22
Mayıs
2024
Çarşamba
BARTIN

'Ekonomik krizden etkileniyoruz'

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, "Ekonomik krizden etkileniyoruz, başka çaremiz yok" dedi.


Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, bir dizi açılışlar, ziyaretler ve toplantılar için Bartın'a geldi. Bartın Valisi Halil Işık ve beraberindekiler tarafından karşılanan Çağlayan, Bartın Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda gerçekleştirilen Bartın İstişare Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Toplantıya, Zafer Çağlayan'ın yanı sıra Bartın Valisi Halil Işık, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Bartın Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Sabri Tutum, kamu kurum ve kuruluşların yöneticileri ile
sanayiciler katıldı. Toplantıda konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ABD kaynaklı ekonomik krize değinerek "Küreselleşme dediğimiz dünyayı bir anda sarsabilecek bir değer zincirinin ortaya çıkarmış olduğu bir merkez üzerinden biz de etkileniyoruz. Etkileneceğiz. Başka çaremiz yok. Niye, 'dünyanın 17.büyük ekonomisiyiz' dedik. 'Avrupa'nın 6.büyük ekonomisiyiz' dedik. 132 milyar dolar ihracat yapıyoruz biz" dedi.


Siyasi istikrar sayesinde büyüme gerçekleştirildiğini söyleyen Çağlayan, bu konuda özel sektöre tebrik ve teşekkür edilmesi gerektiğini anlattı. Ekonomik krizin en büyük göstergesinin otomotiv sektörü olduğunu ifade eden Çağlayan, temenninin 2009 yılının son aylarında ihracat yapılan pazarlarda daralma sıkıntısının devam etmemesi olduğunu söyledi. Türkiye'nin ekonomik krizden etkilenmediğini bunun nedeninin ise Türkiye'nin gerek mali gerek bütçe disiplini gerek makroekonomik dengeleri geçmiş dönemlerdemukayese edilmeyecek kadar sağlıklı olmasına bağladı.


ÖZEL SEKTÖRÜN İÇİNDEN GELDİM
Siyasi istikrar sayesinde bu büyümenin gerçekleştiğini anlatan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, şöyle konuştu: "Ama burada asıl bana göre tebrik edilmesi gereken kesim bugün Türkiye'ye bu büyümeye göre özel sektöre, özel sektörün içinden gelen ben tüm özel sektöre teşekkür ediyorum. Tüm dünyaya bugün Türkiye mucizesi, Türk mucizesi gösterdiler. Bugün dünyada hiç kimsenin ön görmediği hiç kimsenin hesap etmediği hiç kimsenin aklına getirmediği çok önemli ekonomik bir krizle karşı karşıya. ABD
kaynaklı, küreselleşme dediğimiz dünyayı biranda sarsabilecek bir değer zincirinin ortaya çıkarmış olduğu bir merkez üzerinden biz de etkileniyoruz. Etkileneceğiz, başka çaremiz yok."


Sadece otomotiv sektörünün geçen yıl 22 milyar dolar ihracat yaptığını anlatan Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Otomotiv sektörü yapmış olduğu toplam satışlarının yüzde 81'ini ihracat eden ve yapmış olduğu bu ihracatın da yüzde 90'ı Avrupa bölgesi olan bir sektörden bahsediyorum. Dünyaya bu kadar entegre olmuş, bu denli iç içe olmuş, dünya ülkesi olmuş küresel bir oyuncu olmuş, bir ülke tabi ki dünyada böyle bir kriz yaşanırken etkilenmemesi söz konusu değil. En azındanotomotiv sektörü bunun en büyük göstergesi. Sizin ihracat yapmış olduğunuz pazarlardaki daralma otomotiv sektörü başta olmak üzere birçok sektöre etki ediyor."
Temennilerinin 2009 yılının son aylarında bu sıkıntının devam etmemesi olduğunu belirten Çağlayan, şunları söyledi: "Özellikle yapmış olduğumuz sanayi ham madde girişimci bilgi sistemi geçmişten gelen tecrübeler bir de sanayi oda başkanlığı yaptığım dönemde üç büyük kriz yaşamış bugünkü ise dördüncüsünde bakan kimliğiyle yaşayan bir arkadaşınız olarak ümit ediyorum ki inşallah 2009'un ilk üç ayından sonra normal sürecine dönmeye başlar."


