Ulusal Mağara Günleri Sempozyum'u başladı

Beyşehir'de 3 gün devam edecek olan, "Ulusal Mağara Günleri Sempozyumu" başladı.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü ve Türkiye Bilimsel ve Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından ortaklaşa düzenlenen sempozyum, Beyşehir Öğretmenevi’nde açılış konuşmalarıyla başladı.

Sempozyumun açılışında konuşan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Genel Başkanı Yunus Ensari, kurulduğu 1955 yılından bu yana tarih ve yok olmaya yüz tutan kaynakları geliştirmede ve toplumu bilinçlendirmede öncülük eden derneğin, bu kez de yine Türkiye için yaşamsal önemi olan mağaralar konusunda ilgili kuruluşlarla el ele vererek, gündeme taşınması için gayret gösterdiğini dile getirdi.

Ensari, "Mağara konusunun daha sık olarak ele alınması ve sürekli olarak ülke gündeminde tutulmasının gerekli olduğu kanaatine vardık. Amacımız; şimdiye kadar incelenmemiş olan mağaralarımızın envanter çalışmalarına katkıda bulunmak, mağara eko sistemini tanıtmak, biyolojik dengemizin önemli bir parçasını teşkil eden mağaralarımızı bilimsel bir şekilde koruyup, geliştirerek topluma kazandırmaktır" dedi.

Sempozyuma katılan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Prof. Dr. M. Kemal Yalınkılıç ise, AB’ye giriş süreci içerisinde en çok üzerinde durulan hususlardan bir tanesinin çevre ve doğa konusu olduğunu söyledi. Bu konuda kendilerine fazla bir zaman verilmediğini anlatan Yalınkılıç, sahip olunan kaynak değerlerin henüz daha envanterinin çıkarılamamış olduğuna dikkati çekerek, "Bu bizim için acınacak bir durumdur. Yapılan konuşmalara baktığımızda; 20 - 40 bin arasında bir mağara sayısından bahsediliyor. İnsan gurur duyuyor, ne kadar güzel. Ama, envanteri yapılana bakıyoruz, bin 250 civarında bir mağara envanteri çıkarılmıştır. Bunda hepimizin kabahati var" şeklinde konuştu.

Konuşmasında, doğa ve çevre konularında henüz bir yasal düzenlemelerin olmadığından de bahseden Yalınkılıç, "Ancak, ben burada bir müjde vereyim. Doğa koruma çerçeve yasası içerisine, kavram olarak, yönetim, gelişim planları ve değerlendirilmeleri şeklinde yerleştirilmiştir. 2005 yılı sonuna kadar AB’ye taahhüt ettiğimiz doğa koruma çerçevesi yasası,bu şekliyle veya tartışmalarla çıktığı takdirde, mağaralarla ilgili konu da yerini bulacaktır" diye konuştu.

BEYŞEHİR GÖLÜ PLANI KURULDAN GEÇTİ

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Yalınkılıç, konuşmasının son bölümünde ise, yeni bir yönetim anlayışı geliştirdiklerinden söz ederek, şunları kaydetti: "Ben planlarım, yönetirim mantığından çıkıp, milletin olan bu değerleri; içerisinde belediye başkanı, muhtarı, o ildeki üniversiteler, sivil toplum örgütlerinin de yeraldığı alan yönetim komiteleri şeklinde bir uygulamaya geçtik. Bunu 4 ilde başlattık. Burada, Beyşehir Milli Parkı Uzun Devreli Gelişim Planı’nın da kuruldan geçmiş olmasının Beyşehir’e müjdesini veriyorum."

Beyşehir Belediye Başkanı Nazif Tekinöz ise, "Türkiye’de bilinmeyen, görünmeyen kültürel ve doğal değerlerimiz ortaya çıkıyor. Beyşehir’deki bilinmeyen mağaraların da tanıtılacak, uluslararası boyuta çıkarılıp gündeme taşınacak olması da oldukça önemli" dedi.

Beyşehir Kaymakamı Cengiz Cantürk de, Türkiye’nin pek çok yerinde keşfedilmemiş, doğal ve tarihi coğrafi köşeler bulunduğuna dikkati çekerek, "Şu anda bölgemiz, tanıtılmayı, bu güzelliklerin açığa çıkartılmasını bekliyor. Ülkemizde çok yaygın olan, deniz, kum ve güneş turizmine, alternatif teşkil edecek, bunun içerisinde mağara turizmini de içeren eko turizm açısından çok önemli bir potansiyeli taşıdığımıza inanıyorum. Bu potansiyeli açığa çıkartmak için azami gayret gösteriyoruz" şeklinde konuştu.

Sempozyumun ilk oturumunda, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Eğitimi Bölümü’nden Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu, "Mağara nedir, nasıl oluşur, Türkiye’de mağara kazıları, mağara turizmi ve önemi ve Dim mağarası örneği" konularını değerlendirdi. Günün diğer oturumlarında ise, "Türkiye’deki mağara yarasalarının bazı biyolojik özellikleri, Türkiye mağaraları, mağara eko sistemi ve yararlanma yolları" konuları ele alındı.

Üç gün sürecek sempozyum Pazar günü sona erecek.