17
Mayıs
2024
Cuma
BARTIN

Fazla tuz şuur bozukluğu yapıyor

FAZLA TUZ KULLANIMI ŞUUR BOZUKLUĞUNA SEBEP OLUYOR

Günlük kullanılan sofra tuzunun fazla kullanılması durumunda şuur bulanıklığına sebep olacağı belirtildi.

Bartın Özel Ata CN Diyaliz Merkezi Dahiliye Uzmanı Dr. Cengiz Erten, sofra tuzunun önemli sağlık problemleri oluşturacağı konusunda uyarılarda bulundu. Günlük kullanılan sofra tuzunun sodyum ve klor adı verilen iki atomun birleşmesinden meydana geldiğini belirten Dr. Cengiz Erten, şöyle konuştu: "Tuz dengesi anlatılırken bu iki eleman, özellikle daha çok önem taşıyan sodyum kastedilmektedir. Tuzun bileşimindeki sodyumun çok önemli görevleri var. Sodyum, vücuttaki suyun dengesine yani (alınmasına,

atılmasına, vücut içindeki dağılımına) katkıda bulunur. Kan basıncının belirli düzeylerde tutulmasını sağlar ve değişik organların görev yapmasında hayati rol oynar."

Vücudun tuz dengesini ayarlayan en önemli organın böbrekler olduğunu anlatan Erten, şunları söyledi: "Sağlıklı böbrekler fazla miktarda tuz alındığı zaman idrarla atımı artırır. Tersine olarak, az miktarda tuz alındığında idrara olan kayıp durdurulur ve denge sağlanır. Kandaki tuz miktarının kısa süre içinde normale göre çok artması veya azalması, şuur bulanıklığı, adale krampları ve havale nöbetleri gibi belirtilere yol açar. Sürekli olarak fazla tuz alınması da tansiyon yüksekliğine neden olur. Tuz

(dolayısıyla sodyum), yediğimiz çeşitli besinlerin içinde mevcuttur. Ayrıca, yemeklerin veya içeceklerin içinde fazladan var. Bir günde alınan tuz miktarı coğrafi yöreye ve yemek alışkanlıklarına göre büyük farklılıklar gösterir. Ortalama olarak 6 ile 10 gram dolayında. Eğer sofraya gelen yemeklere ek olarak tuz katılmazsa, günlük alınan miktar 10 gramı geçmez."

TUZ PERHİZİ ÖNEMLİ

Bartın Özel Ata CN Diyaliz Merkezi Doktoru Uzman Dr. Cengiz Erten, tuzun, suyu vücutta tutan bir madde olduğunu söyledi. Vücudumuzdaki tuz miktarının çok artmasının su miktarını da artırıp yukarıda bahsedilen su fazlalığı belirtilerine yol açacağını anlatan Dr. Erten, sözlerine şöyle devam etti: "Bu nedenle bazı kalp, böbrek ve karaciğer hastalarında ve yüksek tansiyonlu kimselerde alınan tuz miktarının azaltılması gerekir. Hastalığın cinsine göre alınacak tuz miktarı farklılık gösterir. Hafif derecede

tuz perhizinde fazla miktarda tuz içeren besinlerden turşu, zeytin, konserve gibi kaçınılır, ekmek tuzsuz yenilir, ancak yemeklere normal miktarda tuz atılır. Bu durumda bir günde alınan tuz miktarı 4- 4.5 gram civarındadır."

Orta derecede tuz perhizinde çok az tuz içeren besinlerin seçildiğini anlatan Erten, şunları söyledi: "Hem tuzsuz ekmek yenir hem de yemeklere tuz atılmaz, böylece bir günde alınan tuz miktarı 2-3 gram dolayına indirilir. İleri tuz perhizinde ise diyette öncelikle meyve ve meyve suları vardır, diğer gıda maddelerindeki tuzu da olabildiğince azaltabilmek için tüm besinler iyice yıkanır ve su içinde bırakılır, ancak daha sonra kullanılır. Bu rejimde günlük alınan tuz miktarı 1 gram veya altındadır. İleri

tuz perhizi uzun süreli kullanım için elverişli değildir."

Dr. Cengiz Erten, çay, kahve, ıhlamur, adaçayı, kekik, koka kola gibi içecekler ve sarımsak, nane, maydanoz, vanilya, biber, hindistan cevizi, bal, gibi yiyeceklerde hiç tuz bulunmadığını sözlerine ekledi.

İHA
Yayın Tarihi : 2 Haziran 2010 Çarşamba 14:37:05
Güncelleme :2 Haziran 2010 Çarşamba 17:55:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?