2
Mayıs
2024
Perşembe
KIRŞEHİR

'Terör Türkiye'nin milli meselesidir'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin devletin sınırlarını aştığını ve kendisini milli irade yerine koyduğunu öne sürerek, "Türkiye'yi, 'Anayasa'yı ancak darbe yapanlar yapabilir' noktasına getirdiler" dedi.

Partisinin Merkez İlçe Kongresi'ne katılmak üzere Kırşehir'e gelen Bakan Faruk Çelik, ilk olarak Vali M. Lütfullah Bilgin'i makamında ziyaret etti.

Vali Bilgin tarafından Bakan Çelik'e Kırşehir'in tarihi ve turistik yönlerini öne çıkaran çeşitli hediyeler verildi. Çelik daha sonra Belediye Başkanı Halim Çakır'ı makamında ziyaret etti. Davul zurna ile karşılanan Çelik'e Çakır tarafından belediye kültür yayınları arasında yer alan kitaplar, Kırşehir halısı ve onyx taşından yapılmış vazo hediye edildi.

Çelik, valililik ve belediye ziyaretinin hemen ardından da Kültür MüdürlüğüSalonu'nda gerçekleşen AK Parti Merkez İlçe Kongresi'ne geçti. Burada partililere hitaben bir konuşma yapan Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Çelik, "Amerika ile İran arasındaki gerginlik, Suriye, İsrail ve Lübnan arasındaki gerginlik, Yunanistan ile Türkiye arasındaki sıkıntı, Güney ve Kuzey Kıbrıs arasındaki sıkıntı ve gerginlik. İşte bunların ötesinde, Türkiye sorunlarla çevrili bir coğrafyada. Adeta sorunların yumağı içerisindeyiz. Etrafımız bin bir türlü sıkıntılarla çevrilmiş coğrafyadan oluşuyor. Eski siyasetçiler, 40 sene etrafımızdaki sorunları
izledi. Ama izleyen değil, aktör olarak ve olayların içerisinde yer alan AK Parti iktidarı ortaya çıktı. Olaylara müdahil oluyoruz ve vaziyet alıyoruz. Yıllarca teröristlerin başını orada tuttular. Çeşitli vesilelerle teslim ettiler terörist başını. Adayı boşalttılar. Adayı tavuklardan, ördeklerden arındırdılar.

Şimdi de, 'Vatan, millet, Sakarya' nutku atıyorlar. Öyle ucuz değil bu işler. Terör konusu Türkiye'nin milli meselesidir. Siyaset yapılamaz bu konuda. Hem şehitlerimize hem milletimize haksızlıktır. Bize teslim edilen Türkiye'yi; ekonomisi, terörüyle biz biliyoruz. Her konu ile ilgili yüzleşmeye hazırız. Şimdi İran, Suriye ve dünya ile ilişkilerimize bakın. Eski Türkiye yok artık. Olayları izleyen değil, müdahale eden Türkiye var. Terör belası 25-30 yıldır bu milletin canını yakıyor. Anaların göz pınarları kurudu. Siyasetçiler olarak iktidarıyla ve muhalefetiyle bu terör faaliyetlerine karşı kimsenin bir şey demeye hakkı yok. Mücadele devam ediyor. Silahlı mücadele fazlasıyla devam ediyor. İnine bomba atılması gerekiyorsa, inine bomba atılıyor.

Destekse sonuna kadar destek. Hangi alanda destek isteniyorsa sonuna kadar destek veriyoruz. Bu konuda bir sıkıntı yok. Önemli olan, bataklığı kurutmak gerekir. Bu konuda adımlar atılıyor. 12.5 katrilyon lira GAP, DAP ve KOP için kaynak tahsisi hazır. Bu sene 2.3 katrilyon lira gönderdik. Amaç ise sulanamayan arazilerin sulanması ve zenginleşme, iş bulmadır. Yalnızca sulama kanallarının devreye girmesi ile 800 bin kişi iş sahibi oluyor. Amaç ne? Tekrar ediyorum; ininde vurmak ayrı olay ama zemin olarak kullandıkları bataklığı kurutmak için ekonomik adımlardır bunlar. Dün teröre yandaş çıkan ülkelerin tamamı, 'Bunlar teröristtir' diye açık tavırlarını koyuyor. Terörle mücadele bütün kurum ve kuruluşların ortak sorunudur. Bu mücadeleyi ortak veriyoruz. Burada yanlış yapan güvenlik güçlerinden de birisi olabilir, siyasiler olabilir, yanlış yapan sivil toplum kuruluşu olabilir. Bir kişi yanlış yaptı diye tüm güvenlik güçlerini karartmak ve böyle bir tabloyu ortaya koymak Türkiye'ye en büyük kötülüktür. Yanlış yapılırsa hangi rütbede olursa olsun, siyasetten hangi yerde olursa olsun ona hesap sorulur.

