31
Mayıs
2024
Cuma
BORÇKA - ARTVİN
Belediye Sayfaları

Bebeklerini eşine emanet etti

Aktütün şehidi Artvinli Muhammet Aydemir'in annesi: İlkokulda bile 'Şehit olacağım' derdi. Son konuşmasında da bebeklerini eşine emanet etti..

Onbaşı Muhammet Aydemir, Aktütün'de şehit düşen 17 askerden biri... Şehit arkadaşının adını verdiği ancak hiç göremediği 40 günlük bebeğinin görüntüleri ile tanıdı Türkiye Artvin şehidini. 21 yaşında şehit olan Muhammet'in, 2.5 yıl önce evlendiği eşi Fatma Aydemir, 40 günlük Mert bebek ile 1.5 yaşındaki kızı Nisanur'a sarılarak teselli bulmaya çalışıyor.

HEDİYESİNİ VEREMEDİ
Şehit eşinin kendisini, Gürcü dilinde "Sana kurban olurum" anlamına gelen "Çemi çirime" diyerek sevdiğini anlatan genç kadın, eşinin her operasyon öncesinde aradığını belirterek şöyle konuşuyor: "Sağ salim döneceğine hiç umudu yoktu. Bizi üzmemek için bir şey söylememeye çalışırdı ama geleceğe dair plan yaptığımız zaman, 'Boşuna beklemeyin, ben buradan dönmem' derdi." 8 aydır göremediği eşinin kendisine 14 Şubat Sevgililer Günü'nde hediye etmek üzere cep telefonu aldığını belirten Fatma Aydemir, "Akrabamıza söylemiş. Ama ne gelmek, ne görmek, ne de Sevgililer Günü'nde kavuşmak nasip oldu. Muhammet'im Mert'ini göremeden bırakıp bizi gitti" diyor gözyaşları içinde.

'BEBEĞİ SİZE BIRAKTIM'
Saldırı öncesinde eşinin kendisini aradığını da belirten Fatma Aydemir son konuşmayı şöye anlatıyor: "Bana 'Tek isteğim çocuklarıma iyi bak' deyip telefonu kapattı. Dakikalar sonra şehit oldu. Onunla konuştuktan sonra kahvaltı masasını toplarken tabaklar elimden tek tek düştü. İçime doğmuşum." Acılı anne Nazmiye Aydemir de oğlunun ilkokuldan beri sürekli şehit olacağını söylediğini belirterek şunları söylüyor: "Eşinin hamile olduğunu öğrenince kendisini aradım. Erkek olduğuna çok sevindi, ama hiç şaşırmadı. 'Bu haberi bekliyordum. Bilerek oldu, size bırakmak için' dedi. Şehit olacağı içine doğmuştu. Çocuklarını da eşine emanet etti."

Sabah
Yayın Tarihi : 8 Ekim 2008 Çarşamba 08:33:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İSMAİL SARAÇ IP: 88.232.183.xxx Tarih : 8.10.2008 08:52:04

ALLAH SABIR VE METANET VERSİN BACIM! SEN ARTIK BİR ŞEHİT EŞİSİN. KARDEŞİMİN KANI ELBET YERDE KALMAYACAK. ALLAH MUHAMMET KARDEŞİMİN MAKAMINI MUHAMMET(S.A.V.) MAKAMINA YAKIN EYLESİN. BAŞINIZ SAĞOLSUN...


