Zonguldak- Bartın- Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı toplantısı, Karabük'te yapıldı. 

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Karabük Teknik Eğitim Fakültesi toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya, Karabük Valisi Can Direkçi, Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, Bartın Valisi İsa Küçük, Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Hasan Zuhuri Sarıkaya, kaymakamlar, belediye başkanları, Ticaret ve Sanayi Odası Meclis başkanları ve Yönetim Kurulu başkanları, Daire Müdürleri, İl Özel İdare temsilcileri, İl Genel Meclisi üyeleri, Belediye Meclisi üyeleri, Sivil toplum örgütü başkanları ile Daire Müdürleri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Çevre ve Orman Bakanlığı Planlama ve Strateji ÇED Daire Başkanı Erdal Kayapınar, ülke genelinde başlatılan çalışmaların devam ettiğini belirterek, projelerle çarpık kentleşmeyi engellemek istediklerini ve sürdürülebilir çevrenin gelişmesini amaç edindiklerini söyledi. 

Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya ise yapılan toplantının bölge düzeyinde olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Diğer toplantıları il düzeyinde yapmıştık. Bu toplantı bölgenin geleceğinin düşünüldüğü, kararların verileceği bir çalışma toplantısıdır. Çevre Planı dediğimiz üst ölçekli bir plan. Diğer bütün planlar bu plana tabi olarak geliştirilmesi gereken detay planlardır. Çevre Düzeni Planları, plan hiyerarşisinde planlamanın anayasası olarak görülebilir. Bunun üzerinde de Bölge Kalkınma Planları'nın geliştirilmesi gerekiyor." Sarıkaya, 31 ili kapsayan 10 Bölgedeki Planlama çalışması bittiği zaman ülkemizin yüzde 50'sinde çevre düzeni planı yapılmış olacağını söyledi. 

Arzu edilen kısa zamanda ülkenin tamamının planlanmış olması gerektiğini anlatan Sarıkaya, şöyle konuştu: "Planlama olmadan yapılan hareketler ileride bir takım müşkülatlara neden oluyor, bunların yer değiştirmesi gibi ek külfet doğuruyor. Bunları konuşlandırırken, yer seçimini yaparken dikkatli olmak gerekiyor. Bunun da enstrümanı planlamanın doğru yapılması. Plan yapmamak, başarısızlık için plan yapmaktır. 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı yapmak, 2025 yılında nasıl bir Karabük, Zonguldak, Bartın görmek istiyorsak ona göre kalan bu arazi parçalarını doğru fonksiyon akdetmektir. Bunu beraberce yapmaya çalışacağız. Bunu yaparken plan detaylarında 1/100 binlik de neyi gösterebilirsek sadece onları gösterelim. Yerel yönetimlerin planlamayla ilgili yetkilerine, karar mekanizmalarına fazla müdahil olmayalım, çünkü bazı kararların yerel yönetim seviyesinde verilmesi gerekir." Sarıkaya, planların bir an önce oluşturulması gerektiğini belirterek bu yönde çalıştıklarını ifade etti. 

KÜLTÜREL DEĞERLERİ KORUMALIYIZ
Karabük Valisi Can Direkçi ise yaptığı konuşmada, havza boyutunda gerçekleştirilecek çevre planı sayesinde üç ilin de geleceğe yönelik beklentilerinin karşılanmasını arzu ettiğini söyledi. Direkçi, 3 ilimizin de ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda ortaya koymuş olduğu hedeflerin, bu planlama sürecinde çok daha kolay, çok daha katılımcı bir anlayışla gerçekleşmesini ümit ettiklerini bildirdi. Direkçi, planları elbette kağıt üzerinde yapmak mümkün ama bu konuda asıl üzerinde durulması gerekenin uygulamaya nasıl yansıtılabileceği olduğunu söyledi. 

Bu doğrultuda ortaya konulacak olan düşüncelerin çok önemli olduğunu anlatan Karabük Valisi Can Direkçi, şöyle konuştu: "Biz kültürel değerlerimizi, tarihi varlıklarımızı, doğal zenginliklerimizi koruyarak zenginleşmek, sanayileşmek ve mevcut potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmek arzusundayız." Konuşmaların ardından Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya, Planlama ve Strateji ÇED Daire Başkanı Erdal Kayapınar ve firma yetkilisi Doç. Dr. Mehmet Tunçel, hazırladıkları sunumları katılımcılara izlettirerek, Karabük-Zonguldak-Bartın illerinin gelişim stratejileri ile ilgili bilgi verdiler. Toplantıya verilen aranın ardından basına konuşan Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, Zonguldak-Bartın ve Karabük'ün idari yapı bakımından ayrı ayrı iller şekline gelmiş olsalar bile ekonomik, sosyal ve kültürel mirasın birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığını söyledi. 

