5
Mayıs
2024
Pazar
AMASYA

KKKA konusunda bilgi kirliliği var

Amasya Tabip Odası Başkanı Dr. Nurdoğan Karadağlıoğlu, uzman olmayan kişiler tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla ilgili yapılan açıklamalarla kamuoyunun yanlış yönlendirildiğini söyledi.

Türkiye'de ilk olarak 2002 yılında Tokat yöresinde görülen KKKA hastalığının önce 8 ile yayıldığını, daha sonra riskli il sayısının 36'ya çıkarıldığını belirten Amasya Tabip Odası Başkanı Uzman Dr. Nurdoğan Karadağlıoğlu, "İçinde bulunduğumuz mevsim itibari ile KKKA hastalığı ve bu hastalıkta vektör olan keneler konusunda kamuoyunda panik havası sezilmekte olup, kaygılar giderilememiş görülmektedir. Benzeri kötü örneklerinde olduğu gibi yine konunun uzmanı olmayan, hatta konuyla ilgili herhangi bir eğitim almamış meslek mensuplarının yaptığı açıklamalarla kamuoyu yanlış yönlendirilmekte, bilgi kirliliği devam ettirilmektedir. Bilime dayalı olmaksızın, bilinçsizce alınan önlemlerle bir taraftan insan sağlığı riske edilirken, diğer taraftan ilgisiz canlı türleri yok edilerek doğada geriye dönüşümü olmayan hasarlara yol açılmaktadır" dedi.

Özellikle sağlık personeline iyi bir şekilde eğitim vererek sağlık kuruluşlarına gelecek olan vakalara daha bilinçli davranmalarının sağlanması gerektiğini açıklayan Dr. Karadağlıoğlu, "İnsan hayatı söz konusu olduğundan Türkiye'de KKKA hastalığından korunmada öncelikle kenelere karşı kişisel korunma önlemleri eğitimle aktarılmalı, özellikle kırsal kesimde yaşayan insanlarımız tehlike hakkında bilgilendirilip, kenelere karşı olan duyarsızlık ortadan kaldırılmalıdır. Çıplak vücut ile açık alanlara giderken el ve ayak gibi açıkta kalan yerlerimize haşere kovucu losyon sürmeliyiz. Kişisel korunma için gerekli kene uzaklaştırıcı ve öldürücü ilaçlar hekim kontrolünde kullanılmalı, bu hizmete kolay ve ücretsiz erişim organizasyonu hükümetçe sağlanmalıdır" diye konuştu.

Kene ısırığı ile karşı karşıya kalındığı zaman öncelikle kenenin çıkarılması gerektiğini söyleyen Dr. Nurdoğan Karadağlıoğlu, kenenin üzerine zeytinyağı, sabunlu sıvılar gibi maddelerin dökülmemesi gerektiğini, bu gibi işlemlerin kenenin kusmasına neden olduğunu ve kenenin taşımış olduğu virüsün daha fazla miktarda ısırılan kişiye bulaşmasına yol açacağını belirtti. Bu nedenle kenenin çıkarılma işleminin uzman kişi tarafından yapılması gerektiğini ifade eden Karadağlıoğlu, şöyle konuştu: "Sağlık personelinin yanı sıra kene enfektasyonuna maruz kalma konusunda risk grubunda yer alan, hayvancılıkla uğraşanlar, mezbaha çalışanları, çiftçilikle geçimini sağlayanlar, kırsal kesimde yaşayanlar, avcılar, kırsalda görev yapmak zorunda olan askeri personel ve veteriner hekimlere kene ve keneden korunma hususlarında eğitim verilmelidir. Çevre kirliliği oluşturacak ve ekolojik dengenin daha da bozulmasına yol açabilecek geniş alanlara kimyasal atılmasından kaçınılmalı, çevre ilaçlaması, vektör kene açısından riskli olan küçük mesire yerleri ve piknik alanları ile sınırlı tutulmalıdır.

Hayvanlar üzerinde kene mücadelesi yapılırken ete ve süte geçmeyen ve veteriner hekimlerce önerilen ilaçlar ile uygulama yapılmasına özen gösterilmelidir. İlköğretim müfredatına hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar ve korunma yollarını anlatan dersler konulmalıdır. Sonuç olarak kamuoyuna çevre ilaçlaması yapılarak kenelerden hemen kurtulacağımız izlenimi verilmesinden kaçınılmalıdır. Kenelerle uzun yıllar birlikte yaşamak zorunda kalabileceğimiz, bu nedenle de keneyle mücadele ve korunma önlemlerinin süreklilik arz etmesi gerektiği ve mücadelede hiçbir önlemin tek başına yeterli olmadığı bilinmelidir."

iha
Yayın Tarihi : 15 Temmuz 2008 Salı 17:30:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
nuray sarı IP: 85.110.252.xxx Tarih : 16.07.2008 12:20:43

insanlarımız bu konuda nedense yetrince bilgilendirilmedikleri için her zaman telikeyle karşı karşıya kalmaktalar.özellikle köylerde ki insanlar yirmi yıl öncede bu keneler vardı deyip işi çok hafife almaktalar.üçretsiz dağıtılan ilaçlar ise her nedense sadece büyükj baş hayvanlara verilip çevrede dolaşan kedi köpek gibi küçük baş hayvanlara verilmemekte