18
Mayıs
2024
Cumartesi
ŞEBİNKARAHİSAR - GİRESUN
Belediye Sayfaları

Hemşerimiz Prf.Dr.Anıl Çeçen'den önemli mesajlar var.

Değişen Dünya düzeninde, Asya ülkeleri çoğrafyaları üzerine süper güç ABD’nin projeleri birer birer uygulamaya konulmakta. Bu çoğrafya üzerinde yer alan Ülkemizinde güvenlikler konusunda daha temkinli olması ve önlemler almasının gerekliliği ortaya çıkmakta.
 
Büyük Ortadoğu projesinin mimarı ABD’nin, bundan sonraki projeleride, bu bölgede varlığını sürdüren ülkelerin izleyeceği yol haritaları ile daha değişik şekillenmeleride beraberinde getireceğe benziyor. Biryanda sınır komşularımızdaki hareketlenmeler, yeni şekillenmeleride beraberinde getirirken, gerek hükümetler, gerekse icraatları hakkında üretilen teorilerin tek bir amaca süper gücün istikametine ışık tutmak yönünde olduğu gerçeğini ortaya koymakta. Bu istikametin demokrasi ve özgürlükler adı altında sahneye taşınmasıda dünya medeniyetlerinin gözünde Özgürlükcü imajını bozmamayı hedeflemekte.
 
Dünyamızın siyasal ve hukuki gelişmelerle dolu yeni şekillenmeleri üzerine bir asrın tarihine ışık tutan, çıkardığı kitablarla aydınlatan, hemşerimiz Prf.Dr.Anıl Çeçen, son yazdığı yazıda önemli bir konunun altını çizmekte. Bu konunun önemini okuyucularımızı çok iyi idrak edeceklerini düşünüyor. Bilgilerinize sunuyorum..
 
İÇ GÜVENLİK İLLERİ SİVEREK-ERÇİŞ-ŞEBİN
   
    Türkiye Cumhuriyeti son yıllarda bölgesel değişimin dayatmaları ile karşı karşıya kalınca, yeni koşullara uyum sağlayabilmenin yollarını aramaya başladı. Bu doğrultuda, hem devlet düzeninde, hem de ülke düzeninde bazı değişiklikler yeni adımlar atılarak gerçekleştirildi. Güney doğu’da etnik terör ile, bu bölgede yeni bir devlet kurma girişimlerine karşı, sınır boylarındaki yeni il dış güvenlik gerekçesiyle kuruldu. Kilis ve Şırnak, bu dönemde ilçe konumundan il düzeyine çıkarıldılar ve iki sınır ili ile Türkiye, güney sınırlarında daha güvenli bir kapı kurulabilmesi için girişimde bulundu. Bir ticaret merkezi olan Kilis il düzeyine çıkartılırken, sınır kaçakçılığına karşı daha etkili önlem alma olanağı yaratıldı. Çeyrek yüz yıldır güneydoğu bölgesi bir terör alanına dönüştürülürken, bu bölgenin ortasında yer alan Şırnak il düzeyine çıkartılarak , bölgede devletin etkinliği daha güçlü bir biçimde gündeme getirilmiş oldu.
Benzeri bir durum Türkiye’nin doğu bölgesinde de yaşandı. Doğu Anadolu’da Büyük Ermenistan projesi doğrultusunda yeni bir siyasal yapılanma emperyalist merkezler tarafından desteklenirken, terör bu bölgede de tırmanmağa başladı ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsız devlet olarak ortaya çıkan Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan gibi üç küçük ülke doğrultusunda yeni oluşumlar Doğu Anadolu bölgesinde Türkiye’yi zorlamaya başladı. Güney sınırlarını tehdit eden gelişmelerin benzeri girişimler doğu Anadolu sınırında da ortaya çıkınca, Türkiye doğu bölgesinde de dış güvenlik açısından sınırlarındaki iki ilçeyi il yaparak bölgedeki etkinliğini arttırmıştır. Ardahan ve Iğdır il olurken, Iğdır üzerin Nahcivan bölgesindeki ilişkiler düzenlenmiş,Ardahan üzerinden de Türkiye’nin Gürcistan ilişkileri daha etkin bir biçimde yönlendirilmeye çalışılmıştır. Sınır viyaleti olan Artvin, Ardahan’ın vilayet olmasıyla ile beraber yalnız il olmaktan kurtulmuş ve kendisine olarak gelen Ardahan sayesinde, Türkiye Kuzey Doğu sınırlarında daha fazla güvenlik sağlayabilmiştir. Böylece, Güneydoğu bölgesinden sonra Doğu Anadolu bölgesinde de daha güvenlikli bir ortamın sağlanması konusunda Türkiye Cumhuriyeti, muhtemel girişimleri dikkate alarak yeni bir yapılanmayı gerçekleştirmiştir.
   