Bu birliktelik içinde havzanın planlanmasının çok önemli olduğunu anlatan Erkmen, şöyle konuştu: "Bölgeye geniş olarak baktığımızda, hakim olan tek çeşit ekonomi kömür ve buna bağlı demir çelik sektörünün ana unsur olduğunu görüyor ve tek çeşit ekonomi ile bu bölgelerin bir yere gidilemeyeceğini hepimizin kabul ettiğini sanıyorum. Dolayısıyla diğer sektörlerin bu tek çeşit sektörün yanına konması gerekiyor." 

2000 yılında DPT'nin verileri baz alınarak yayınlanan raporda Zonguldak-Bartın ve Karabük bölgelerinin en fazla göç veren bölge olarak dikkat çektiğini anlatan Erkmen, sözlerine şöyle devam etti. "Bu verileri dikkate aldığımızda yeni sektörlerin nerede gelişeceğinin cevabını bulmamız lazım. Bartın ile Zonguldak arasında tek bir OSB planlaması yapılması gerekirken, sonuçta aynı bölgede 2 ayrı OSB ortaya çıkmış ve bu bölge yoğunlaşmıştır. Halbuki iki il ortasında bir OSB kurulmuş olsaydı daha avantajlı olacaktı diye düşünüyorum. Zonguldak'ta ekonomik anlamda bir çıkış var. Havaalanı açılıyor ve ekonomide dönüm noktası olacak. Ama bunu iyi planlamamız gerekiyor. Havaalanı'na ulaşan yolları Bartın-Karabük olarak da planlamamız lazım." 

Filyos Projesi'nin bölgeye hayat verecek bir proje olduğunu ve gerçekleştirilmesi yönünde çok büyük adım atıldığını belirten Erkmen, şöyle konuştu: "Karabük Demir Çelik İşletmeleri'nin (KARDEMİR) liman yapımından vazgeçmesi üzerine 7 bin dönümlük kamulaştırılan arazi üzerinde liman yapımı için büyük firmalara talepte bulundular. Bu alanda kurulacak sanayi tesislerinde 50 bin kişiye iş verilebilecek büyük bir potansiyel var. Filyos projesini planlama doğrultusunda gerçekleştirebildiğimiz takdirde, bu bölgeye en büyük iyiliği yapmış oluruz. Filyos'ta özel sektör tarafından liman yapılması düşünülürken, Zonguldak limanı uluslar arası Ro-Ro seferleri için düşünülüyor ve son aşamaya geliyor. Zonguldak limanlarında yılda 250 milyon dolar olan ihracat 1 milyar dolar civarına yaklaşmıştır. Gelen gemi sayılarında da artış var. Bu bilgiler ışığında projelerin çok iyi planlanması gerekmektedir. Ereğli Demir Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) Limanı, Erdemir'in ihtiyacını karşılamakta ve yeni bir liman yapılması planlanmalıdır. Hazırladığımız planda yeni liman ihtiyacını gösteremezsek başarılı olmamız söz konusu değildir. Bölgesel potansiyeli göz önünde bulundurarak plan ve projeleri geliştirmeliyiz." 

Bartın Valisi İsa Küçük de, 3 ilin birlikteliğini öngören bu planların yapılmasından çok hayata geçirilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Bölgede yaşayan insanların planlama sürecinde düşüncelerini aktarması gerektiğini belirten Küçük, şöyle konuştu: "Karabük'te üretilen demirlerin Bartın Limanı'ndan sevk edilmesi ilimiz ekonomisine katkı sağlıyor. Bartın -Zonguldak-Ereğli-Düzce arasında demir yolu yapılmasının planlaması gerekir. Bu yol bölgeyi İstanbul'a açacak olan yoldur. Amasra limanındaki yolcu limanı çalışmaları sürüyor. Bu liman turizm açısından, konaklama potansiyeli bakımından Kastamonu-Çankırı-Karabük, Amasra ve Çakraz için eğlence turizmi açısından da önemli bir imkan sunuyor" 

Toplantı, diğer katılımcıların da bölgeyle ilgili düşüncelerini aktarmasının ardından sona erdi.