Süveyda Güner IP: 85.97.130.xxx Tarih : 27.10.2008 18:47:38

bu yazıyı şehidimiz için yazdım. MUSALLA TAŞINDA BULUŞMA (Daha kırk günlük bebeğini göremeden şehit olan Artvinli şehit Muhammed Aydemir anısına...) Bir ninni sesi yükseliyor uzak diyarlardan. Bir anne dilinden değil, yüreğinden konuşuyor bebeğiyle. “Uyusun da büyüsün ninni, tıpış tıpış yürüsün ninni”. Bir bebek uyuyor, bir bebek büyüyor ninniyle. Bir beşik sallanıyor, gıcırtılı tahtalar arasında. Ayakları çarpıyor yere. Bir bebek yatıyor beşikte, gözleri nemli bir anne oturuyor başucunda. Ne gece oluyor, ne gündüz. Zaman durmuş kimbilir hangi saatte? Ne akrep yerinden oynuyor, ne yelkovan ilerlemek biliyor. Bir anne dünyaya duyururcasına ninnisini söylüyor, beşiğini sallıyor. Bir bebek uyuyor, bir bebek büyüyor zamansız bir mekânda. Beşiği sallayan, ninniyi söyleyen gözü yaşlı bir anne. Bir şehre bir hüzün düşüyor. Ne şehir kaldırıyor bu hüznü, ne bir ev, ne bir yürek. Koca ordular bir ülkeyi istilâ etmişçesine yıkılıyor her taraf. Bir tufan sarıyor, bir yangın çıkıyor, ne kül kalıyor, ne bir toz alıp götürüyor. Çocukken, daha oyunlar oynarken, körebede gözlerimiz kapalıyken çarpıp düşürdüğümüz vazo gibi tuzla buz her şey şimdi. Ne yapışıp eski haline geliyor ne de hayat kaldığı yerden devam ediyor. Yer, gök, insanlar, her şey durmuş durumda sanki. Bir kalp atıyor şeddeli, bir de gözler nemli nemli. Zaman, şehit olma zamanı. Şimdi ninnisi söylenen bebeğe şehit babası olma zamanı. Şimdi yüreğinin tam ortasından vurulma zamanı. Şimdi şehidin ninniyle, bebekle, beşikle buluşma zamanı. Birazdan bir acı düşecek bu şehre. Bir ocak daha bu acıyla kavrulacak. Alevleri yakacak mahalleyi. Külleri acıtacak; beni, seni, sesini duyan herkesi. Bir yangın başlayacak bu beşikte. Bir ninni yanacak bu odada. Bir araba yanaşacak kapıya. Açılmasın kapılar, çalmasın ziller? Her kapıyı açan eller, geri mi gitmek istiyor şimdi? Ah ne zordur bu an. Ah ne dayanılmazdır ve paylaşılmazdır. Keşke biraz acını alabilsem, sırtıma yük yapabilsem. Yakmasa bu kadar seni, yanmasan bu kadar, beraber yansak. Bir şehir hüzne gebe şimdi. Heybesinde biriktirdiği mutluluktan eser kalmadı. Şimdi biraz kızgınlık, biraz kırgınlık, biraz hüzün, büyük bir gurur ve en çok acı duruyor avuçlarında sıkı sıkı. Bir ateş düştü ve yaktı. Eğer suya düşseydi, belki de su da yanacaktı. Mert bebek sallanıyor beşikte. Şehit babasının, şehit arkadaşının ismi. Mert olacaktı adı. Adı gibi Mert, arkadaşı gibi Mert. İsmini koyduğu, uzaklardan kulağına fısıldadığı, hiçbir zaman göremediği Mert. Daha kırk günlükken babasının cenazesine katılan Mert bebek. Ne baba oğlunu gördü, ne oğul babasını. Gönülden kurdular köprülerini. Biri adı gibi Mert bebekti, diğeri Mert’in şehit babasıydı. Buluşmaları musalla taşında nasip olmuştu. Anne sıkıca tutuyordu beşiği. Ninnisi dünyanın türküsüydü artık. Ağlıyordu Mert bebek. Açlığa mı, susuzluğa mı, yoksa babasına mıydı ağlamaları kimbilirdi ki artık? Babası hiç kucaklayamadı Mert’i. Yanağına öpücükler konduramadı. Saçlarını okşayamadı. Koynuna yatıramadı. Şimdi bayraklar içinde sarılı babasının üstünde Mert bebek. Şimdi kucaklamaya gelmiş. Öpmeye, doyasıya sarılmaya koşmuş. Eller yok, yanaklar yok, bir beden yok artık. Gönülden gönüle bir sarılış vardı artık. Ninni söylemeye devam ediyor annesi. Melekler sallamaya başladı Mert’i. Evde melekler dolaşıyor. Evde hüzün ve gurur kolkola girmiş dolaşıyor. “Bütün planların üstünde, bir plan yapanın” olduğuna inanan insanlar yaşıyor bu evde. Melekler saf tutmuş bir bebeği bekliyorlar şimdi. Ve bir şehit gülümsüyordu tahtından. Bir şehir hüzne boğulmuştu. Bir ev yanıyordu. Bir acı düşmüştü. Etraf yangın yerine dönmüştü, yürekler gül bahçesi. Bu şehir şehit kokuyordu. Bu şehir bebek kokuyordu. Bütün şehir suskun. Mert ve şehit babası konuşuyordu. Musallada onlar kucaklaşıyordu. Eşlik eden sadece meleklerdi. SÜVEYDA GÜNER


munise şentürk IP: 88.227.106.xxx Tarih : 10.10.2008 23:44:47

yüreğimiz yandı yandı allah sabırlar versin kardeşim hepimize sen şehit eşisin başın dik anlın ak yürüyeceksin kanımız yerde vatanımız ellerde asla olmayacak çünkü biz TÜRKÜZ......


onur ataman IP: 85.104.112.xxx Tarih : 18.10.2008 22:07:45

of ne dersek dıyelım sesımızı 40 yıldır kımseye duyuramadık yine şehit yine şehit tabi bu kanlarin elbet bir günü hesabı vereceklerinide billiyoruz ama boyle elımız kollumuz baglı durmamamız gerekıyor arkadaşlar acil bir çözüm bulmalıyız devlet bullamıyorsada milletce bulmalıyız bunu,diye dusunuyorum şehittimizin ailesine ALLAH sabır ve metanet versın dıyorum.muhammet hepimizin kardesi hepimizin sehitti bu ulkede muhammetler bitmez...


MİKAİL ÇAKIR IP: 88.232.79.xxx Tarih : 3.11.2008 15:02:07

ACINIZI CANI GÖNÜLDEN PAYLAŞMAKLA BERABER MEVLAM SİZLERE GÜÇ KUVVET VERSİN İNŞALLAH...


ibrahim çoruh IP: 85.108.241.xxx Tarih : 14.10.2008 13:52:36

değerlı dostlar bu kardesımıze allah tan rahmet dılıyorum.genc kardesıme de allah cc sabır versın dıyorum sehıt olan muhammete bızlerde cok uzulduk hala uzuntuyu yasıyorum bende o bolgede askerlıgımı yaptım muhammet cok sıkıntılara goğus gerdı ve sehıt oldu.aılesıne dusen o yavruları buyutup vatan evladı yetıstırmek eger bunları basarırsa o da ebedıyette rahat yatar. saygılarımla


ayşe eyupoğlu IP: 88.243.215.xxx Tarih : 10.10.2008 17:01:14

ALLAH ÇOK BUYUK SABIR VERSİN HİÇ KOLAY DEĞİL ACINIZI HEP BERABER YAŞIYORUZ..