1
Mayıs
2024
Çarşamba
KIRŞEHİR

Ben Köroğlu onlar ise bolu beyi

      Bolu Beyi, at meraklısı, son derece katı yürekli, zâlim bir adamdı. XVII. Yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde saraya ve sadrazama bağlı beylerin ve valilerin başlarına buyruk olarak halka zulmettikleri bir devirdi. Bolu Beyi Süleyman Bey de böyle bir devirde yaşamıştı. Kendisine çok uzun yıllar hizmet etmiş atçılıkta usta olan seyisi Yusuf’un gözlerine mil çektirmişti. Yusuf’un kabahati, Bolu Beyi’nin buyruğunu vaktinde yerine getirmemiş olmasıydı.
 
      Bunun üzerine “Kör Yusuf” köyüne döner. Olanı biteni oğlu Ruşen Ali’ye anlatır ve Bolu Beyi’nden öç alacağını söyler.
 
      Bir gece Yusuf, düşünde Hızır’ı görür. Hızır ona  Aras Irmağı’ndan üç sihirli köpük geleceğini, bu üç sihirli köpükle hem Yusuf’un gözlerinin açılacağını, hem de intikam almak için gerekli kuvvet ve gençliği elde edeceğini söyler. Bunu bilen oğlu Ruşen Ali, köpükler gelince babasına haber vermeden kendisi içer. Yusuf ise bu duruma hem üzülür, hem de sevinir. Kendi yerine oğlu intikamını alacaktır. Bu sihirli köpüklerden biri körün oğlu Ruşen Ali’ye sonsuz yaşama gücü, biri yiğitlik, diğeri de şairlik bağışlamıştır. Bir süre sonra da kör Yusuf, oğluna mutlaka öcünü almasını vasiyet ederek ölür.
 
      Kör Yusuf’un oğlu Ruşen Ali, babasının intikamını almak üzere dağa çıkar. Kime rastlarsa sazını tıngırdatarak Bolu Beyi’nin zulmünü anlatır. Kanun kaçakları da yanında toplanmaya başlar. Adı artık “Köroğlu” olmuştur.
 
      Köroğlu bir gün, bir kervancının, yolculardan genç bir adamı döverek uçuruma attığını görür. Kervancının başını bir kılıçta havaya uçurur. Uçurumdan çıkardığı genç yolcu, Köroğlu’na hayatını kurtardığı için, “Gayri ben senin kulun kölenim” der. Köroğlu, adının Ayvaz olduğunu söylediği genç adamın Bolu Beyi’ne yük götürdüğünü öğrenince Ayvaz’ı yanına alarak beraberce etrafı kasıp kavuran, fakir köylüyü haraca kesen, zâlim Bolu Beyi’ni bulmak için yola çıkarlar.  Şehre yaklaştıklarında kale mazgallarından hazin bir şarkı sesi duydular. Şarkıyı söyleyen Bolu Beyi’nin kızı idi. Kız, babasının sırf kimseyi sevmesin diye kendisini oraya kapattığını anlatınca Köroğlu, dönüşte kendisini kurtaracağını söyledi.
 
      Bolu’ya vardıklarında halk büyük bir alana toplanmış, şenlikler yapılıyordu. Meydanda güreş müsabakaları yapılacaktı. Köroğlu da pehlivanlar arasına katılarak onlarla güreşti; bir bir hepsini yendi. Bolu Beyi bu yenilmez pehlivanı yanına çağırtarak sordu: “Bre pehlivan sen kimsin? Seni muhafızlarıma bey yaptım…” dedi. Köroğlu da kılıcını çektiği gibi, “İşte ben, gözlerini kör ettiğin seyisin oğluyum!” diyerek Bolu Beyi’nin oracıkta kellesini uçurdu. Böylece halk  bir zâlimden kurtulmuştu. Sonra da kaleden Beyin kızını getirerek onunla evlendi.
 
* * *
 
Şimdi bu hikâyeyi anlatmak nereden çıktı?
      Yolsuzluklara karşı mücadele ederken, siyasîler tarafından engellendiğini söyleyen Erzurum’un Aşkale ilçesi Kaymakamı Mustafa Özsoy’un, “Onlar Bolu Beyi ise ben de Köroğlu’yum”  diye istifa etmesi üzerine çıktı…
 
      Mustafa Özsoy 14 yıldır Kaymakam. Son iki yıldır da Aşkale Kaymakamlığını yürütüyor.
 
      Mustafa Özsoy’un özelliği,  ülkemizde öyle her kamu görevlisinin cesaretle üzerine gidemiyeceği “yolsuzlukla mücadele”de taviz vermeyen bir kişiliğe sahip olması. Kaymakam Bey’in başına ne geldiyse zaten bu yüzden gelmiş!.. Görevli bulunduğu Aşkale’de haksız yere verilen yeşil kartları iptal edip 8 trilyonluk vurgunu ortaya çıkarmış.. Özsoy ayrıca, muhtarların özel idare aracılığı ile aldıkları malzemeleri gerekli yerlerde kullanmadıklarını ortaya çıkarmış.. Kaymakam Özsoy bir de çiftçilere ödenen “doğrudan gelir desteği”nde bazı çiftçilerin arazilerini evrak üzerinde fazla gösterip devleti dolandırdıklarını belirlemiş. Aşkale Kaymakamı’nın bu tutumu iktidar partisinin ilçe başkanını ve bazı vekilleri rahatsız etmiş her nedense!?  Hatta ilçe başkanı  -iddiaya göre-  Kaymakama ağır hakaretlerde bulunmuş! Kaymakam Mustafa Özsoy da bunun üzerine, “Ben haksızlıklara dayanamam; haksızlık yapamam. Görevimi lâyıkıyla yapamayacağım anladığım bir yerde duramam. Bunlar kendini Bolu Beyi zannediyor. Onlar öyle sanıyorsa ben de Köroğluyum. Vicdanım rahat, kimseden korkum yok. Ben gittikten sonra istedikleri gibi at oynatacakları birilerini bu göreve getirsinler” diyerek istifa etmiş..  Bunun üzerine Aşkale halkı da, “Kaymakamımızı geri isteriz” diye dayatıyorlarmış.
 
      Bu tür devlet görevlilerini, bürokratları artık çırayla arar olduk. Şimdi asıl iş İçişleri Bakanına düşüyor. Sayın İçişleri Bakanı öyle zannediyoruz ki, bu olayın üzerinde hassasiyetle durur ve gerçek ortaya çıkarılır. Şayet Kaymakam Beyin iddiaları doğru ise siyasîlerin siyasilere yapacağı muamele ayrıca merak konusu!..
 
      Köroğlu’ların nesli azaltılmasın ve tüketilmesin!  
M. Duran SÖNMEZ
Yayın Tarihi : 1 Nisan 2004 Perşembe 22:42:38
Güncelleme :30 Ağustos 2004 Pazartesi 17:37:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?