    Türkiye Cumhuriyeti’nin Lozan Antlaşması’ndan gelen bugünkü üniter ve ulusal devlet yapısını geride bırakarak Sevr haritası doğrultusunda eyaletler düzenine sürüklenmesi gerçeği karşısında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Doğu Anadolu’da yer alan üç bölgesi için üç yeni il yapılması ülkenin bütünlüğü ve devletin üniter yapısı açısından zorunluluk kazanmıştır. Güneydoğu bölgesinde müstakbel Kürdistan devleti hazırlanırken Diyarbakır başkent ilan edilmektedir. Doğu Anadolu’da ise, Büyük Ermenistan haritaları hazırlanırken, Van şehri bu yeni devletin başkenti olarak hazırlanmaktadır. Doğu Karadeniz’de ise yeniden Pontus seneryoları gündeme getirildiğinde Trabzon kenti yeni bir Rum yapılanmasının merkezi haline getirilirken müstakbel başkent olarak ilan edilmektedir.
Trabzon merkezli Rum Pontus devletinin kurulma hazırlıkları Avrupa ve Amerika destekli olarak yürütülmektedir.
 
    21.yüz yılda bu bölgede, bölgesel konfederasyon kurmak isteyen Büyük Orta Doğu, Büyük Avrupa ve Büyük İsrail projeleri çerçevesinde Türkiye’nin doğu bölgeleri ayrı ayrı eyaletleştirme sürecine doğru sürüklenirken, Anadolu’daki Türk devletinin, Ankara merkezli yapıdan koparılmak istenen doğu bölgelerini yeniden merkeze bağlaması gerekmektedir. Bu nedenle geleceğin eyalet merkezi olarak hazırlanan Diyarbakır, Van ve Trabzon’un Ankara’dan kopmasını önlemek üzere, Ankara ile bu bölgeler ve bölge merkezli kentler arasında köprü görevi yapacak yeni il yapılarına ülkenin iç güvenliği açısından gerek vardır. Diyarbakır’ın kopmasını önlemek üzere;Siverek bi köprü ve denge unsuru olarak iç güvenlik açısından acilen il yapılmalıdır. Benzeri biçimde, Van’ın kopmasını önlemek üzere Erciş il yapılmalıdır. Aynı doğrultuda, Pontus yapılanması ile Trabzon’un kopmasını önlemek üzere, Ankara ile Trabzon arasında yer alan eski viyalet merkezi Şebinkarahisar, Şebin adıyla il yapılmalıdır.Böylece ülkenin iç güvenliği açısından doğu bölgelerinin kopması köprü illerle önlenebilir ve bu yeni iller aracılığı ile doğu bölgelerinde Ankara merkezli devlet yapılanmasının etkisi artırılabilir.
   
    Ülkemizde son zamanlarda dış destek ile yaygınlaşan misyonerlik faaliyetleri de doğu bölgelerinin kopması için içerden çaba göstermektedirler. Ülkenin içindeki misyonerler bu bölgede çok kültürlü kozmopolit bir konfederasyon kurmak isterken, ülkenin iç güvenliğini tehlikeye atmaktadırlar. Devlet dış güvenlik açısından 4 vilayet kurduğu gibi, acilen iç güvenlik açısından da Siverek- Erciş- Şebin illerini biran önce kurmalıdır. Yeni illerde, etkin bir biçimde örgütlenecek devlet örgüsü ile, Türk devlet doğu bölgelerine sahip çıkmalıdır.
 
Prd.Dr.Anıl Çeçen
Yayın Tarihi : 12 Şubat 2005 Cumartesi 12:20:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?