış idi.

Çamlıdere merkezden, ilçeye bağlı Peçenek beldesine doğru yola çıkıyoruz. Önce, TEM karayolu köprüsünün altında, Tatlak Köyü yakınında eski bir sondaj deliği ile karşılaşıyoruz. Çıkan ve yanındaki dereye de akarak zehir saçan su ılık ve kükürtlü. Kükürt gazı, suyun içinde baloncuklar yaparak yüzeye çıkıyor.

Yola devam ediyoruz. Sarıkavak Köyü’ne varmadan yolun sağ tarafında eski bir Roma hamamı kalıntısı ile karşılaşıyoruz. Yörenin adı, "Ilıca Mevkii". Durup dururken bu ad verilmemiş. Eskiden burada çıkan sıcak sular, insanlara şifa dağıtmış. Kalıntıdan günümüzde de bol kükürtlü ılık sular sızıyor.

Peçenek’teyiz. "Uyuz Suyu" olarak bilinen su, ılık ve yine kükürtlü. Kükürtlü su ile yıkanmak, uyuza iyi geliyor.

Çamlıdere’ye dönme vakti geliyor. Semerkandi türbesine dönen yolun tam karşısındaki yola sapıyoruz. Bu yol bizi Atça Köyü’ne götürüyor. Köyün içinden geçip 5 dakikalık bir yürüyüşle, "Acısu"ya varıyoruz. Köylü bir türbe gibi çevirmiş etrafını suyun. Adının aksine içimi tatlı bir su. Bol gazlı ve tipik bir maden (mineral) suyu.

Atça Köyü’nden Çamlıdere merkeze dönüyoruz. Son yıllarda birçok kooperatif kuruldu Çamlıdere’de. Yaptıkları dağ evlerinde hafta sonlarında genelde Ankara’lılar kalıyor. Bir o kadarı da inşa halinde. Çamlıdere’yi geçip, yayla tarafına doğru gidiyoruz. Sol tarafa, yani eski İstanbul yoluna giden yola döndüğümüzde, hemen sağ tarafta kuleye benzer mimarisi ile dikkati çeken bir dizi ev çıkıyor karşımıza. Burada 150 metre derinliğe inen bir sondaj yapmışlar. Aldıkları su ılık ve kükürtlü.

Buraya dek saydığımız 5 örnek, Çamlıdere’nin sıcak su potansiyelini açıkça ortaya koyuyor. "Çamlıdere’ye bir hizmetim olur" diye ödü kopan Belediye’nin aksine Kaymakam, Çamlıdere’nin sorunları ile son derece ilgili. İyi niyeti, ne yazık ki Belediye Başkanı’nın boşverdiği, savsakladığı, umursamadığı görevlerini de yüklüyor kendisine. Kaymakam’ın öncülüğünde bu sulardan alınan örnekler, mikrobiyolojik ve kimyasal analizlerden geçiriliyor şimdi. İşin acı yanı, insanlarımız bir-iki zevzeğin, "böbrek taşına iyi gelir" palavrasına kanarak bu suları içiyorlar günümüzde. Midelerini, böbreklerini kaybettiklerinde gerçekten de taş sorunu kalmayacak! Yörede mide rahatsızlıkları çok yaygın. Yıkanılacak suları insanlara içirenlerin utanması gerek!

Artık Çamlıdere’de kimse yeraltında yatıp duran sıcak su olasılığını tartışmıyor. Bunun varlığı zaten çok açık şekilde ortada! Analizlerden sonra bunu Ankara’da duymayan kalmayacak. Çamlıdere’li kararlı. Bu muhteşem potansiyel en kısa sürede gün ışığına çıkacak. Başka yolu yok! 600-900 metre derinliklerden çıkma olasılığını uzmanların israrla belirttiği bu suların sıcaklığının 90° ve üzeri olması halinde, bunlardan jeotermal enerji üretilebileceği, ülkemize yeni bir elektrik santralı kazandırılacağı da unutulmamalı. Yani Çamlıdere’de çıkacak sıcak sular, sadece Çamlıdere’nin şansı olmayacak. Tüm ülkemizi yakından ilgilendiriyor.

Enerji Bakanı, gün geçmiyor ki basın önüne çıkmasın ve doğal gaz yüzünden ülkemize atılan alçakça kazıkları açıklamasın. Verdiği rakamlar dokuz sıfırlı ve dolar cinsinden. Tabii bu kazıkları atanların hala elini kolunu sallayıp dolaşması bir ayrı utanç. Bakan’ın sözünü bile ihbar kabul etmeyenlere sormak gerek bu vurdumduymazlığı.

İşte büyük bir potansiyel. İşte "yenilenebilir enerji" kaynağı. Enerji Bakanı, ilgili kamu kuruluşuna gereken emri ulaştırdığında, yani herkes ülke çıkarları için elele verdiğinde, bu işe son nokta konulacak.

Çamlıdere adım adım yeraltındaki sıcak sularına kavuşmaya yaklaşıyor. Çamlıdere’de sıcak su artık çok yakın. Birileri istese de istemese de bu olacak! Ülke ve ulus sevgisinin başka yolu yok!