Çünkü milletin canını yakan hesabını verir. Hiç kimse endişe duymasın. Bu topraklar mübarek topraklar. Bu topraklarda kimse bizden kum tanesi talebinde bulunmasın. Türkiye'nin bu coğrafyada güçlenmesinden rahatsız olanların oyunlarıdır bunlar. 'Türkiye Ortadoğu'ya da hükmedecek', 'Türkiye Balkanlar'a da hükmedecek' diyerek korku duyanların oyunudur bunlar. Dün böyle gizli saklı sahte haritalar yaparak talepte bulunanlara buradan sesleniyoruz. Verilmeyecek şeyler vardır. Şan gibi, şeref gibi, namus gibi, Kars gibi, Ardahan gibi. Nasıl dediysek bugün de aynı şeyi diyoruz" açıklamasını yaptı.

"TÜRKİYE'NİN YILLARINA YAZIK OLDU"
Bakan Çelik, Türkiye'de iç meselelerle uğraşmaktan çalışmaya fırsat bulamadıklarını belirterek, "İç meseleler bize çok şey kaybettiriyor. Maalesef bizim iktidarımız döneminde de 2007-2008 yılları kayıp yıllar olarak geride kaldı. Nedeni ise iç çekişmeler. Cumhurbaşkanı seçilmesi, 367 meselesi, 5 ay erken seçim, referandum ve ardından AK Parti'nin kapatılması davaları süreci yaşandı. Dünyada ekonomik krizler varken, biz bunlarla uğraştık. Türkiye'yi dünya kamuoyunda bu hale getirmeye kimin hakkı var? Yazık oldu Türkiye'ye ve yıllarına, günlerine" dedi.

Ergenekon davası ile ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir diğer iç mesele, Ergenekon meselesi. İsmi şu, bu ayrı konu. Ama bir sorun var. Karanlıkta birçok olay var Türkiye'de. Faili meçhul cinayetten alın da ticari, ekonomik konuda birçok sorun var. Kimi elin kimi cebinde belli değil. Demokratik ve şeffaf yönetimlerde böyle olayların olması mümkün mü? Ama, maalesef bunları yaşıyoruz. Çok şükür bizim dönemimizde aydınlanmayan bir tane olay kalmadı. Ama Türkiye'nin geçmişinde bu ve benzeri karanlık odacıklar var. Şimdi birileri çıkmış hukuk dışılığına avukatlık yapıyor. Hukuk dışı bir olay varsa buna avukatlık yapılır mı? Adamlar soyunuyor ve, 'AK Parti'nin kapatılması için dava açan, iddianameyi ortaya koyan savcı bağımsızdır. Ama Ergenekon ve benzeri illegal yapılandırmaları açan, yargılayan savcıların bağımsızlığı tartışılır' diyor. N devam ediyor. İnine bomba ateden? 'Bu bir rövanş meselesi' diyorlar. Siz tarihleri karıştırıyorsunuz. AK Parti'nin kapatılması Mart 2008, Ergenekon'un başlangıcı Haziran 2007. Ergenekon bir sene önceden başlamış. Oysa AK Parti'nin kapanması 2008'in Mart ayında. Böyle bir düşünce olabilir mi? Senin savcın, benim savcın olabilir mi? Hukuksuz bir yapılanma varsa, adamlar kendilerini itiraf edip 'Ben bin kişi öldürdüm' diyorsa, sen neyin avukatlığını yapıyorsun Allah aşkına. Bağlantılar çözülüp gidiyor. Daha işin başında bir telaş ve panik var. Bizim de kafamızda soru işaretleri var. Salon küçükmüş. Salon küçük olabilir ama dava büyük. Türkiye'de karanlık hiçbir şey kalmamalı bizim iktidarımız döneminde."