Tabii ki krizin büyük etkisinin 2010 yılında olacağını anlatan Çağlayan, şöyle konuştu: "Önümüzde bizi sıkacak bir dönemle karşı karşıyayız. Çünkü Türkiye bir dünya ülkesidir. Ama şükürler olsun bu krizden dünyadaki diğer ülkelere nazaran en az etkilenen ülkelerden biri olduk. Ben 2001 krizini yaşadım, 1999 krizini yaşadım, 1994 krizini yaşadım. Ankara sitelerde yaptığı çalışmanın ardından yani bir fabrika yapmış öz kaynağıyla ve fabrikasını bitirdiği anda krize yakalanmış bir arkadaşınız olarak bu
krizleri gördüm. Türkiye'nin şükürler olsun ABD başta olmak üzere bir çok dünya ülkesinde ciddi bir problemler yaşanırken, Türkiye'de bu problemlerin yaşanmasının çok önemli birkaç sebebi var. Bunun bir tanesi Türkiye'nin gerek mali gerek bütçe disiplini gerek makro ekonomik dengeleri geçmiş dönemlerde mukayese edilmeyecek kadar sağlıklı."
Bugün Avrupa Birliği'nin bazı kriterleri olduğunu belirten Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti: "Ekonomi anayasası diye kabul edilir. Der ki orada, ekonomisi güçlü iyi bir ülkeyi şöyle tarif eder: O ülkenin iç ve dış borçları toplamı o ülkenin gayri safi milli hasılasının yüzde 60'ından fazla olmaması gerekiyor. Bizim ülkemiz bırakın yüzde 60'ını Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iç ve dış borçlarının toplamı gayri safi milli hasılasının yüzde 30'u mertebesinde. Avrupa Birliği'nin
vermiş olduğu kriter, yarısı değerindedir. Yine der ki Avrupa Birliği, bir ülkenin bütçe açıkları gayri safi milli hasılasının yüzde 3'ünden fazla olmayacaktır. Yüzde üç büyük bir eşik ve önemli bir denge olarak kabul eder."


