Beyşehir Gölü'nün batısında yer alan, Türkiye'nin en uzun mağarası olan Pınargözü Mağarası ve doğal su kaynağı, bahar mevsimi ile birlikte doğa meraklılarının ve piknikçilerin akınına uğruyor.
Çaydere Ormanları'nın içerisinde bulunan, dünya mağaralar literatürüne girmiş olan mağara ve çevresi, aynı zamanda milli park alanı olarak koruma altında bulunduruluyor. Mağara ve çevresi, bu özelliği ile mağara meraklılarının yanı sıra yeşil örtüsü ve bol oksijenli havası ile piknikçilerin de ilgisini çekiyor. Mağara çevresi, bitki örtüsü çeşit ve türü yönünden dünyanın en sayılı yerlerinden biri olarak kabul edilirken, bölgede 213 bitki türünün varlığının tespit edildiği belirtiliyor.
Araştırılması ve içine girilmesi oldukça zor olan mağaranın, girişte bulunan sifonunu dalarak geçmek gerekiyor. Sifonun önündeki, saatteki hızı 150-160 kilometreye ulaşan hava akımı nedeniyle de yerli ve yabancı araştırmacıların oldukça ilgi çekici bulduğu mağara, girişten itibaren 50 metredeki sifonu, içindeki uzun sifonları, şelaleleri ve travertenleri nedeniyle gezilmesi zor bir mağara olarak kabul ediliyor. Araştırmaların halen devam ettiği mağaranın çevresinde, 600 yaşında bir çam ağacı da bulunuyor.
Türkiye'nin en derin üçüncü mağarası olarak da bilinen Pınargözü Mağarası'nın, 1991 yılına kadar 6 kilometresine girilebilmişken, daha sonra 12 kilometrenin tamamına ulaşıldığı bildiriliyor.
Özellikleri ve doğal dokusu nedeniyle özellikle bahar ve yaz mevsimlerinde piknikçilerin akın ettiği bir bölge olan Pınargözü Mağarası, pınarları ile de dikkat çekiyor.
Şelale görünümündeki su kaynağının çevresini dolduran piknikçiler, hem soğuk su içiyor, hem de ayaklarını sokarak serinlemeye çalışıyor. Piknik esnasında mağara içerisini de merak eden ve girişlere hücum eden aileler, gezi esnasında gördükleri doğal güzelliklere hayran kaldıklarını ifade ediyor.