3
Mayıs
2024
Cuma
BOLU

Deprem stresi Bolu'yu terketmedi

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) İzzet Baysal Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Kılıç başkanlığında bir ekip tarafından il genelinde yapılan deprem anketinde çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

AİBÜ İzzet Baysal Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Kılıç, 520 kişi üzerinde uygulanan anket sonucunda elde edilen verilere göre depreme maruz kalmış yetişkinlerin yüzde 12’sinde travma sonrası stres bozukluğu görüldüğünü söyledi.

Bolu şehir merkezinde insanların depremden ne kadar etkilendiğini saptamak için İzzet Baysal Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından il genelinde anket çalışması yürütüldü.

12 Kasım 1999 depremini Bolu’da yaşayan, en az ilkokul mezunu ve gönüllü olan 520 kişiye uygulanan anket çalışması için Psikiyatri Bölümü ve Psikolojik Danışma Rehberlik Bölümü’ndeki öğrenciler 6 ay boyunca tespit edilen evleri teker teker gezerek, ’Depremin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen iyileşmeyenler kimler?’, ’Neden bazı insanların ruhsal durumları iyi, bazılarının kötü?’, ’İnsanlar deprem sonrası yaşadıklarının ardından tedavi görebildiler mi?’ sorularının yanıtlarını aradılar.

6 aylık çalışmanın sonuçlarını açıklayan AİBÜ İzzet Baysal Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Kılıç, 12 Kasım 1999 depreminin ardından deprem yaşamış kişiler üzerinde yapılan anket çalışmasında, travma sonrası stres bozukluğu yaşayanların oranının yüzde 20’lerde olduğunu anımsatarak, son yapılan anket çalışmasında bu rakamın yüzde 12’lere gerilediğini vurguladı.

Yaşanan deprem felaketinin ardından kadınlarda travma sonrası stres bozukluğunun erkeklere oranla iki kat daha fazla olduğunu anlatan Kılıç, eğitim durumuna göre ruhsal bozuklukların azalma gösterdiğini belirtti.

Kılıç, "Ruhsal bozukluklar eğitim arttıkça azalma gösteriyor. İlkokul mezunlarında travma sonrası stres bozukluğunun yüzde 20’lerde olduğu tespit edilirken, bu oran üniversite mezunlarında yüzde 10" dedi.

Kılıç, ankette elde edilen bir diğer ilginç sonucun ise evi hasar görenlerle ruhsal bozuklukların paralellik göstermesi olduğunu ifade ederek, "Ankette ’5 yıl önceki depremde eviniz ne kadar zarar gördü?’ şeklinde bir soru yönelttik. Buna göre insanların evinin hasar görmesiyle şu anki ruhsal durumunun ilişkili olduğunu gördük. Genel ortalamanın yüzde 12 olduğunu düşünürsek, evleri orta hasarlı olanlar ortalamaya yakın ama az ve ağır hasarların oranları ortalamanın üzerinde. Buna göre evi hasar görmeyenler, görenlere oranla daha sağlıklı" şeklinde konuştu.

Deprem sonrası arama-kurtarma çalışmalarına katılanlarda görülen ruhsal bozuklukların ortalamanın altında kaldığını kaydeden Kılıç, deprem sonrası ceset görenler, enkaz altında kalanları izleyenler ile parçalanmış ceset görüntüleri ile karşılaşanlarda görülen ruhsal bozuklukların ortalamanın çok üzerinde olduğunun altını çizdi.

Kılıç, anket uygulanan kişilerden yüzde 17’sinin deprem sonrası ruhsal sorunlar yaşadığını belirttiğini, kadınlarda ruhsal bozuklukların daha fazla görüldüğünü söyleyerek, "Deprem sonrası görülen ruhsal bozukluklar sayısal olarak azalma gösterse de sorunlar halen devam ediyor. Daha önce yapılan araştırmalarda kadınlarda ruhsal belirtiler daha fazla görülmekte. Bu da depremden daha fazla etkilenenlerin hala etki altında olduğu gerçeğini bize göstermektedir. Bu tür kişiler, bu tür felaketlerden sonra risk grubu olarak kontrol altında tutulmalıdır" dedi.

İHA
Yayın Tarihi : 4 Nisan 2005 Pazartesi 16:13:53
Güncelleme :9 Nisan 2005 Cumartesi 17:30:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?