BİR TEK BANKANIN BURNU BİLE KANAMAMIŞTIR
Türkiye'nin mali dengesinin olumlu bir durumda ekonomik krize yakalandığını söyleyen Çağlayan, bankacılık kesiminin 2001 krizinden ders aldığını anlattı. Bugün bankacılık sisteminde, gerek yapılan denetim ve düzenlemelerin etkinliği, gerek yapısal reform ve gerek siyasi ve ekonomik istikrarla birlikte banka batmasının yanı sıra bir tek bankanın bile burnunun kanamadığını söyleyen Çağlayan şöyle devam etti: "Bizim ülkemizdeki oran 1.6. neredeyse AB kriterinin yarısıdır. Türkiye'nin mali dengesi olumlu
bir durumda böyle bir krize yakalandı. Yine bankacılık kesimi, son derece güçlü ve dirayetli 2001'den ders almış. 2001 krizinde tüm Türkiye'ye yaklaşık 70 milyar dolar bedel ödetmiş, bir bankacılık sistemi ki kişi başına hepimizi bin dolar borçlandırmış bir sistemdir. Günahı olsun, olmasın herkes bin dolarlık yükün altına girmiştir."
kriz yaşanırken etkilenmemes Çağlayan, bugün bankacılık sistemi, gerek yapılan denetim ve düzenlemelerin etkinliği, gerek yapısal reform ve gerek siyasi ve ekonomik istikrarla birlikte bırakın banka batmasını bir tek bankanın bile burnunun kanamadığını söyledi.
Yıllar önce mevduata tam güvence verdiğimizde Avrupalıların bunu anlamakta zorlandığını belirten Çağlayan, şöyle konuştu: "Bugün bu kriz ortaya çıkar çıkmaz Fransa ve Almanya başta olmak üzere bir çok dünya devi, dünyanın ilk 7 büyük ülkeler bankalardaki batışı önlemek için mevduatın tamamına garanti verdi. Banka kurtarmanın ne olduğunu bilmezdiler onu yaşadılar. Bir tedbir olarak, bankalarda yeniden mevduata güvence verme konusunda TBMM'den kanun çıkartıp Bakanlar Kurulu'ndan kanun çıkartıp yetki
almamıza rağmen, bugüne kadar şükürler olsun bir problem olmadı."
Sıkıntı yaşadığımızı, yaşayacağımızı anlatan
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, şunları söyledi: "Dünya ülkesiyiz. 132 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Toplam GSMH 2008 yılı Mart ayı sonunda belli olacak. Yaklaşık 750 milyar dolar olacağı bekleniyor. Ciddi manada ihracat yapan bir ülkeyiz. İhracat yaptığımız pazarlarda daralma var. Müşterilerinizde pazar kaybı yaşamışsınız. Tabii ki böyle bir ortamda daralma kaçınılmaz. Ne bir ABD'nin, ne bir Fransa'nın ne bir Almanya'nın, ne bir İtalya'nın ne bir başka ülkenin karşılaştığı sorunlarla karşı
karşıya değil. Bunu yaparken krizin etkilerini en asgariye indirecek konularda gece gündüz çalışıyoruz."
GİRİŞİMCİ BİLGİ SİSTEMİ
Çağlayan, Türkiye'de faaliyet gösteren bir milyon 900 bine yakın esnaf ve sanatkarın an be an bilgilerinin dışında tamamını görecek bir 'Girişimci Bilgi Sistemi' setine sahip olduklarını söyledi.
Ticaret ve Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, sistemin yalnızca reel sektör için geçerli olduğunu anlattı. 224 sektörü ayrı ayrı, iç ve dış pazarı ile kur ve finansman sektörü ile değerlendirip izleme yapacak kapasiteye sahip olunduğunu söyleyen Çağlayan, şunları söyledi: "Şu an bakanlığımızın elinde, Türkiye'de faaliyet gösteren 1 milyon 900 bine yakın esnaf ve sanatkarın an be an bilgilerinin dışında, 2 milyon 10 bin 377 işletmenin Türkiye'nin neresinde olduğu, ne kadar vergi ödediği, ne kadar borcu olduğu,
borcunun ne kadarı kısa vadeli, ne kadarı yabancı para cinsinden, ne kadar enerji tüketiyor, kaç kişi çalıştırıyor, bunlara ne ücret ödüyor, hangi illerde hangi sektörler daha önde, daha fazla istihdam oluşturuyor, gelecek vaat ediyor tamamını görecek bir bilgi setine sahip olduk."