Bakan Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin kendisini milli irade yerine koyduğunu ifade ederek, "Biz Meclis'te Anayasa değişikliği yaptık. Yaptığımız değişiklik 346 milletvekilinin teklifi ve 411 milletvekilinin kabulü ile gerçekleşti. Anayasa'ya aykırı bir değişiklik yapmadık. Cumhurbaşkanı'na gittik ve onaylandı. Bizim yaptığımız hukuki. Peki Anayasa Mahkemesi ne yaptı? Anayasa Mahkemesi devletin sınırlarını aştı. Aşmakla kalmadı ve kendisini milli irade yerine koydu. 'Anayasa'yı ancak darbe yapanlar yapabilir' noktasına getirdiler Türkiye'yi. Esastan görüşme yetkileri yokken, esastan bu meseleyi görüşmeye aldılar ve maalesef bir sıkıntı oluştu. Bu işin özünde ne var? Bu iş baş örtüsüne getirildi, dayandırıldı. Büyük gazetelerde anketler yapılıyor ve Türkiye'de başörtülü oranı yüzde 65, başörtüsüz oranı ise yüzde 35. Yani herkes birbirine saygılı. Millet sorun olarak görmüyor. Ama bir kargaşa söylentileri aldı başını gidiyor. Yok böyle bir şey. Herkes birbirine saygılı. Milletin içinde sorun teşkil etmeyen konu, eğer bu kararlarla milletin önüne, yani yetkiler aşılarak getirilirse devlet-millet kaynaşması arasında sıkıntı yaşanıyor. Devlet-millet kaynaşması olmalı. Milletin değerleri önemli. Bu ülke bizim ve başka gidecek yerimiz yok. O halde yargıcı ile devletin tüm kurum ve kuruluşları ile sorumlu davranma zorunluluğumuz var" dedi.

Bakan Çelik, dünyada yaşanan ekonomik kriz ile ilgili tedbirleri aldıklarını da vurgulayarak, "Bir de kriz konusu var. Çok ciddi bir kriz var dünyada. Merkezi ABD. Oradaki tablo şu; ABD'nin 1 yıllık gayri safi milli hasılası 14 trilyon dolar. ABD'nin borcu 30.6 trilyon dolar. Konut kredisi vermiş bankalar. Bu kredilerin toplamı 10.5 katrilyon dolar. Şu anda ABD sallanıyor. Bankaya vatandaşın 100 lira borcu var, evin değeri 40 lira. Şimdi orada milyonlarca insan, 'Ne olacak halimiz' diye bağırıyor. Böyle bir tablo var karşımızda. Panik yaşanıyor. Yatırım yapan yok ve kredi maliyetleri yükselmiş. Üretim olmuyor. Üretim olsa bile talep yok. ABD'de bunlar yaşanıyor. Türkiye hükümet olarak bu olaylarla ilgili çözümleri üretiyor. 2009 yılında ortaya koyacağımız projeler var. Şimdi sisteme koyduğumuz çalışmalar var" şeklinde konuştu.

Bakan Çelik, Sosyal Güvenlik Yasası ile ilgili de bilgi vererek, "Sosyal Güvenlik Reformu yaptığımız en önemli çalışmalar arasında yer alıyor. Yaptığımız çalışmalar neticesinde, 1 Ekim 2008 itibarıyla kimliğini gösteren 18 yaşından küçük her genç, hastanelerden ücretsiz tedavi olacak. 24 milyon 600 bin gencimiz kimliğini gösterip tedavi olabilecek" ifadelerini kaydetti. N devam ediyor. İnine bomba at Bakan Çelik, partisinin ilçe kongresinde yaptığı konuşmanın hemen ardından Ahi Evran Camii ve Cacabey Camii'ni ziyaret ederek dua etti. Bakan Çelik'in CHP İl Başkanlığı'nı ziyaret etmesi bekleniyor.

iha
Yayın Tarihi : 25 Ekim 2008 Cumartesi 19:11:49
Güncelleme :27 Ekim 2008 Pazartesi 09:31:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?