'Bozkurtun nefesi ensende olacak'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın anlattığı Nasrettin Hoca fıkrasına sert tepki göstererek, "MHP'yi eşekten düşmüş olarak görüyorsan, eşek olarak ne anlıyorsunuz? Bu millet getirdiği gibi geri götürdü, sen bunu hangi fıkra ile anlatıyorsun. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Söz ağzından çıkana kadar senindir ama sonra söz sana hakim olur" dedi.

Devlet Bahçeli, partisi tarafından Ankara Caddesi'nde düzenlenen mitinge katıldı. 'Devletin başına Devlet gelecek', 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganlarıyla platforma çıkan Devlet Bahçeli, siyasi, sosyal ve ekonomik kriz ortamlarında yapılacak herhangi bir seçimin çok anlam ifade ettiğini söyleyerek, "29 Mart'ta yapılacak seçimlerde bir yandan ilimizin belediye başkanlarını seçerken, öte yandan 6 yıla aşkın ülkemizi yönetmekte olan AK Parti'ye bir uyarı görevini ortaya koymuş olacağız. Bu seçimleri millet olarak çok önemsemeliyiz. Bu seçimlerden AK Parti'ye ders verecek bir sonuç çıktığı takdirde, 30 Mart'tan itibaren Türkiye'nin daha rahat bir ortama gideceği inancındayım. Bu sebepten dolayı hangi partiden olursak olalım, bu ülkenin insanları olarak cevabı demokrasi içinde, millet iradesi içinde, bir sorumluluk içinde vermek lazım. Milletimize düşen bu görev ve değerli davranış, yüksek bir katılımla olacaktır" dedi.

"HEPİMİZ SANDIĞA GİTMELİYİZ"

Herkesin en zor şartlarda bile sandığa gitmesi gerektiğini ifade eden Devlet Bahçeli, "Tanıdık herkesi teşvik ederek demokratik bir görevi yerine getirmek için sandığa koşmalıyız. Ancak bu da yetmemektedir. Oyumuzu kullanırken Türkiye'de ne olup bittiğini çok iyi değerlendirmek, sonra da vicdanımızın sesini duyarak oyumuzu vermek gerekir. Seçimlere hilelik ve sahtekarlık katılmamalıdır. Görevli arkadaşım, yüksek bir sorumlulukla sabahın erken saatinde görevli olduğu sandık başına gideceksin. Hava çok soğuk gidip dinleneyim, kahvede çay içeyim diyerek görev yerinizi terk etmeyeceksiniz. Yaşlılara yardımcı olacaksınız, hiç kimseyi kırmayacak ve dayatma yapmayacaksın. O vicdanıyla sandığa gelmeli ve oyunu vermeli. Herhangi bir oyu çalmazsanız, haram katmazsanız ve seçim sayımlarını dürüst yaparsanız, hiç kimsenin itiraz etmeyeceği bir seçim sonucuna varırsınız. Seçimleri yönlendirmek için yoksullaşmış, işsiz kalmış insanlara sosyo-ekonomik durumunu istismar ederek, onu seçim döneminde hatırlayarak para ve yiyecek yardımında bulunarak oyunuzu kendi lehlerine kullanmak isteyen siyasi ahlaksızlık yaygınlaşmaktadır. Düşmez kalkmaz bir Allah'tır. Yoksul yaşamak ayıp değil, yoksul yaşarken neyin hakkınız olduğunu bilmek de gerekir. Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir, sosyal devlet anlayışını da öne çıkarmak lazım. Yoksulu namerde muhtaç etmeden, bir güzellik içinde yaşamasını temin etmek herkesin görevidir, devletin de görevidir. Sosyal yardımlaşma kurulları bunlar için oluşturulmuştur. Vergilerle alınan kaynaklar bu kurullarda toplanmak ve sizlerin müracaatları sonucu kaymakamlıklar ve valilikler tarafından geri yapılmaktadır. Bu sebepten dolayı sosyal devlet anlayışı içerisinde yoksullukla mücadele ederken, yoksulu namerde muhtaç etmemek gerekir. Seçimde kömür, yiyecek veya belediye kaynaklarını bu manada kullanarak halkın oyunu lehine kullananlara karşı cevap vermek gerekir. Bu sizin hakkınızdır, alın kullanın. Yiyin, için. Hür oyunuza kemer takmaya çalışanlara da, 'Al paketi vur kafana' diye cevap ver.Bunun için kapınızı çalan kimse, hiç utanmadan açın. Gelen kim, ne olursa olsun getirilen hakkınızdır, getirileni al. Hakkındır. 29 Mart'ta hür iradenle oyunu kullanma faziletini de göster. Yönlendirilmiş oylar azaldıkça demokrasi yerli yerine oturur" ifadelerini kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devletin tüm imkanlarını yoksulları istismar ederken kullandığını öne süren Devlet Bahçeli, "Sayın Başbakan yapmayacağı bir yanlışlığı sürekli yaparak, bunu yaparken hakkıymış gibi bir anlayışla karşımıza çıkıyor. Bu meydanlarda konuşulanları hatırlayarak konuşmak gerekir. Her yere gitmek, ziyaret etmek her siyasi partinin hakkıdır. Ancak bunları devletin imkanlarıyla yapmak siyasi etikle bağdaşmaz. Ankara'da kalkacaksınız, 'Ata', yoksa 'Ana' uçağı ile miting yapacağınız
ile gideceksiniz. Helikopter kullanacaksınız, sağınızda solunuzda devletin tüm güvenlik görevleri, büyük bir saltanatla, 'Son Padişah Recep Tayyip Erdoğan geliyor' diyeceksiniz. Devletin kurumu olan TOKİ birçok masraflar yaparak, ama üstünü kapatarak iktidar partisinin miting alanını düzenliyor. Sayın Başbakanın sallana sallana gelmesini sağlıyor. Sayın Başbakan sola giderse CHP'ye saldırıyor, sağa giderse aklınca MHP'ye hakaret ediyor. Sayın Başbakanı uyarıyoruz, vazgeç. Bir gün ayağını tökezlerler,
elinden tutan olmaz. Merdivenleri çıkarken karşılaştığınız insanlarla merdivenden inerken karşılaşacağınızı unutmayın" şeklinde konuştu.

"AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYSUN"

Başbakan Erdoğan'ın anlattığı Nasrettin Hoca fıkrasına da sert tepki gösteren Devlet Bahçeli, "Nasrettin Hoca evinden çıkarken çarşı ortasında eşekten düşmüş, çocuklar gülmüş. Nasrettin Hoca da zaten inecektim, demiş. MHP'yi eşekten düşmüş olarak görüyorsan, eşek olarak ne anlıyorsunuz? Bu millet getirdiği gibi geri götürdü, sen bunu hangi fıkra ile anlatıyorsun. Ağzından çıkanı kulağın duysun. Söz ağzından çıkana kadar senindir ama sonra söz sana hakim olur. Şarkı söylüyorsun, şiir okuyorsun, şimdi de fıkra anlatıyorsun. Başbakanlıktan sonra da bir televizyonda program mı yapacaksın? Tabii biz başbakanın siyasi üslup çirkinliğine kapılacak değiliz. Bize düşen görev, gerçekleri halka anlatmaktır. Sayın Başbakan diyor ki, 'Türkiye'de yaşanan bir kriz yok, dışarıda olan bir kriz Türkiye'ye geliyor ve teğet geçiyor. Hamdolsun biz iyiyiz ama muhalefet partileri felaket tellallığı yapıyor.' Peki bunlar doğru diyelim. Peki Eskişehir'de durup dururken niye paket açıklıyorsun. Krizin hiçbir işareti yoksa bu
paketler neyin paketi? Öyleyse bazı ekonomik sorunlar var ki önlem alıyorsunuz. Sayın Başbakan, yalan yanlış konuşarak, iftira atarak bir davranış bozukluğu sürdüreceğine ekonomideki bozukluğu halka anlatsın" dedi.

Konuşması sırasında slogan atan bir gruba da sinirlenen Devlet Bahçeli, "Gençsin ve işsizsin. Sana sesleniyorum, önce dinleyin. Tezahürata gerek yok, bunları iyi anlamak gerekir. Alkış adamı yoldan çıkarır" diye konuştu.

"TEĞET GEÇİLEN YER YANDAŞLARIN VE HANEDANLARIN OLDUĞU YER"

Devlet Bahçeli, krizin teğet geçmediğini ve milletin yüreğini delerek geçtiğini ifade ederek, "Sayın Başbakan bunu hisset ve gör. Görmediğin takdirde gittiğini görürsün, ama iş işten geçmiş olur. Türkiye'de bu vardır ama siz göremiyorsunuz. Evet bu kriz bir yerde teğet geçmiş olabilir. Teğet geçilen yer yandaşların ve hanedanların olduğu yer. Diğer tarafta milyonların yüreğinden geçti. 6 yıllık süreçte yandaşlar zenginleşti, halk fukaralaştı. Allah nasip eder de bir gün MHP iktidar olduğunda kuruşuna
kadar hesabı sorulmazsa namert olayım" ifadelerini kaydetti.

"BOZKURTUN NEFESİ HER DAİM ENSENDE OLACAKTIR"

Başbakan Erdoğan'ın 'Türkiye'de 36 etnik köken var' söylemini de eleştiren Devlet Bahçeli, "Türkiye'de 36 etnik köken var diyorlar. Yerel seçimler yapılıyor, etnik sayım değil. Bu milleti 36'ya bölmek senin ne işine yarıyor? Çocukken okula giderken 4 işlem diye bir şey gösteriyorlardı. Toplama çarpma çoğaltır, çıkarma ile bölme küçültür. 2 kere 2 dört, çoğaltır. 70 milyonu 36'ya niye bölüyorsun, iki de bir sayıp neyi kaşıyorsun, neyi kışkırtıyorsunuz? Siz başbakansınız, 70 milyonun başbakanısınız. Sen bütünleştirici olmalısın, bölücülüğe karşı tedbiri sen geliştirmelisin. Teker teker niye sayıyorsun? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir arada yaşamayı arzulamış, bu topraklarda güvenle yaşayan milletin evlatlarını niye ayırıyorsun? Sen kime hizmet ediyorsun? Şimdi kalkıp 85 yıl sonra bunları niye bölüyorsun? Bunların hesabı bir gün sorulacaktır. Ama bil ki bozkurtun nefesi her daim ensende olacaktır" açıklamasını yaptı.

Devlet Bahçeli, Kayseri'de düzenlenen mitinge katılmak üzere Kırşehir'den ayrıldı.