Bunun adına 'girişimci bilgi sistemi' koyduklarını anlatan Çağlayan, şunları söyledi: "Bankacılık sistemi, serbest, avukat ve doktorlar hariç. Sadece reel sektör için geçerli bu. Ticaret, hizmet ve sanayi kesimi için bahsediyorum. Bunu Türkiye'nin sağlıklı bir teşvik sistemine geçebilmek için yaptık. Sektörlerimizin hepsini izliyor ve değerlendiriyoruz. 224 sektörü ayrı ayrı, iç, dış pazarı ile kur ve finansman sektörü ile değerlendirip, izleme yapacak kapasiteye sahibiz. Önceden bin, 2 bin kişilik
anketlerle yapılıyordu. Hangi sektöre hangi tedaviyi uygulayacağımızı görüyoruz. Teknolojinin geliştiği ortamda her sektörün bu krizden etkilenmesi birbirinden farklı. Bir otomotiv sektö kriz yaşanırken etkilenmemesrü ciddi sorunlar yaşıyor. Otomotiv sektörü Bursa için ayrı, Aksaray için ayrı bir önem arz ediyor. Bursa için ekonomisi için payı yüzde 12.5."
Sorunlar, sıkıntılar, istihdam kayıplarının Bursa'yı yüzde 12.5 oranında etkileyeceğini anlatanÇağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir Aksaray'da ise ekonomisi içerisindeki otomotiv sektörünün ağırlığı yüzde 75 olan bir il. Bu alandaki daralmayı daha şiddetli hissediyor."
PAKET AÇIKLAMAK MECBURİYETİNDE DEĞİLİM
Almanya, İngiltere ve Fransa'nın paket açıklarken Türkiye'ye paket açıklayıp açıklamadıkları yönünde soru sorduklarını ifade eden Çağlayan, paket açıklamak mecburiyetinde olmadığını söyledi. Bir taraftan mevcut teşvik kanununu ekonomideki olumsuz gelişmelerden dolayı bir yıl uzatma kararı aldıklarını anlatan Zafer Çağlayan, Cumhuriyet tarihinde girişimci bir bilgi sistemi veri tabanına bağlı olarak sıfır kilometre bir teşvik sistemi getirdiklerini söyledi. Teşvik sisteminde Türkiye'nin tüm illeri teşvik
sisteminin içerisine girdiğini söyleyen Çağlayan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Almanya, İngiltere Fransa paket açıklarken, 'sizin paketiniz nerede' diyorlar. Ben paket açıklamak mecburiyetinde değilim. Bir taraftan mevcut teşvik kanununu, ekonomideki olumsuz gelişmelerden dolayı bir yıl uzatma kararı aldık. Cumhuriyet tarihinde girişimci bir bilgi sistemi veri tabanına bağlı olarak, yeni bir teşvik sistemini, sıfır kilometre bir teşvik sistemi getiriyoruz. Birkaç gün içerisinde sektörel, bölgesel ve proje bazda olacaktır. Bu teşvik sisteminde Türkiye'nin tüm illeri teşvik
sisteminin içerisine giriyor."
Türkiye'yi dört bölgeye ayırdıklarını anlatan Çağlayan, şunları söyledi: "Bu bölgelerdeki teşvikler ve teşvikten faydalanmalar farklı olacak. Bir taraftan bölgeler arasında gelişmişlik farkını ortadan kaldırıp balans yapacak sistem yapılırken, hiç desteklenmeyecek sektörleri de bir kenara ayırarak, kapasite fazlalığı olan atıl olan, rekabet gücü olan sektörlere teşvik verilmeyecek. Çıkarılacak olan kanun ve bu kanun çerçevesinde, bakanlar kurulundan verilen yetki çerçevesinde ülke gündemine getirilecek.
Lisanslı depoculuk konusunda kanun çıkmış ama önünü tıkayan vergisel engeller vardı. Bunları kaldırıp 5 yıl vergi muafiyeti getiren lisanslı depoculuk uygulaması, Ar-Ge, teşviklerinde şirketlerin faydalanması noktasındaki bir düzenleme, şu anda işletmelerin, çalıştırdığı insanları işten çıkarmaması için altı ay kadar destek verecek kısa çalışma ödeneği, maaşların ciddi bir oranda ödeyecek bir sistemi önümüzdeki hafta gündeme getiriyoruz. Bütün gayemiz işletmeler devam etsin, yatırım üretimleri, istihdamları devam etsin. İnsanlar işlerini kaybetmesin. Bu krizi en az hasarla atlatalım"

İha
Yayın Tarihi : 6 Şubat 2009 Cuma 17:53:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?