2
Mayıs
2024
Perşembe
MERAM - KONYA
Nufus
1.959.082
Yüz Ölçümü
39.000
İlçe Sayısı
32
Vali
Nufus
304.696
Yüz Ölçümü
1.949
Belediye Sayısı
39
Köy Sayısı
0
Kaymakam

İnce Minareli Medrese

Konya Alâeddin Tepesi’nin batı eteğinde bulunan İnce Minareli Medrese’yi Selçuklu Veziri Sahib Ata Fahreddin Ali 1260’ta yaptırmıştır. Mimarı taç kapı üzerindeki iki madalyonda ismi yazılı olan Kölük bin Abdullah’tır. Bu mimar Selçuklu döneminde yeni denemeleri ile tanınmış ve Selçuklu mimarisinde etkili olmuş bir mimardır.

Konya’da avlusunun üzeri kubbe ile örtülü olan üç medreseden biri olan bu medrese aynı zamanda Sahip Ata Darülhadis’i olarak da anılmaktadır.

Medreseye bitişik olarak yapılan mescidin cephesi üzerindeki sırlı tuğlalarla süslenmiş olan minaresi bu medreseye İnce Minareli isminin verilmesine neden olmuştur. İki şerefeli olan minare oldukça yüksek idi. Ancak, 19001 yılında yıldırım düşmesi sonucu birinci şerefeden yukarısı, daha sonra da şerefesi yıkılmıştır. Günümüzde mescit de yıktırılmış, yalnızca medrese ile birlikte olan mihrabı kalmıştır.

Medresenin portali cephenin ortasında 5.45 m. kadar dışarı taşkın, kütlevi bir görünümdedir. Alışılagelen medrese portallerinden farklıdır. Anadolu Selçukluları döneminde yapılmış olan en görkemli portallerden birisidir. Kapı dış köşelerde iri bir düğümle bağlanan üçlü kaval silmelerle; cephede kıvrık dallı rumîli geometrik bezemeler ve Fetih Suresi’nin yazılı olduğu kitabe kuşağından oluşan üç bordür ile iki yandan sınırlanmıştır. Ancak, bordürlerin yarım kalmış oluşu bunların kapının üstünde de eksik olduğunu göstermektedir. Başlangıcı ve sonu eksik olan bu kitabe şeridinde, yukarıda surenin altıncı ayeti bitmeden yazı kesilmekte, diğer tarafta ise onuncu ayetin son kısmı ile yazı aşağıya doğru devam etmektedir. Kapının iki yanında başlayan kemer üstünde düğüm yaptıktan sonra saçağa ulaşan ve düğümlenen ikinci kitabe şeridinde ise sülüs yazı ile Yasin suresi yazılıdır. Bu kitabede de surenin üçüncü ayetinde eksiklikler vardır.

Portal kemerinin köşe dolgularında, boş bırakılan kabarık yüzeylerde iri iki kabara görülmektedir. Ayrıca iki yanda bitkisel bezemeli bordürler, yivli çıkıntılı kaideler üzerinde kavsaralar bulunmaktadır. Bu bezemeler altta üçlü sütunçelerle sona ermektedir. Bu sütunçelerin, içlerinde bitkisel bezemeler olan başlıkları vardır. Kapının iki yanındaki ince uzun nişler sivri kemerlidir ve bunlar geometrik geçmeli bir bordürle de çevrelenmiştir.

Giriş kapısından 3.90x3.70 m. ölçüsünde, üzeri çapraz tonozla örtülü bir giriş holüne, oradan da sivri kemerli bir kapı ile üzeri kubbeli avluya geçilmektedir. Avlu 10.80x10.80 m. ölçüsünde, ortasında şadırvan bulunan kare bir alandır. Avlu üzerindeki kubbeye dörder üçgenden oluşan yelpaze biçiminde bir pandantifle geçiş yapılmıştır. Buradaki üçgenlerin etrafı mavi zemin üzerine lacivert çinilerden oluşan palmet motifli bir şeritle kuşatılmıştır.

Medresenin dışı taştan, içerisi tuğladandır. Kubbe firuze, kahverengi ve lacivert renkli sırlı tuğlalardan meydana gelmiştir. Bu sırlı tuğlalar iç içe geçmiş zikzak ve baklava motiflerine benzemektedir. Kubbe kasnağını çeviren geniş şerit üzerinde de firuze renkli çinilerden kûfi yazı ile “El-mülkü Lillah” ibaresi yazılıdır.

Portalin karşısında yer alan 7.40x6.00 m. ölçüsündeki ana eyvana üç basamakla çıkılmaktadır. Sivri kemerli bir tonozla örtülü olan eyvanın iki yanında karşılıklı birer niş yerleştirilmiştir. Ancak, eyvanın çevresinde olması gereken hücreler günümüze gelememiştir. Günümüze medrese odalarının tamamı gelememiş ancak, avlunun her iki yanında dörderden sekiz hücre olduğu temel kalıntılarından anlaşılmaktadır.

Günümüze gelemeyen mescidin minaresi kesme taştan kare kaidelidir. Bu kaidenin ön yüzü düğümlü kaval silmelerin çevrelediği kıvrık dallar, Rumiler ve yapraklarla bezenmiştir. Minarenin küp kısmı mavi sırlı tuğladan yapılmıştır. Üzerindeki sıvalı bölümde çini bir kitabenin olduğu sanılmaktadır. Minare çokgen gövdeli olup, aralarına firuze sırlı tuğlalar yerleştirilmiştir. Ayrıca bu tuğlaların iki yanına ince lacivert çiniler de yerleştirilmiştir.

Mescidin kare planlı olduğu ve üzerinin de kubbe ile örtülü olduğu sanılmaktadır. Büyük olasılıkla duvarları ve mihrabı da çinilerle bezeli idi. Mescit 1929 yılında yıkılarak ortadan kaldırılmıştır. Bazı kaynaklarda medresenin portali ile minare kaidesi arasında sıbyan mektebinin olduğu da yazılıdır.

Medrese 1876 ve 1899 yıllarında onarılmış, yakın tarihlerde de bir kez daha onarılarak Konya Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Kenthaber Kültür Kurulu

Fotoğraflar, www.konya.gov.tr, www.selcuk.edu.tr, www.kulturturizm.gov.tr adreslerinden alınmıştır.

Yayın Tarihi : 9 Şubat 2008 Cumartesi 14:20:22
Güncelleme :29 Haziran 2009 Pazartesi 17:52:36

Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?