'Baykal yargı üzerinden siyaset yapıyor'

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu Üyesi, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Grup Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Yılmaz Tunç, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal'ı yargı üzerinde siyaset yapmakla suçladı.

Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda değişiklik yapan teklifin sahibi AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yargı üzerinden siyaset yaparak, yargıyı yıprattığını, bu siyasetin CHP'ye ve Baykal'a hiçbir yarar getirmeyeceğini söyledi ve "Yargıyı yıpratma, yargı üzerinden siyaset yapma" dedi.

Son günlerin en çok tartışılan yasa teklifini vererek, Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmasını sağlayan AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, yasa değişikliğinin yargıda kadrolaşma ile hiçbir ilgisinin olmadığını, aksine hakim ve savcı adaylığına alımda objektif kriterlerin getirildiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın partisinin her toplantısında ve TBMM'nde bütçenin tümü üzerinde yapılan görüşmeler sırasında yasa değişikliğinin içeriği ile hiç alakası olmayan sözler söyleyerek yargı üzerinden siyaset yaptığını söyledi.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Baykal'ın üzerinde fırtınalar kopardığı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayı ile Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren yasa değişikliğinin geçmişteki düzenlemeden daha ileri bir düzenleme getirdiğini, hakim ve savcı adaylığı sınavlarının artık bütün tartışmalardan arındırılarak yasal bir temele kavuştuğunu söyledi.

Geçmişte avukatlıktan hakimlik ve savcılık mesleğine sınavsız alındığını belirten Tunç, "Biz bu değişiklikle, avukatlıktan hakimliğe geçerken hem yazılı hem de sözlü sınav getirdik dedi. İdari yargı hakimliği için hukuk fakültesi dışından alınacaklar için yüzde 20 oranını aşmamak üzere ihtiyaç oranında bir sınırlandırmayı getirmeye çalıştık. Geçmişte yazılı sınavlar Adalet Bakanlığı tarafından yapılıyordu ve değişiklikle artık yazılı sınav tarafsız ve uzman bir kurum olan ÖSYM tarafından yapılacaktır. Yargıda kadrolaşma ile ne ilgisi var. Geçmişte yazılı sınavda 70 puan alan herkes mülakata çağırılıyordu. Değişiklikle yazılı sınavda en az 70 puan almak kaydıyla sınav ilanında belirtilen kadro sayısının bir katının mülakata çağırılması sağlandı. Böylelikle yazılı sınavı bir yarışma sınavına dönüştürüldü. Geçmişte, mülakat kurulunda Türkiye Adalet Akademisi'nin yönetim kurulu üyeleri olan Danıştay ve Yargıtay üyeleri bulunmazken, değişiklikle Danıştay ve Yargıtay üyelerinin de mülakat kurulunda olmasıın sağlandığını, bu değişikliklerin hakimlik ve savcılık sınavlarına objektif kriterler getirmiştir. Mülakat sınavını Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapsın diyenler, Anayasa da ve kurulun kanununda, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yetki ve görevi bellidir. Anayasanın 159. maddesine ve 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun 4.maddesine göre adli ve idari yargı hakim adaylarını mesleğe kabul etme yetkisi kurula verilmiştir. Hakim ve Savcı adaylığı ise, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunumuzun 7. maddesinden 12.maddesine kadar olan bölümde düzenlenmiştir. Bu nedenle, Adaylığa atama, adaylık ile ilgili işlemler, adaylığa son
verme gibi hususlarda yetkinin Adalet Bakanlığına ait olduğu açıktır" dedi.

Hakim ve savcı adaylığının 657 sayılı devlet memurları kanununa tabi bir statü olduğunu belirten AK Parti Bartın Milletvekili Avukat Yılmaz Tunç, "Hakim ve savcılık mesleği ise adaylıktan sonraki bir statü olup, artık Devlet Memurları Kanununa tabi olmayan hakim ve savcılık sınıfına tabi bir statüdür. Her iki statü birbirine karıştırılarak yanlış değerlendirmeler de bulunulmaktadır. Anayasa Mahkemesi 7 Şubat 2007 tarihli ve 2005/47 Esas, 2007/14 Karar nolu kararıyla, Hakim ve Savcı adaylığına atama ve mülakat yapma yetkisi Adalet Bakanlığına aittir. Adaylık statüsü ile mesleğe kabulün birbirine karıştırılmaması gerekir, mülakat da anayasaya aykırı değildir. Bu konudaki takdir yetkisi yasa koyucuya aittir. Anayasa Mahkemesinin son kararı bu şekilde iken 1995 tarihli Anayasa Mahkemesinin kararına dayanılması son derece hatalıdır. 1995 tarihli kararın, Avukatlıktan doğrudan hakimlik ve savcılık mesleğine geçiş ile ilgilidir, adaylığa geçiş ile ilgili değildir. Anayasamız ve Kanunlarımızla adaylığa atama
ile ilgili hükümler ve mülakat kurulu ve mülakatla ilgili hususlar bu derece net olduğu halde, Anayasa Mahkemesi'nin kararları da bu yönde iken sanki Hakimler ve savcılar Yüksek Kurulunun yetkileri alınıp, Adalet Bakanlığı'na veriliyormuş gibi bir değerlendirmede bulunmanın ve sadece "mülakatla hakim alınacak" şeklinde konuyu yansıtmak son derece haksız bir suçlamadır" dedi.

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi, AK Parti Bartın Milletvekili Avukat Yılmaz Tunç, kamuoyunu bu şekilde yanlış bilgilendirmenin ne yargı kurumlarına, ne millete, ne de bu iddiaları öne sürerek, yargı üzerinden siyaset yapan, yargıyı yıpratan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a hiç bir faydasının olmayacağını söyledi.